Bölüm 59

23.8K 2K 306
                                    

Keyifli okumalar

6M okunma sayısına ulaştığımızı görüyor ve gururlanıyorum. Daha önce bir cümle dahi yazmadan tecrübesizce çıktığım bu yolda herbirinizle karşılaşmak müthiş bir sevinç benim için. Herkese ayrı ayrı teşekkürler ediyorum. İyi ki varsınız.


Mevsimin kış olmasından mütevellit sabah altı sularında güneş bir gözü kapalı günü selamlamaya çalışıyordu. Hava henüz aydınlanmış değildi.

Üç gündür kendi başına uyumak zorunda olmanın huzursuzluğu ile bir o tarafa bir bu tarafa dönerek uyuyordu Leyla.  Sıcaklamış olacak ki pijamasının üst kısmı karnını tamamen açıkta bırakacak şekilde sıyrılmış, alt kısmı ise bacaklarından yukarıya doğru toplanmıştı. Yüz üstü yatağın tam ortasında yatmış, başını Nejat'ın yastığına koymuştu. Onun kokusuyla uykuya dalmak daha kolay geliyordu.

Odanın kapısı ortamın sessizliğinde ufak bir tıkırtıyla açıldı. Genç adam kızı uyandırmamak için mümkün mertebe sessiz olmaya çalışıyordu. İçeriye doğru ilerlediğinde yatağın tam ortasında yatan karısını görmesiyle dudağında bir tebessüm belirmesi bir oldu. Normalde sakin bir yapısı olan, dışarıdan prenses gibi görünen bu kız nasıl böyle deli uyuyabiliyordu? Her ne kadar bu konuda Leyla'yla uğraşıp dursa habire dalga geçse de hoşuna gidiyordu adamın.

Yatağın iyice yanına yaklaştığında Leyla aniden uyanıverdi. Uykusunun içinde garip bir hissiyatla sarsılmış ve gözleri açılıvermişti. Aniden toparlanıp oturur pozisyona geldi. Bir anlığına boş bulunup korkmuştu çünkü kocasını karşısında bulmayı beklemiyordu.

"Nejat"

Uykulu gözlerle, üstü başı ve saçları dağılmış halde kendisine seslenen karısı fazla sevimliydi.

"Sarışınım"

Leyla bir anda uyanıvermiş olmanın verdiği zaman ve mekan kavramı kargaşasıyla hala durumu idrak etmeye çalışıyordu.

"Rüya mı görüyorum sen mi geldin anlamıyorum."

Elleriyle gözlerini ovuştururken henüz aydınlanmayan oda hiç yardımcı olmuyordu genç kadına.

"Rüyalarında mı görüyorsun sen beni bakayım?"

Bu ses rüya olamayacak kadar gerçekçi bir alay barındırıyordu. Hızla doğrulup adamın boynuna sarıldı.

"Çok özledim seni."

Nejat da kızı sımsıkı sararken söylendi.

"Bu anın tam da böyle olacağını düşünüyordum sonunda sarılabiliniz Leyla hanım."

Leyla kollarını adamın beline doğru sarmış başı göğsünde sımsıkı duruyordu.

"Şaşkına çeviriyorsun beni. Yarın gelmeyecek miydin sen?"

Karısının sıcaklığını, saçlarının kokusunu özleyen adam hiç acele etmeden konuşuyordu.

"Yarın son bir işi de halledip gelecektim gitmişken ama Yiğit Ali zibidisi ortalığı karıştırmış ağabeyim barut gibi dolaşıyormuş etrafta. Sabah gebertmeden elinden alayım diye önden geldim."

Leyla merakla sordu.

"Ne yapmış Hamza ağabeyi bu kadar kızdıracak?"

Genç kadın başını kaldırmış merakla Nejat'ın gözünün içine bakıyordu.

"Yengeyle papaz etmiş."

Daha da meraklanmıştı Leyla. Maksimum ne yapmış olabilirdi ki? Hem Hamza ağabeyi aralarını açacak hiçbir şeye ve kimseye izin vermezdi.

GÜMÜŞPALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin