Bölüm 51

28.9K 2.1K 313
                                    

Evet deneme bir-ki..
Buyurun efendim yeni bölüm sizlerle. Hatalarımız varsa affola.
Hikayenin olay örgüsü, anlık yaşanan durumlarla ilgili yorumlarınızı merakla bekliyor olacağım. Siz nasıl ki benim kalemimden çıkanları bekliyorsanız ben de sizin olay örgüsüne, karakterlere olan yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Geçen haftadan beri bölüm alıntısına ve duvarıma yazdıklarınızı tek tek okuyorum. Özellikle bazıları var ki, kendi içinizi açtıklarınız, gerçekten gözlerim doldu okurken. Teşekkür ediyorum iyi ki varsınız.
Gümüşpala'ya bu denli bağlanmış olmanızı hayretle, hayranlıkla ve de bir garip gurur hissiyatıyla izliyorum.

Yeniden görüşmek üzere diyelim öyleyse..
Keyifli okumalar🤍

Baharın yol boyunca söylenmelerine, Gümüşpala'nın her zamanki sükuneti yol arkadaşlığı etmiş yaklaşık on dakika önce yan yana oturdukları yere gelebilmişlerdi.

"Mahir Allah aşkına nerden aklına geldi beni buraya getirmek bi söyler misin acaba?"

Yatın güvertesinde ayaklarını uzatmış, başı sevdiği adamın göğsünde denize karşı otururken karşıdan gelen efil efil rüzgarın yüzüne vurmasının keyfini çıkarıyor gibiydi genç kadın.

Mimikleri ve bakışları o kadar dingin görünüyordu ki bir insanın maksimum ait olabileceği yer her neresi idiyse tam olarak orada olmanın huzuru vardı.

Deniz ve mehtap, gökyüzü ve yıldızlar bu kutsal duygunun; aşkın önünde el pençe divan gibiydiler, o kadar kusursuz bir geceydi Bahar'a göre.

Yada kusursuz olan yanındaki adamdı ve geriye kalan tüm eksikler ve kusurlar onun gölgesinde kayboluyorlardı.

"O kadar adamın içinde bize karada huzur yok denize kaçırdım seni."

Değer verdiği insanların her ne kadar yanında olmalarından memnun da olsa adamın sesinde bariz bir bıkmışlık da seziliyordu. Gümüşpala değil evinde çok kişi yaşamak, kalabalık ortamlarda bile uzun süre durabilen biri değildi neticede.

Günlerdir imasını yaptığı, Bahar'ı habire utandırıp durduğu o ses tonundan arınmış yalnızca yanındaki kadınla baş başa kalmak istediği fazlasıyla belli olan bir adama dönüşmüştü.

Genç kadın başını adamın omzundan kaldırıp bir eliyle yüzünü sevgiyle okşarken gözlerinin en derinine bakıyordu.

"Sen de iyi alıştın beni kaçırmaya."

En nihayetinde bu da Bahar'dı ve romantik cümleler edecek değildi ya canım!

Gümüşpala'nın yüzünde Baharın içini hoş eden hatta fazlasıyla hoş eden sırıtışı belirdiğinde genç kadının nabzı istemsiz hızlanmaya başlamıştı bile.

"Yavrum şu vakitten sonra ben seni kaçırmasam sen kendin bana kaçarsın zaten."

İkidir aynı cümleyi kuran adamla, sevdiği kadar sevildiğini bilmenin rahatıyla ile atışıyordu Bahar.

"Ben olsam ben de beni kaçırmazdım valla. Gencim, güzelim, akıllıy..."

Gümüşpala gülerek karısının dudaklarına kapandı.

"Laf ebesi"

E bu da bilinen bir gerçekti tabi Baharın çenesiyle yarışılmazdı.

Ayrıldıklarında genç kadın tekrardan kollarını adamın gövdesine sarmış huzurla oturuyordu. İkisi de yan yana olmanın tadını çıkarıyor gibiydiler. Bir süre çıt çıkmadı. Ortama sessizlik hakimdi.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now