-43-

9.8K 445 66
                                    

"Arya !"

"Ne oluyor burda ?" Öfkeli sesi ve kızgın bakışları beni korkuturken Yekta'dan biraz daha uzaklaştım.

Ne tür bir açıklama yapacağımı bilmiyordum. Biz sadece sarılıyorduk ve...ve o kadardı işte. Birinin görebileceğini hiç düşünmemiştim.

Lanet olsun !

"Yiğit, sakin ol." Yekta'nın sesiyle ona dönmeyi red ederken önüme geçmesiyle kaşlarım çatıldı. Kuzenimin bana zarar vereceğini filan mı düşünüyordu ? Yiğit asla böyle bir şey yapmazdı.

"Seninle mi konuşuyorum lan ben ! Çekil aradan." Yiğit'in sert sesi ile Yekta'nın duruşunu dikleştirmesiyle ortamın gerildiğini anladım ve koluna yavaşça dokunarak sorun olmadığını belirttim.

Yekta'nın arkasından çıkıp Yiğit'in karşısına geçmem ile asıl yüzleşmenin şimdi yaşanacağını biliyordum.

"Yiğit, bak...bu durumu açıklaması biraz zor." Ne diyeceğimi bilemez bir şekilde siyah ojeyi sürdüğüm tırnaklarımdan kazımaya çalışırken doğru anlatabileceğim kelimeleri arıyordum.

"Ne zamandan beri ?" Hiç beklemediğim bir soru kuzenimden gelirken, yumruk yaptığı avuçlarını kapatıp açmasıyla sakinleşmeye çalıştığını anladım.

Ona ne diyeceğimi bilmiyordum. Daha kendim yeni yeni kabullenmişken ona ne anlatırdım bilmiyordum. Bir zamanı, tarihi, adı yoktu. Öylesine bir şeydi. Baran'a söyleyene kadar da öyle kalacaktı. Yekta'nın bu konuda ki tavrını anlamıştım ama şimdi bunu nasıl açıklayacaktım bilmiyorum.

"Bir zamanı yok. Yani...bir süredir tanışıyoruz ve...onu seviyorum. İşte söyledim...ah bu zormuş. Her neyse onun da beni sevdiğini biliyorum. Lütfen kızma...lütfen." Gözlerimin dolduğunu hissederken, gecenim soğukluğunda üzerime bir şey almadığım için üşüdüğümü yeni idrak ettim. Tabi bu üşümenin kuzenimin bakışları ile de ilgisi olabilirdi.

"Baran biliyor mu ?" Yiğit'in donuk ifadesi, almak istediğim reaksiyon ile hiç uyuşmazken panikle ellerimi salladım.

"Hayır ! Hayır ! Hayır, bilmiyor...bak ona henüz söylemedik. Ona söyleyene kadar da aramızda bir şey olmayacak. Yemin ederim. Sadece sarıldık çünkü...çünkü ben kendimi kötü hissediyordum ve bilirsin, sarılmaya ihtiyacım vardı."

Çaresizliği iliklerime kadar hissederken kuzenimin bana tavır alıp, kızmaması için elimden ne geliyorsa yapardım. İhanete uğramış gibi hissetmemesi için her şeyden vazgeçerdim. Bakışlarında o kırılma anını görmek istemiyordum. Bu çok canımı yakardı.

"Yiğit, ne düşünüyorsun bilmiyorum ama Arya'ya kızma. İlk adımı atan bendim. Öfkeni kusacak bir kişi arıyorsan bu ben olmalıyım."

Yekta kahramanlık yapmaktan bir an bile geri durmazken hızla arkamı dönüp ona sinirle baktım. Böyle bir şey yapmasına gerek yoktu. Kuzenimin öfkesiyle başa çıkabilirdim. Eğer bunu hakettiğimi düşünüyorsa, tüm o kaosla yüzleşebilirdim. Beni bundan çekip almasına gerek yoktu !

"Saçmalama Yekta ! Yiğit bana bak, eğer bunun yanlış olduğunu düşünüyorsan açıkçası umrumda değil çünkü bu tüm hayatım boyunca hissettiğim en doğru şey ama bana kızacaksan da burdayım ve bekliyorum."

Çenemi doğrultup, kollarımı göğsümde birleştirdim. Bu hem kendimden emin durmamı sağladı ve hem de...ah Tanrım donuyordum !

Yiğit'in yaklaşık bir dakika boyunca düşünceli gözlerle bize bakasını bekledim. Her an konuşsana be adam diye bağırmamak için zor duruyordum çünkü hava artık benim için eksi on dereceye filan düşmüştü ve kollarımı hissetmiyordum.

Organize İşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin