Bölüm-43

101K 5K 503
                                    

Keyifli okumalar

Bahar masadan kalkıp arkasını döndüğü andan itibaren gözyaşları yanaklarını ıslatmaya başlamıştı bile. İçinde en sevdiklerine karşı olan güven duygusu yerini kocaman bir boşluğa bırakmıştı.

Bu hayattan tek beklentisi sevdikleriyle huzurlu bir yaşam sürmek olan biri olarak neden sürekli bu konuda sınanıyordu artık gerçekten de anlam veremiyordu.

Doğduğu günden bu yana sevdikleriyle imtihan olmak Bahar'ı yormuştu, fazlasıyla yormuştu.

Merdivenlerden hızla çıkıp odaya girdiğinde yatağın üzerine bıraktı kendini. Sessiz fakat bir o kadar içli içli ağlarken aşağıdaki kahvaltı masasındaki aile heyetinden de bir müddet çıt çıkmamıştı.

Biraz sonra Hamza Mahir'in kalın ve otoriter sesiyle tüm başlar o tarafa çevrildi.

"Bahar zor bir dönemden geçiyor. Hayatı bir anda rayından çıktı ve bu durum benim onu bir yıl önce bu eve zorla getirmemle başladı. Biraz önce söylenilenlere bir sorumlu aranacak olunursa benim, o değil. Cevap vermek, alınganlık yapmak isteyen olursa buyursun ben buradayım."

Adam açık açık karısını arkasına almış bir şey diyecekseniz bana deyin diyordu.

"Bunun yanında arkasını döner dönmez söylediklerine pişman oldu. Lafına bakıp giderseniz onu daha da üzmekten başka bir şey yapmazsınız."

Biraz önce yaşanılanlar herkese soğuk duş etkisi yapmıştı adeta.

Nejat ve Yiğit Ali, kız kardeşleri yerine koydukları  kadının kendilerine hayal kırıklığı ile bakan gözlerini gördükleri andan beri dertli dertli oturuyorlardı yerlerinde.

Leyla dirseğini dayayıp çenesini avcuna yasladığı masada dalgın bir şekilde önüne bakıyordu.

Burnunu çekişlerinden ağladığı belli olan Esra'ya nazaran Zeliha hanım metanetli görünüyordu. Nitekim Hamza Mahir'den sonra söz alan o oldu.

"Bahar benim kızım öyle git dedi diye ondan vazgeçecek değilim Hamza bey oğlum.

Ben günah keçisi bulma yanlısı zaten değilim ama pek bir öfkeli şu an. Gözü onu düşündüğümüzü görecek durumda değil. Sana bir şey oluverecekmiş gibi hissediyor belli ki.

Beni suçlayın diyorsun sen ama bak hepimizi tek tek payladı sana olan öfkesi üç gün sürmedi. Yani demem o ki kızımın yaralarını yine en iyi sen sararsın.

Bizim biraz uzaklaşmamız gerek, sizin aile olmayı yeniden öğrenmeniz için oğullarınızla birlikte başbaşa vakit geçirmeniz lazım gelir.

Hem Bahar'ımın gözü bizi biraz ararsa özler, yumuşar bilmez miyim ben kuzumu gitti hüngür hüngür ağlıyor şimdi, teselli bile edemiyorum."

Zeliha hanımın bu kadar olgun olması Hamza Mahir'in her seferinde kendisine taktir dolu gözlerle bakmasına sebep oluyordu.

"Üç tane bebekle onu bırakıp gidecek değilim elbet size zahmet bize bir otel ayarlayın bir müddet idare ederiz."

Kadının talebiyle Nejat ve Yiğit Ali onaylamazca lafa girdiler. Önce davranan Yiğit Ali olmuştu.

"O ne biçim söz Zeliha sultan bizim evler dururken ne oteli? Benim zaten eve uğradığım yok gidin gönlünüzce kalın istediğiniz kadar."

Genç adamın her zamanki esprili sesinden eser yoktu. Oldukça ciddi görünüyordu.

"Benim evim de her zaman size açık Zeliha hanımcığım teklife dahi gerek yok bakın darılırım."
Hafize hanım kısık sesle her zamanki mütevazi ve anaç tavrını ortaya koymuştu.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now