-32-

9.3K 421 40
                                    

"Düşünüyorum...öyleyse varım !"

Ani bağırışımla,büyük bir heyecanla Survivor izleyen ananem yerinden zıplayıp bana döndü.

"Ay tövbe bismillah ! Geldiler bu kıza yine. Neye varsın kız sen ?" Anenem korkusunu gidermek adına,baş parmağını damağını yaslayıp o meşhur hareketi yaparken yayıldığım aşırı süslü koltuklarda toplarlandım.

"Ay anane,sen de Tv8 izlemekten iyice kafayı yedin ! Öyle var değil,genel olarak var olmak. Anladın mı ? Hani şu meşhur Descartes'in önermesi ?"

Ananem bana sen ne diyon acaba değişik bakışları atarken,bende bi düşünmedim değil. Acaba ne diyorum ben yani ? Ne saçmalıyordum ?

"Sen iyice kafayı yedin Arya ! Sabah hatırlatta bi okuyayım seni." Ananem son bir kez daha bana sanki dünyanın en garip insanına bakar gibi bakıp televizyona geri döndü ve Survivor'a kaldığı yerden devam etti.

Aslında ananem haklıydı. Ben iyice kafayı yemiştim.

Ayşecik'in bana düşün dediği günden beri düşünüyor,sorguluyor ve deliriyordum. Daha dün sırf fazla düşünmekten kendimi yataktan aşağı atıp alnımı vurmuştum ve şimdi nur topu gibi bir şişliğim vardı.

Aslında düşüncelerimin çoğunun sonunda hep aynı yere varıyordum fakat o malum yere varmak istemiyordum. Ben de mecbur konunun sürekli farklı yerlere kaymasını sağlıyordum.

Mesela şimdi olduğu gibi. Yine yapacak birşey bulamadığım için tüm düşünce balonculukları bıdık bıdık gelip zihnimi doldurmuşlardı. Hepsi farklı bir tondan,farklı duygularla bana aynı şeyi kabul ettirmeye çalışıyorlardı.

Ona karşı bir şeyler hissettiğimi.

Ama ben istemiyordum ki ! Bu çok tehlikeliydi.

"Ayyyhhh ! Ben gidiyorum !" Aniden gelen iç sıkıntısı ve bunalmayla kendimi koltuktan jöle gibi kaydırıp,ayağa kalktım ve ananemin korkmuş ifadesini umursamadan evden çıktım.

Böyle ani çıkışlarıma pek alışık olmadığı için,evden çıkarken bu taktikle bana soru sormasını engelliyordum ama kadın artık üç harflilerin bana musallat olduğunu düşünmeye başlamıştı.

Ayyy tövbe bismillah !

Merdivenleri inerken,düşündüğüm şeyle bir ürperti alırken adımlarımı hızlandırıp arkamdan biri geliyormuş gibi hızla en alt kata indim ve Cavs sweatimin cebinde duran anahtarı çıkardım.

Ananem evine beni kabul etmişti fakat biricik yavrumu istememişti. Ben de el mecbur Jordan'ı Baran'ın acımasız kollarına bırakmıştım.

Ah,abartıyorum Baran kesin benden daha iyi bakıyordur hayvana.

Kapıyı ses çıkarmamaya özen göstererek açtığımda içerden gelen konuşma sesleri ile kaşlarım çatıldı. İçerisi baya kalabalık gibiydi. Ne yani Baran evde parti filan mı veriyordu ?

Kimseye gözükmeden odama gidip,Jordan'ın sürekli takıldığı kıyafet dolabımından onu çaktırmadan almayı planlarken birden mutfaktan çıkan Işıl ile olduğum yerde kaldım.

"Arya ?" Işıl elinde tuttuğu mısır kasesiyle bana şaşkınca bakarken,sweatimin kapüşonunu geçirip görünmez olmayı diledim.

Sadece köpeğimi almak istiyordum !

"Merhaba Işıl,ben köpeğimi alıp hemen gidicem. Kimseye bir şey söyleme." Susması için ona rüşvet bile verebilecek durumdayken,odama sessizce ilerledim sırada yine sesini duydum.

Organize İşlerWhere stories live. Discover now