-Aşırı Özel Bölüm-

12.4K 423 200
                                    

Herkese minnacık (!) bir aradan sonra tekrar merhaba !

Öncelikle hepinize iyi yıllar dilemek istiyorum. Umarım yeni yılda hedeflerinize ulaşır, bol bol güler ve güzellikler sizi bulur. İkinci olarak ise bir teşekkür meselesi var.

Hikayem altı bin küsür okumaya ulaşmış. Vallahi ne desem bilemiyorum, çok sevindim. Ben bu kitaba başlarken yüz kişi okusa bana yeter diyordum. O yüzden şans veren herkese ayrı ayrı çok teşekkür ederim.

Yeni yılın biliyorsunuz ki Arya ve Yekta için özel bir yeri var. Arya ilk defa Ayşecik'i yeni yıl gecesi görmüştü. O yüzden özel bir bölüm yazmak geldi içimden.

Bir de ne yalan söyleyeyim çok özledim bizimkileri. Umarım siz de özlemişsinizdir.

2019 hepimizin yılı olsun beee !

İki yıl önce, X Hastanesi

Hastaneleri oldu olması sevmezdi Yiğit. Küçükken deneyimlediği sünnet macerası, erkekliğine leke sürdürmemek için poposuna yediği iğnelerde ağlamamak için dişini sıkması ve o strerilize kokusu... Burayla ilgili her bir anısı huzursuz ederdi Yiğit'i.

Ve yine şimdi adına bile dikkat etmediği bir hastanenin koridorunda, beyaza boyanmış ve kim bilir nelere tanık olmuş bir duvara yaslanmış, verdiği kan yüzünden damarına bastırdığı pamukla, dua eden babanesini izliyordu.

Hissettiği duygular çok karışıktı. İlk defa birini kaybetmenin eşiğine gelmişti. Onun sevip, hayatına soktuğu kimse göçmemişti bu dünyadan. Meltem Hanım, oğlunu cenazelere bile götürmezdi etkilenmesin diye. Yiğit ilk defa ölüm denilen bu acımasızlıkla karşı karşıyaydı.

Arya ile kardeş gibi büyümüşlerdi, hatta iki kardeşten beklenmeyecek şekilde değer veriyorlardı birbirlerine. Yıllar boyunca arkasını toplayan, açıklarını kapatan, başını soktuğu belalardan onu kurtaran Arya olmuştu.

Ameliyathanede ölüm kalım savaşı veren Arya.

Bir an onu üzdüğü zamanlar geçti gözünün önünden. Hiç düşünmeden söylediği laflar, bir anlık ters tarafına gelen zamanlar. İnsan en çok, en yakınında ki insanı üzer derlerdi de inanmazdı ama şimdi düşününce fark ediyordu. Ne çok üzmüştü Arya'yı, ne çok kırmıştı.

Duyduğu yakıcı pişmanlıkla gözlerini kapadı ve kafasını sertçe duvara vurdu.

Öfkeli, intikam dolu ve pişmandı ama bunların hiçbiri kuzenine yardım etmiyordu.

"Yiğit, biraz otur artık. Bak kan da verdin, bayılacaksın." Yiğit, koluna dokunan kıza baktı.

Işıl Özçelik.

O hayatına girdiğinden beri bazı şeyler güzelleşmişti Yiğit için. Bir gün, bir kıza fena halde kapılacağı söyleseler güler geçerdi ama şimdi Işıl için dünyayı yakardı.

Fakat,

O sırada gözü beti benzi atmış Işıl'ı bile göremeyecek haldeydi. Sadece bir robot gibi kendine denileni yaptı ve hastaneye geldiklerinden beri ağlayan annesinin yanına oturdu. Kimse kimseye teselli verecek durumda değildi. Herkesin teselli edilmeye ihtiyacı vardı. Bir an için bakışları Yekta'ya kaydı.

Herkesten uzak, koridorun en sonunda yere oturmuştu Yekta. Sırtı duvara yaslamıştı. Üstü başı kan içerisindeydi. Parmaklarının arasında tuttuğu ve Arya'nın buraya gelmeden önce parmağında olan yüzüğü evirip çevirip inceliyor, arada gözlerinden yavaşça süzülen yaşı siliyordu.

Organize İşlerWhere stories live. Discover now