-Gereksiz Uzun Özel Bölüm-

12.7K 509 266
                                    

Herkese yeniden merhaba !

Eğer ki, "bu da güya kitabı final yaptı ama habire özel bölüm ayağına yazıp duruyor," derseneniz; vallahi çok haklısınız ne diyeyim.

Ama merak edenler, özel bölüm isteyenler (iki kişi :D) olunca onları kırmak istemedim. Eee bir de 20k olmuşuz az mı kız ? Bir kutlayalım yani.

Okuyan ve yorum yapıp, fikirlerini belirten herkese gerçekten çok teşekkür ederim. Sizleri çok seviyorum, hatta aşığım ❤️

Her neyse, yine çok konuşmadan sizleri bir an kendimi kaptırarak yazdığım bu gereksiz uzun bölüm ile baş başa bırakayım. Organize İşler için son kez keyifli okumalar !

Ps : Olur da beni çok özlerseniz (havalara bak havalara) profilim sizlere bir tık uzaklıkta. Yeni kurgularım da yayımda. Öptüm. Bye.




"Arya, sence de bu biraz görümce topuzu gibi değil mi ?"

Işıl'ın cırtlak sesiyle, elindeki telefonu yüzüme doğrultmasına karşın ekrana bile bakmadan peşin peşin devirdim gözlerimi.

"Gerizekalı arkadaşım, zaten sen görümce değil misin ?"

"Haaa...bu doğru, haklısın."

Işıl arada tutan, tamam pekala sürekli tutan saflık damarıyla telefonundan saç modelleri bakmaya devam ederken oflayarak önümdeki bilgisayarın ekranına döndüm.

Çimento firması ile hummalı bir mailleşme durumu içerisindeydim, zira bir ay önce ki siparişimiz hala elimize geçmediği için devlet destekli konut projemiz gecikme yaşıyordu.

Ana avrat sövmeli bir maili yazıp, göndermeme çok az bir süre kala çalan telefonumla hızla yerimden kalkarak hazır ola geçtim.

Pek sevgili ağabeyciğim, ben üniversiten mezun olur olmaz resmen tüm işleri bana yıkmıştı. Üstelik düğün arifemde, evet yanlış okumadınız.

Düğün arifem.

Arayanın şantiyedeki usta başlarından Mehmet Bey olduğu görmek tüm yaşama isteğimi söndürürken, yanımdan hızla geçen yengeme şaşkınca baktım.

Evde ben hariç herkes ama herkes, düğünümü benden daha çok önemsiyordu.

"Efendim ustam ?"

Sesim ister istemez bezgin çıkarken, Mehmet Bey yine anlamadığım bir şekilde hızlı hızlı konuşmaya başladı.

"Yov sen dedin bağa, Memet Ağabey dedin, biz dedin bu çimentoları dedin, getirecez dedin ! Kaç gün oldu, nerdesin sen ?"

"Abicim, şimdi görüştüm şi-"

"Sus bağa cevap verme Arya ! O çimentolar yarına gelecek !"

Mehmet Usta, benden de beter bir bezginlikle hattın diğer ucundan bağırırken dilime hakim olamadım.

"Şirketi de üstüne yapalım mı abi ?"

"Anlamadım ?"

Zorlu geçen mühendislik eğitiminde bozulan gözlerimi yumarak gözlüğümü kafama çıkardım ve şakaklarımı ovdum.

Organize İşlerWhere stories live. Discover now