44

295 139 4
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Rahip Mathias'ın Odası

30 Ocak 2021

Kırk gün boyunca bebeğim hakkı olan sütü içmişti. Yeni annesi Alice Morgan da bana sadık olduğunu belirtmişti zaten. Ve bu konuda hiç zorluk çıkarmadı. Güvenilir ve iyi insanlardı ama Elijah'ın mutlu olup olmadığını görmek için ayahuasca çayını içip geleceğime göz atmak istiyordum.

Bugün son kez sütümü sağdığım gündü ve soluğu Mathias'ın odasında aldım. Dört günden fazla bir zamandır diyet uyguluyordum ve bu konuyu Eliot'a bahsetmedim. Beni engellemesini istemiyordum. Stone'a da başka bir iş verip çevremden uzaklaştırdım.

Mathias, çayı içeceğim için mutluydu. "Sadece geleceğimi görmek istiyorum" dedim. Ayahuasca anayla ya da kendi iç derinliğimle şimdi uğraşamazdım. Kabul etti, beni öptü ve çayı içmeme müsaade etti. Kendimi derin bir kuyuya düşüyor gibi hissettim. Bu sefer çok farklıydı. Sanki bilincim yerinde gibiydi.

Adeta içinde değil de kendimi bir ekrandan izliyormuş gibiydim. Görüntüyü hızlandırıp, yavaşlatabiliyor, istediğim yerde durabiliyordum. Elimi sağdan sola doğru oynatınca dokunmatik ekran gibi görüntüler akmaya başladı. Sonra bir yerde durdum ve geri aldım.

Akşam yemeğindeydik. Benjamin mama sandalyesindeydi ve elinde havuç vardı. Her zamanki gibi büyükbabam masanın başında oturuyordu ve solunda Eliot otururken ben sağında duruyordum. Benjamin, elindeki havucu düşürünce büyükbabam onu yakalamak için refleksif bir hareket yaptı ama sonrasında öksürmeye başladı. Boğuluyor gibiydi. Bir an ne olduğunu anlayamadım ve gözlerim irileşerek "Eliot, yardım et" dedim.

Eliot, büyükbabamı ayağa kaldırdı ve arkasına geçerek Heimlich manevrasını yapmaya başladı. Benjamin, ağlamaya başlamıştı ve kucağıma alarak koridora çıktım. Stone'un kucağına Benjamin'i verip "Doktoru ara, büyükbabam boğuluyor" dedim ve içeriye döndüm. Eliot, hâlâ uğraşıyordu ama büyükbabam morarmaya başlamıştı ve kalbini tutuyordu. O sırada hata yaptığımızı anladım.

"Eliot, boğulmuyor. Kalp krizi geçiriyor" dedim.

Kalp krizini hafifletmenin yolu öksürmekti. Büyükbabam bunu bildiği için öksürmeye başlamıştı ama biz yanlış yorumlamıştık. Eliot, büyükbabamı yere yatırdı. Doktor o sırada geldi ve "Geri çekilin" dedi.

Öyle zannediyorum ki daha o müdahale edemeden büyükbabam ölmüştü. Ellerimi yüzüme kapattım ve başımı Eliot'ın göğsüne dayadım. Normal başlayan bir akşamımız, yeryüzündeki en yaşlı Addison'ın son nefesini vermesiyle bitmişti.

Hemen ertesi gün cenaze töreni düzenlendi. Tüm tarikat üyeleri yerlerini aldı. Büyükbabam iki T sütunun ortasında bir masa üzerinde yatmaktaydı. Harold amcam, babasının alnına birkaç damla kan damlattı. Gereken sözleri söyledi.

Gömüldükten sonra kafatasının kolay çıkartılması için başının gövdeden şimdi ayrılması gerekiyordu. Bu işlemi izleyemeyecektim. Hem iki kez kurban edildiğim balta ortaya çıkmıştı hem de İstanbul'da işlediğim cinayet sonrası yeni bir korkum olmuştu. Kan korkusu. Artık kan görmeye dayanamıyordum ve herkesten müsaade isteyip ortamı terk ettim. Bu yaptığımın zayıflık olduğunu biliyordum ve arkamdan konuşacaklarına da emindim.

Bir parçam, büyükbabamı özlüyordu. Bir parçam da herkesten çok yaşadı ve mümkünse Theodora'yla birlikte olabilecek diyerek tatmin oluyordu. Bir gün hepimiz öleceğiz. Doğal olanı erteleyemeyiz ve geciktiremeyiz. Ama bir suikastı ya da yaralanmayı önleyemez miyim?

Cenazenin üzerinden bir hafta geçmişti ki bir gece uykumuzda yatak odasının kapısının vurulması ve hemen açılmasıyla irkildik. Eliot "Neler oluyor?" demeye kalmadan Stone, yatak odamızdan içeriye girdi.

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Where stories live. Discover now