Bölüm 53

37.3K 2.4K 387
                                    

Merhaba sevgili okurlarım bu sefer arayı öncekiler kadar açmadığımız tesellisiyle upuzun bir bölümle geldim.🤍

Gümüşpala'nın hikayesi devam ettiği müddetçe aklımın bir parçası hep burada öncelikle bunu bilelim artık.
Gördüğünüz üzere ilk fırsatta dönüp dolaşıp geldiğim yer kürkçü dükkanım.

Bölüme geçmeden önce söylemek istediğim birkaç cümlem daha var.

Bazı okuyucularım için bölüm geldiği sürece dünyanın en iyi insanıyım ama istedikleri zaman zarfında yenisi gelmeyince başlanıyor dedikodum yapılmaya. Ne sorumsuzluğum kalıyor ne umursamazlığım.
Böyle davranan kişiler için bir tavsiyem var: Hikayemi kitaplığınızdan kaldırın. Benim de hevesimi kaçırmayın.

Benim kimseye karşı bir zorunluluğum yok kusura bakmayın. Ben bu hikayeyi siz seviyorsunuz diye yayınlıyorum.
Siz sevdiğiniz için seviyorum bu platformu yoksa ne gibi bir çıkarım var?
Ün, para hangisi?
Not defterimde kalsa ne olacak?
Yada aklımın bir kenarında yazılı dursa?
Sizinle karşılıklı paylaşmayı, fikir alıp vermeyi, karakterleri ve olayları hep birlikte değerlendirmeyi sevdiğim için paylaşıyorum.
Kısacası sizleri sevdiğim için buradayım.

Fakat kaç kişi benim onca saatlik mesaimin karşılığında zahmet edip bir şeyler yazıyor? Fikir beyan ediyor?
Hikayenin gerçekten içinde olduğunu bana hissettiriyor?
Siz benimle paylaşmazsanız benim sizinle paylaşmamın ne manası var?

Vefa tek taraflı değildir ve ben emek emek yazdığım 53 bölümle size olan vefamı da sevgimi de saygımı da gösterdiğimi düşünüyorum.

İnsan sevdiklerine nazlanır ben de biraz naz yapıp biraz da sitem ettiğime göre umarım sevdiğiniz bir bölüm olur. Ben yazarken çok keyif aldım herkese de keyifli okumalar🌸



Saatler sabah yediyi gösterirken odayı alarmın kulağa işkence eden o tiz, sevimsiz sesi doldurmuştu.

Henüz erken olmasına rağmen genç kız bir saattir her on dakikaya bir uyanıyor alarmın çalmasına daha zamanın var olduğunu görüp geri başını yastığa koyuyordu.

Vakit gelip çatmış alarm çalmaya başlamıştı işte. Oflayarak kalktı Esra.

"Uyandık işte uyandık ya! Sus artık mahvettin sabah sabah beynimi!"

Aksi aksi söylenmesinin en temel sebebi heyecandan bölük bölük uyumasıydı. Son bir saattir de malum aptala dönmüştü uyanıp durmaktan.

Kendini adeta yataktan aşağı atarak kalktı. Hemen elini yüzünü yıkayıp akşamdan hazır ettiği kıyafetlerini giymeye başladı. Seri hareketlerle hazırlanıyordu genç kız. Eteklerini lacivert ispanyol paça kot pantolonunun içine koyduğu beyaz dökümlü gömleğinin düğmelerini iliklerken bir taraftan da aynadan kendini kontrol ediyordu. Akşamdan düzleştirdiği koyu renk saçlarını şöyle bir düzeltti eliyle.

'İyi iyi, Allahtan bozulmamıştı'

Ütülü gömleği dümdüz saçlarıyla her şeyi jilet gibiydi.

Hayatında yeni bir sayfa açılıyordu. Artık çok istediği hukuk fakültesine gidecekti. Üniversite öğrencisi olacaktı. Yeni insanlarla tanışacak, arkadaşlıklar edinecekti. Kendine ait bir hayatı olacaktı. En azından olması için gerekli koşullar bu günden itibaren yerine getiriliyordu.

İlk günün heyecanı, tedirginliği, merakı tüm duygularıyla dolup taşıyordu genç kız.

Koyu renk iri gözlerini, çektiği eyeliner ve sürdüğü rimel ile daha da belirgin hale getirmişti. Esra'nın zaten güzel olan yüzünün en dikkat çekici taraflarından biri cildinin gerçekten de pürüzsüz oluşuydu. Allah vergisi o gergin parlak ciltlerdendi Esranınki. Normalde böyle kusursuz ciltler esmer tenlerde daha fazla olurdu fakat genç kızınki açık renk olmasına rağmen çok sağlıklı görünüyordu. O nedenle fondoteni es geçerek biraz allık ve gül kurusu renginde rujunu sürerek makyajını tamamladı.

GÜMÜŞPALADonde viven las historias. Descúbrelo ahora