-40-

10.2K 434 39
                                    

Barlar sokağındaydım.

Vadi ve Kuyu'yu ya ev sahipliği yapan yerin başında nereye gideceğimden kararsız bir halde duruyordum. Henüz gündüz vakti olduğunda pek insan yoktu ama yine de sokaklara taşan masalarda öğlen biralarını yudumlayan insanların dikkatlerini çekecek kadar çok dikilmiştim.

Biraz ilerimde ,bu tarafa doğru bakan bir grup genç gördüm. Bana bakarak fısıldaşmaları ve birbirlerini dürtmeleri artık daha fazla burada dikilmememi belirtirken derin bir nefes alarak tüylü deri ceketimin yakasını düzeltip ilerlemeye başladım.

Her katilin olay mahalline döndüğünü söylerler, bilirsiniz. Ben de her ne kadar kendimi katil olarak görmesem de Kuyu'ya bakmak istiyordum. Orada her şeyden habersiz bir çok insan vardı. Onlara ne olduğunu merak ediyordum. Murat Abinin dün söylediğine göre Kuyu'ya bir polis baskını gerçekleştirilmişti ve olayla ilgili olan kişileri belirlemek için neredeyse herkes göz altına alınmıştı.

Bu tüyler ürpertici olayın içinde olan herkes belirlenmiş ve gereken cezayı almaları için adalete teslim edilmişti fakat ufak bir pürüz çıkmıştı.Aslında ufak demek ne kadar doğru olurdu bilmiyorum ama Aytaç'ın ülkeyi terk ettiği düşünülüyordu. Şu an her ne kadar ülke içerisinde hakkında arama emri çıkarılsa da Murat Abinin polis arkadaşı bize havaalanı kameralarında görüntülendiği bilgisini vermişti.

Tabi benim asıl endişelendiğim Aytaç mevzusu değildi. Bana veya çevremdekilere zarar verme düşüncesine bile kapılamayacak kadar korkak biriydi. Hangi deliğe girdiyse orada bir süre kalacağı kesindi. Geçen zamanda onu tanımıştım. Ben daha çok bu işle ilgisi olmayanları merak ediyordum. Burçin'in masum olduğunu biliyordum ve ne durumda olduğunu merak ediyordum.

Adımlarımı hızlandırıp beni Vadi'de bekleyen abimleri biraz daha bekletmeyi göze alarak Kuyu'nun bulunduğu tenha sokağa girdim. Sokak gözüme her zamankinden daha boş görünürken, hiç değilse çöp konteynerinin yanında toplanıp günün her saati keş gibi sigara içen küçük gurubu görmemek huzursuzlanmama sebep oldu.

Ellerim ceketimin cebinde Kuyu'nun önüne geldiğimde karşılaştığım manzara endişelerimi doğru çıkarttı. Küçük mekanın önüne oturmuş, boş boş etrafa bakan Burçin ile bakışlarım kapının üzerinde ki kırmızı mühürle kesişti.

"Burası sahip olduğum tek evdi. Burada ailem vardı." Burçin'in kısık sesiyle dikkatim tekrar ona dönerken hiç düşünmeden ben de yanına oturdum.

"Özür dilerim. Hepsi benim yüzümden oldu." Ona bakmaya çekinerek buraya gelirken soyduğum mor ojelerimi soymaya devam ettim.

Her şeye rağmen onlara ihanet ettiğim gerçeği değişmez bir gerçekti. Onun elinden ailesini almıştım. Abim dün gece bana Vadi'de ki herkesin aileden olduğunu söylemişti. Diğerleri'de Burçin'in ailesiydi ve büyük ihtimalle ihanetime kadar ben de bu ailedendim. Kötü hissetmem saçmaydı belki ama kötü hissediyordum.

"Senin suçun değildi. Seni ilk gördüğüm an bize ihanet edeceğini anlamıştım. Bu beklediğim bir şeydi ama asıl beklemediğim neydi biliyor musun Aryacık ? Aytaç'ın ihaneti ! Yıllarca burnumun dibinde ki şeytanı görememişim. O, bir gelir kaynağı olarak insanları zehirlerken ben bunu fark etmemişim ! Sahip olduğum tek aile burda ki insanlardı ve Aytaç'ın hepsinden ayrı bir yeri vardı ama her şeyi yok etti."

Burçin, dolu gözleri ve öfkeli yumruklarıyla hırsını içinde tutamazken ona sarılmak istedim ama ne ben öyle bir kızdım ne de o. Bu yüzden sadece omuz silkmekle yetindim.

Organize İşlerWhere stories live. Discover now