Bölüm 52

40.1K 2.4K 402
                                    


Keyifli okumalar🤍

Vakit gündoğumudan hemen önceydi. Geceyi süsleyen ışıl ışıl yıldızların köşelerine çekilme vakitleri gelmiş, o sonsuzluğa uzanan karanlık dalga dalga renklenmeye başlamıştı.
Geceyle gündüzün kavuşma anlarıydı.

Kimilerine göre de güneşle ayın, günle gecenin bir vedası sayılabilirdi bu anlar fakat bu saatlere kadar büyük bir özlemle seviştiği, yeniden birbirine ait olmanın tadını çıkardığı kocasına yaslanarak, güneşin yeni günü selamlayışını izleyen Bahar için muhteşem bir kavuşmaydı.

Tıpkı kendi gibi bembeyaz çarşafı vücuduna dolamış bir eliyle göğsünün üzerinden tutarak düşmesine mani olmaya çalışırken arkasında dikilen adamın varlığını iliklerine kadar hissediyordu.

Bir adım önünde masmavi deniz manzarası, aralarına bir adım dahi mesafe girmesine izin vermeyen, hemen arkasında bir kolunu beline dolayıp kendine sımsıkı yaslamış kocasıyla öyle huzurlu hissediyordu ki Bahar dünya üzerinde gidilebilecek herhangi bir yeri şu anın ve yerin eşsiz güzelliğine değişmezdi.

Hamza Mahir anlaşılan zaman zaman buraya geliyordu ki kolayca alt eşofmanını giyivermişti. Şimdi de kendisinin üzerindeki yalnızca omuzlarının görünmesine müsade eden çarşafa homurdanmakla meşguldü.

"Sevgilim acaba şu anın tadını çıkarsak da daha sonra mı söylensen?"

Zaten ufak tefek olan kadını kendi bedenine doğru öyle bir yaslamıştı ki Gümüşpala, Bahar uzaktan yakından kendisini birinin görebileceğini hiç mi hiç zannetmiyordu.

"Ben senin tadını çıkardım güzelim gerisi önemli değil."

Hamza Mahir genç kadının saçlarını bir tarafa doğru toplayıp yüzünü açıkta kalan boynuna doğru gömmüştü.
Derin bir nefesle kokusunu içine çekerken kocaman bir öpücük bırakmıştı bile.

Bahar böyle zamanda o kadar sarsılmış hissediyordu ki adam sanki vücudundan bir parçayı da alıp götürüyordu o nefesle.

"Birazcık romantik olur insan ama nerde? Kime söylüyorum ki zaten değil mi?"

Genç kadının sesi sitemden ziyade durumu kabullenmiş olmanın verdiği sakinlikle alaycı çıkıyordu. Baş ve işaret parmağıyla azıcık işareti yaparken boynunda Gümüşpala'nın dişlerini hissetti.

"Ahh ama acıttın yaa ısırma!"

Geceden beri yeterince sanatsal izler bırakmamış gibi bir de hala ısırıyordu!

"Kocayla dalga geçilmez"
Adamın yapmacıklık kokan uyarısıyla kıkırdadı Bahar.

"Neden kocamın yenilmez otoritesi mi sarsılır, karizması mı çizilir?"

Yönünü Gümüşpala'ya doğru dönmüş yaramaz bakışlarla sırıtıyordu Bahar.

"Dua et sana herkesin içinde kocişim falan demiyorum."

Normal koşullarda Bahar zaten kocişim diyecek bir tip değildi. Sevgi sözcükleri kullanırken bile farklı bir tanesi ağzından çıkınca kendi kendine garipsiyordu.
Kocişim neydi bir kere duy da inanma!

"O herkesin bir de tenhası olur yalnız."

İnsan böyle mest edilerek tehtid mi edilirdi canım?

"Ne yaparsın mesela?"

Genç kadın alt dudağını dişleyerek Gümüşpala'ya şuh bakışlar atıyordu.
İşin zorlayıcı kısmı ise Hamza Mahir, Bahar'ın bunu bilerek yapmadığının farkındaydı.

"Ulan.. çok yoruldun diye kıyamıyorum bak fazla zorlama şansını."

Bahar ayak parmakları üzerinde yükselerek ellerini kocasının boynuna sardı.
O kadar emindi ki elleri çarşafı bıraktığı an Hamza Mahir tarafından tutulacaktı. Akabinde adamın elleri saniyesinde çarşafı kavrayıp düşmesine izin vermedi.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now