Bölüm-41

107K 5.6K 803
                                    


Keyifli Okumalar♥️

"Bahar"

"Bahar hadi aç artık gözlerini"

Hamza Mahir'in derinden gelen sesini hayal meyal duyuyor ancak cevap verecek dermanı kendisinde bulamıyordu genç kadın.

"Güzelim ses ver bak doktor çağıracağım."

Adamın saçlarını okşayan eliyle biraz biraz kendine gelmeye başlayan kız, avucunun içindeki parmakları bilincinin yerinde olduğunu anlatmak istercesine hafifçe sıktı.

Bahar'ın uyandığından emin olan Hamza Mahir rahatlarken usul usul toparlanmasını izliyordu.

"Su getireceğim sana kalkma ayağa sakın"

Adam ayaklanacağı sırada genç kızın kendisini çekiştirmesi üzerine durdu.

"Gitme iyiyim, su falan istemiyorum. Devam et öğrenmek istiyorum onca geceler neden ağlayarak uyuduğumu."

Yatakta enine bir şekilde yatmakta olan Bahar'ın yanına uzanan adam burnundan sesli bir nefes alıp dirseğinin üzerine doğrularak bir süre hiç konuşmadan öylece yukarıdan yüzünü seyretti kızın.

İkisi de ellerini uzatsa birbirlerine dokunacak kadar yakınlardı fakat araya giren onca ayın ve yaşanan acıların vermiş olduğu mesafeler engel oluyordu bu dokunuşa.

Bir müddet sonra Hamza Mahir'in bariton sesi ortamın sessizliğini bozdu.

"O gece geri dönüp seni bulamadığımda gözüm döndü. Önce sana bir şey oldu zannettim. Neyse geç teferruatı..."

Bahar 'hiçbir detayı geçmeden anlat neler hissettiğini, sen de benim gibi yıkıldın mı?' diyecek oldu ama adam tarafından engellendi.

Normalde de Hamza Mahir canı ne kadarını isterse o kadarını anlatırdı fakat bu durum daha farklı gelmişti genç kıza. Sanki 'herkes sussun artık ben anlatmak istiyorum' der gibiydi.

"O pezevek Özgür seni toplantı yaptığımız odaya göndermiş."

Bahar adamın küfretmesi üzerine kaşlarını çattıysa da sesini çıkarmadı.

"Öyle gözüm döndü ki o şerefsizi benzetip çıktığımı hatırlıyorum. Kapıda güvenlikteki çocuklar taksi çağırıp gittiğini söylediler. Taksinin plakasını soruşturdu bizimkiler hemen ben yoldayken aradılar gara bırakmış seni. Ardından on beş bilemedin yirmi dakika sonra gelmişimdir. Adamlara çantanın çalındığını yalnızca son otobüs paranla ailenin yanına dönmen gerektiğini söyleyip yalvar yakar kimliksiz bilet almışsın. İsmini de farklı söylemişsin anasını satayım zaten öfkeliyim bir de seni aramakla vakit kaybettim kan beynimde, o öfkeyle düştüm Trabzon yoluna. Neyse işte karşı şeritten uzun yol şoförü adam uyumuş son sürat üstüme doğru geliyor."

Bahar kocaman olmuş gözlerle devamını az çok tahmin ettiği hikayeyi dinliyordu. Vücudu öyle kasılmıştı ki adamın eline tırnaklarını geçirdiğinden habersizdi o anda.

"Ben de çok hızlıydım, dikkatsizim, geç farkettim. Kurtarmaya çalıştım ama süratli olunca hemen burun buruna geldik tabi. Tek şansım arabanın sol tarafını kurtarabilmek oldu ama o hızla şarampole uçmuş araba."

Tüm bu anlatılanlar Bahar'ın aklının alamayacağı kadar hayal ürünü gibi geliyordu. Sanki Hamza Mahir şuanda kendisine bambaşka kişilerden bahsediyodu yada masal dinliyordu genç kız. Adamın böyle feci bir kaza yapmış olmasını, ölümlerden dönmesini kabul etmek istemiyordu adeta beyni reddediyordı. Farkında olmadan başını sağa sola sallıyordu.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now