Merhabalar çok değerli okuyucularım,
Nerede olduğumu çok soran olmuş öncelikle cevaplamak isterim. Çoğunuzun da bildiği üzere hekimim ve dün yoğun bir gündü ancak vakit bulabildim.
Önceki gün yaşanan hadiselerle ilgili pek çok fikir beyan eden olmuş. Ben bu platforma canım sıkılsın, moralim bozulsun diye gelmiyorum. Motive bir şekilde sevenlerime çok sevdiğim hikayemi şevk ve mutluluk içinde yazmaya devam etmek istiyorum. Moralimin bozulmasına sebep olan her türlü mesajı da gözümün önünden kaldırırım bu da benim en doğal hakkım.
Haksızlık yaptığımı söyleyen üç beş kişi olmuş. Her ne kadar sayıları az da olsa ben bu kitleye de bir şeyler söylemek isterim dilim döndüğünce.
Bu konuyu çok başka örnekler üzerinden gelin somutlaştıralım.
Örneğin 'Adidas' bir marka ismidir değil mi? Amblemini de hepimiz biliriz. Yıllar içerisinde çıkardığı ürün yelpazesiyle belli bir çizgi oluşturmuştur. Üç aşağı beş yukarı insanların aklında oluşturulan marka değerine uygun koleksiyonlar çıkarır.
Yine pek çoğumuzun gördüğü 'Abidas' markasını ele alalım şimdi de. Ne kadar da çok Adidas'a benziyor değil mi? İsmin yazılışından tutun, amblemi ve ürettiği ürün çeşidine kadar benzer markalar.
Şimdiii bu Abidas şirketinin kurucusu bambaşka bir isimle spor ürünleri üretmek yerine neden çağrışımı bu kadar yakın bir kelimeyi tercih etti? Üstelik amblemini dahi olabildiğince yakın tuttu?
Sebep çok belli aslında: Adidas'ın bir marka değeri var, zaten sevilen ve taktir edilen bir marka. Herhangi bir kalite vaadetmeden Adidas ismi ve amblemi insanların dikkatini çekebilir. Çok rahat müşteri toplayabilir. Nasıl olsa birileri zamanında Adidas ismi için kafa yordu. Fonetiği için ayrı amblemi için ayrı çalıştı üzerinde.
Gelelim biz Abidas'a;
Abidas spor ürünleri üretemeyen bir markadır diyebilir miyiz? Hayır diyemeyiz çünkü çarşılarda pazarlarda üzerinde ismi yazan, amblemi olan ürünlerini görüyoruz.
Evet Abidas spor ürünleri üreten bir markadır ama aynı zamanda yine evet Abidas, Adidas markasının isim ve marka haklarını gasp etmeye çalışan bir markadır.
İsterse Adidas'tan çok daha bambaşka, farklı ürünler de üretsin o amblem ve isim onda olduğu sürece her ürününde bu gaspa devam eder. Çünkü kasıtlı olarak yapılmış bir eylemdir.
Ben söz konusu hikayenin içeriğini hiç bilmiyordum ama yukarıda da anlattığım gibi zaten bilmeme gerek olmayan kısmıyla ilgileniyorum.
Gümüşpala bir markaysa Hamza Mahir Gümüşpala da onun amblemidir.
Ve evet Gümüşkartal bir markaysa Hamza Altan Gümüşkartal da onun amblemidir.
İki örnek arasındaki ilişkiyi buyrun siz kurun. Kim hazıra konmaya çalışırken kim mağdur?
Gelelim bir diğer hususa.
İki gündür okuyucularım aracılığı ile içerikle ilgili pek çok bilgi sahibi oldum. Artık kafamda bu çalıntı meselesi tamamen oturdu. Ne kadarı çalıntıdır ne kadarı değildir konuya hakimim.
Şunu çok netlikle söyleyebilirim ki Gümüşkartal kitabının yazarı, Gümüşpala'nın çok sıkı bir takipçisi, iki iki daha dört. Öyle bir ince ince okumuşluk var ortada.
Tam olarak yapılan şey şu:
Benim yarattığım Hamza Mahir karakteri ile kendi yarattığı kadın karakteri; benim oluşturduğum diyaloglar, yer yer replikler, çiftim arasında geçen anlar ve duygu geçişleriyle kendi senaryosunda buluşturmuş.
