Herkese merhaba ! Bu bölüm hem Yekta'nın hem de Süheyla'nın fotoğraflarını çok koydum.
Umarım beğenirsiniz ve beklentinizi karşılar. Keyifli okumalar !
Ayşe : Bana kızdın mı sen ?
Ayşe : Arya ?
Ayşe : Görüldüğü atıldığına göre cevap belli
Ayşe : Begüm biraz samimi bir kız, kıskanmanı gerektiricek bir şey yok ortada gerçekten
Arya Çınar : Kıskanmadım
Ayşe : Tamam
Arya Çınar : Nerdesin ?
Ayşe : Eve geldim şimdi
Arya Çınar : O kız naptı ? Gitti mi evine ?
Ayşe : Şey
Arya Çınar : Ney ?
Yekta yazarken kafamı telefonumdan kaldırdım ve vişne suyuyla votkayı karıştırdığımız bardağını sallayan Işıl'a döndüm.
"Tüm erkekler orospu çocuğudur, nokta !" Işıl sarhoş olmakla olmamak arasında gidip gelirken dilinin ayarını çoktan kaybetmişti.
"E yuh ama artık Işıl ! Bırak artık içme hadi." Eve geldiğimizden beri bizimle uğraşan Süheyla, Işıl'ın elinden bardağı almaya çalışırken gelen mesaj sesiyle telefonuma geri döndüm.
Ayşe : Begüm bizim evde
Ayşe : Ama ilk önce bir dinle
Arya Çınar : Pekala
Ayşe : Arya vallahi benim bir suçum yok
Ayşe : Annemlere davet ettirmiş kendini
Ayşe : Arya ? Yapma böyle hadi
Yekta peş peşe mesaj gönderirken hırsla telefonu kilitleyip, yan tarafıma fırlattım.
"Işıl'cım haklısın ama eksiksin hayatım. Artı şerefsiz ve haysiyetsizler de !" Sinirle sehpada duran bardığımı alıp ben de kafama diklerken vişne suyuna karışmış votkanın tadı damağımda acı bir tat bıraktı.
"Davşanım hiç öyle bakma, haklıyız. Hem sen niye içmedin bakıyım içkini. Hadi iç, iç, iç !" Süheyla'ya taktığım saçma isimle onun bardağını da havaya kaldırıp kızlarla içmesi için tezahürat yapmaya başladık.
Süheyla, bizim zorumuzla bardağından bir yudum alırken surat ifadesinden anlaşılacağı üzere sanırım ilk içki deneyimini bizimle yaşamıştı.
"Çekin şunu burnumun dibinden kızlar ya !" Süheyla yüzünü buruşturup bizden kaçarken gülerek arkama yaslandım ve onun doğru düzgün içmediği bardaktan ben içtim.
"Hadi kızlar ! Oturmaya mı geldik ?" Aramızda sarhoşluğun en zirvesini yaşayan Burçin birden mezdeke ile gecemizi şenlendirirken biz de Işıl ile bakışarak ayağa kalktık ve zorla Süheyla'yı da dahil ettik.
Dördümüz de hunharca göbeklerimizi ve popolarımızı attırırken artık terden saçlar alnıma yapışmıştı ve kendimi kaybetmiştim.
Sanırım en son böyle oynadığım yer Yiğit'in sünnet düğünüydü.
"Allllaaaaahhh ! Yandan, yandan." Süheyla'da kendini kaybetmiş gibi Burçin ile kıç tokuştururken birden duyduğumuz kapı zili ile hemen müziği kapattık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Organize İşler
Short StoryBelki hataydı, belki yanlıştı, belki imkansızdı ama aynı zamanda da o kadar doğru ve o kadar güzeldi ki. Birini görmeden, sadece hissederek sevmek... Sanırım, gerçek olan buydu. Yaşamak, nefes almak hatta gerçekleştirdiğim tüm yaşamsal faaliyetler...