Bölüm-16

142K 4.7K 356
                                    

Keyifli okumalar ♥️

Bahar yatağın ortasında altında yalnızca bir iç çamaşırı, üstünde boynuna kadar toplanmış bir tişörtle rezil bir halde kalakalmıştı.

Dalgın ve boş gözlerle sabit bir noktaya bakarken, adamın kapıyı çarpıp çıkması üzerine ürkek bir kuş gibi titremişti.

Aklında sürekli Hamza Mahir'in söyledikleri dolanıyordu.

"Demek bedenini sunacak kadar önemli o herif senin için."

Kollarını bacaklarının etrafına dolamış bir şekilde yatakta otururken kendini feci halde aşağılanmış hissediyor, gözlerinden yaşlar yağmur gibi akıyordu.

Kabul ediyordu yalan söylemek gibi bir hataya düşmüştü fakat böyle küçük düşürülmeyi hak edecek ne yapmıştı ki?

Oysa Bahar adam çok sinirli olduğu için öperek bir parça yumuşatmak istemişti o kadardı. Amacı gitmesini engellemek için sevişmek değildi.

Daha doğrusu amacı sevişmek değildi!

İlk defa yaşayacağı duyguları böyle sinirli ve de gergin bir anda neden yaşamak istesindi?

Bahar yalnızca her zamanki gibi adama kapılıp gitmişti.

Hamza Mahir gibi akıllı bir adam nasıl olurdu da bunu göremezdi?

"Demek bedenini sunacak kadar önemli o herif senin için."

Bu cümle aklında döndükçe kafayı yiyecek gibi oluyordu.

Yüksek sesli ağlamaktan boğazı acıyor, kıpkırmızı olmuş gözleri yanıyordu.

Ağır aksak adımlarla banyoya doğru yöneldi.

Hızla üzerindekileri çıkararak kendini duşa attı. Yarım saat kadar yukarıdan akan suyun altında kalıp sakinleşmeye çalışırken bugün yaşadığı şeyler aklına geldikçe bir taraftan da sinirlerine hakim olmakta zorlanıyordu.

Duştan çıkıp kocaman bornozu üzerine giydi.

Bu bornoz dahi o öküz herifindi ve içinde bulunduğu durum gereği şuan bornoza karşı bile aşırı öfke doluydu!

Durup durup sinirleniyor kendi kendine söyleniyordu Bahar.

"Bedenimi sunmuşum öyle mi? Hah!"

Odanın içinde bir o yana bir bu yana geziyordu.

"Hani sen benim kocamdın ya? Hı hani kocamdın?"

Yatak örtülerini sıyırıp yere attı genç kız.

"İnsan karısına nasıl böyle bir suçlamada bulunur pislik herif!"

Yatağın önünde duran markize bir tekme atmış yere devirmişti ama bu arada kendi ayağı da nasibini almıştı.

Yatağın üzerine oturup acıyan ayağı için ağlamaya başladı bu sefer de.

"Senin yüzünden ayağım da acıdı. Bana sürekli zarar veriyorsun siktir git artık hayatımdan!"

Bir taraftan isyan edip saydırırken diğer taraftan da hüngür hüngür ağlıyordu.

Aniden kalkıp adamın giyinme odasına gitti eline ne kadar eşya geçtiyse topladı. Pahalı lüks saatler, kravatlar, Allah bilir kaç bin lira değerindeki parfümler...

Hışımla yatak odasının teras kapısını açtı ve elinde ne var ne yok fırlatmaya başladı. Attığı eşyaların bir kısmı evin yan tarafındaki, mutfak kapısının açıldığı tarafta bulunan havuza düşerken bir kısmı da bahçedeki çimlerin üzerine savruluyordu.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now