5

397 167 1
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Eliot Addison'ın Süiti

19 Haziran 2018

Eva'nın intihar girişiminden sonra malikânede suskun bir hava vardı. Richard Addison'ın ofisindeki kasa açılmış ve iyi korunduğunu sandığı kutsal içeceklerinin yarısı içilmişti. Şüphesiz ki bunların müsebbibi Eva'ydı ama herkesin kafasında da aynı sorular dolaşıyordu.

Eva, kasanın şifresini nereden biliyordu? Neden üçüncü kez ayahuasca çayını içmek istemişti? Neden intihara kalkışmıştı? Ve neden hâlâ uyuyordu?

Robert Jackson, sık sık Eliot Addison'ın süitine gelerek onun yatağında yatmakta olan Eva'yı kontrol ediyordu. Eva, intihar girişiminden sonra yaklaşık yirmi iki saattir kıpırtısız uyuyordu. O yüzden herkesin kafasındaki sorular bir işkence gibi cevapsız beklemekteydi. Doktor Stefan Cavan, Eva'yı muayene etmişti. Uyuduğunu söylemişti ama eğer durum böyle devam ederse yoğun bakıma alma konusunda ısrar etmişti.

"Hiç uyanmadı mı?"

"Hayır."

Robert Jackson'ın sorusuna cevap veren kişi Eva'nın başucundan bir an olsun ayrılmamış Eliot Addison'dı.

"İnanır mısın Robert Amca? Yarım saatte bir nabzını kontrol ediyorum. Hiç kımıldamadı. Uyanmadı ve bir ölü kadar soğuk."

"Şişenin neredeyse yarısını içmiş. Yaşaması bile bir mucize. İnan bana atlatacaktır."

"Umarım."

"Uyanınca bana hemen haber ver Eliot."

Eliot Addison, evet anlamında başını sallamıştı ve Robert Jackson, tam odasından çıkacakken sorusuyla onu durdu.

"Sence neden böyle bir şey yaptı Robert Amca? Ailesini kaybetmeye mi dayanamadı? Hem beni sevdiğini söylüyor hem de bırakıp gitmeye hazır. Ne düşüneceğimi artık bilmiyorum."

Robert Jackson, geri döndü ve bir elini Eliot Addison'ın omzuna koydu.

"Cevaplar bende yok Eliot. İnan bana mantıklı bir açıklama bulsaydım sana söylerdim. Ama Eva, bu evden gitmek isterse onu istediği yere götüreceğim. Bu konuda bana engel olmaya kalkma."

Eliot Addison, yatağında uyumakta olan Eva'ya bakıyordu. Dizlerini kendine doğru çekmiş cenin pozisyonunda çok masum bir şekilde uyuyordu. Dün gece Eva'nın yanında uyumuş ve uyandığında kendini ona sarılı vaziyette bulmuştu. Onu sevdiğini bilse de bilinci yerinde olmayan bir kızdan faydalandığını düşünüp Eva'dan uzaklaşmıştı. Sonrasında ise aklına Pamuk Prenses masalı gelmişti. Masallar şu an hiç de mantıksız ve saçma gelmiyordu. Eliot Addison, Eva'nın uyanması için tüm efsanelere inanmaya hazırdı. Belki de Eva'nın uyanması için prensi tarafından öpülmesi gerekiyordu. Eliot Addison, "Zaten bir kere öpüştük, uyanması için denemeye değer" diye düşündü ve Eva'yı öptü. Ama durumunda hiçbir değişiklik olmadı.

Eliot Addison'ın aslında en büyük korkusu, Eva'nın uyanması ve intihar girişimini tekrarlamasıydı. İşte o zaman Eliot Addison, kararını vermişti. Eva'nın yaşaması için ne gerekiyorsa onu yapacaktı. Buna ondan ayrılması da dâhildi.

"Hayır, Robert Amca. Gitmek istiyorsa ona engel olmayacağım merak etme. Buradan uzakta yaşıyor olması yanımda ölmesinden iyidir."

Robert Jackson, tasdiklediğini belirtircesine başını salladı ve olmayan gelişmeleri Richard Addison'a aktarmak için odadan çıktı. Eliot Addison'ın ise nöbeti kaldığı yerden devam etti.

Geceye doğru bir vakitte Eliot Addison, odasında amaçsızca geziniyordu ve çok cılız bir ses duydu.

"Çok üşüyorum."

"Aman Tanrım Eva!" diyerek yatağına doğru koşturdu.

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Where stories live. Discover now