Bölüm-2

124K 4.7K 358
                                    




'Bir şeyi yapabilme yetkinizin olmasıyla o şeyi yapabilme yetinizin olması bambaşka şeylerdi.'

Mesela Bahar'ın tam yedi yıldır ehliyeti vardı fakat bir sorun bakalım araba kullanmayı biliyor muydu?
Hayır.

Bütün denemeleri tam bir fiyaskoyla sonuçlandığı için çok uzun zamandır deneme işinden de vazgeçmişti.

Klinikten çıkıp yürüyerek eve geldiği yetmezmiş gibi bir de ayağındaki güzel yüzlü şeytan küçük parmağını sakat bırakmak üzereydi.

Bugünkü ikinci dersimiz neydi?
'Dış görünüş yanıltırdı.'

Bahar'ın bu hayatta kafaya koyup da yapmayı başaramadığı pek az şey vardı. Araba kullanmak ise kesinlikle bu listenin başını çekiyordu ama olsundu işten eve yürüyerek gelip giderken aynı zamanda spor kariyerini de başlatmamış mıydı canım bir de bu taraftan bakmak lazımdı.

Aslına bakılacak olursa genç kadının evi ile kliniği maksimum on dakikalık yürüme mesafesindeydi ve bu kadarcık yol için taksi çağırmak Cafer amcaya ayıp olacağı için yürümeyi tercih ediyordu.

Bahçe kapısındaki güvenlik görevlisine şöyle bir bakmakla yetinip ilerledi Bahar. Bu adama nedense hiç ısınamamıştı.

Çok sevdiği eski güvenlikçileri Mehmet amca ani bir kararla Almanya'daki oğlunun yanına yerleşmeye karar vermiş bu sevimsiz adam da kısa sürede işe başlamıştı.

Kapıda, çantasının içinde uzunca bir anahtar arama seansı yapan genç kız söylene söylene nihayet eve girebilmişti.

Elindeki anahtarı ertesi günkü kısır döngüyü başlatacak şekilde gelişigüzel çantasına fırlattı.

Hemen ayağındaki canavarları çıkartıp ev terliklerini giydi.

Bugünkü neden hayati tehlikesi bulunan küçük parmağı olsa da asıl neden her zaman Zeliha hanımdı.

'Namaz kılınan eve ayakkabıyla girilmezdi, giren bacağına terliği yerdi!'

Mutfağa doğru seslendi hemen.
"Zeliha sultan ben geldim evde misin?"

Yaşlı kadın elinde mantı tenceresiyle birlikte salona girdi yemek masasına doğru yürüyordu.

"Hoşgeldin kızım hadi açsındır üstünü değiştir gel yardım et bana."

İşten kaytarmaya çabalayan Bahar sevimli olduğunu düşündüğü ses tonuyla şansını zorluyordu.

"Yapılcak bir şey kalmamış ki Zeliha sultan sen her şeyi hazır etmişsin"

Bu Bahar'ın çocukluğundan beri kullandığı yöntemdi ve Zeliha hanım farkında olmasına rağmen arada yermiş gibi yapardı ama maalesef bugün Bahar şanslı gününde değildi.

"Salata yapılacak kızım onu da sen yapıver, artık mantı açmak benim neyime olmuş vallahi çok yoruldum"

Genç kız son kozlarını oynuyordu.
"Bence mantının yanına salata yakışmıyor hiç zaten gerek yok ki"

Tüm bu itiraz süreci içinde Bahar ayakta dikilip laf anlatmaya çalışmakla meşgulken Zeliha hanım mutfaktan gelecek her şeyi masaya taşımıştı bile.

"Hadi ordan kim alacak seni bu üşengeçlikle bilmem valla. Adamı da aç koyarsın sen iki güne gelir koyar gider kapımıza. Çoluğuna çocuğuna ne pişirir de doyurursun o konuya hiç girmiyorum bile."

Bahar konunun yine evlilik müessesesine nasıl geldiğini sorgulamadı bile oflayıp puflayarak yukarı kattaki odasına doğru merdivenleri çıktı.

GÜMÜŞPALAWhere stories live. Discover now