43

291 143 0
                                    

 İngiltere, Addison Malikânesi

Beyaz Oda

21 Aralık 2020

Bir ayın sonunda ağrılarım hafifleyince tatile çıktık. Karnımda Elijah, kucağımda Benjamin, bakıcımız Bayan Parker, Stone ve bir koruma ordusuyla birlikte.

Güzel bir tatilin ardından tekrar malikâneye döndük. Her şey yavaş yavaş yoluna girmişti. Tatilde Benjamin, Eliot'a alışmıştı. Artık birlikte oyun oynuyor ve doya doya sarılıyorlardı. Zaten Eliot da eski görüntüsüne kavuşmaya başlamıştı. Tüm aile, yine akşam yemeklerini büyük salonda yiyorduk. Tabii ki Harold amcam bize katılmıyordu. Eliot, tekrar işe başlamıştı. Babasından ayrı bir birimde çalışıyordu. Bel ağrım geçmişti. Eğitimime ve işlerime odaklanmaya başlamıştım. Bu geceye kadar her şey normal ilerliyordu.

Gece ise ağrıyla uyandım. Yine belimin ağrıdığını düşünüp bir süre ideal pozisyonu aradım. Ama bu farklıydı. Karnım iyice büyüdüğü için Eliot, benden uzakta yastığına sarılmış bir şekilde yüzükoyun yatıyordu.

"Eliot?"

Ses gelmedi. Elimle hafif dürttüm ve "Eliot, ağrım var" dedim. Ânında kafasını kaldırıp bana baktı. Korkmaya başlamıştım.

"Neren ağrıyor?"

"Doğuruyorum."

"Daha erken değil mi?"

Cevabı sesli olarak söylemek istemedim. Derinlerden bir yerden bir korku dalgası tüm vücuduma yayıldı. Eliot, hemen kalktı ve "Kımıldama" dedi. Cep telefonunu eline aldı. Odadaki sessizlikte telefonun çalma sesini duyabiliyordum. Süre uzadıkça Eliot, sinirleniyordu.

"Açsana lanet olasıca" dedi. Sonra karşı taraf telefona cevap verdi. "Doktor, hemen gel. Eva'nın ağrısı var."

Eliot'a ekleme yaptım. "Suyum gelmiş" dedim.

Dehşet içinde "Sanırım doğuruyor" dedi.

Odanın ışığını açtı. Ikınma içgüdüsüyle bağırdım.

"Eva, ıkınma, doğum için henüz erken" dedi.

"Biliyorum ama kendime engel olamıyorum" dedim.

Doktor gelip beni muayene etti. Diyebileceklerini şimdiden tahmin edebiliyordum. Hissediyordum.

"Doğum başlamış. Bebeğe burada müdahale edemem. Hastaneye gitmemiz lazım" dedi.

Eliot tekrar telefonunu çıkardı. Aradığı kişi hemen telefonunu açtı.

"Stone, Eva doğuruyor. Acil hastaneye yetişmemiz lazım. Arabaları hazırla" dedi.

Yataktan kalktım ama ayakta durmakta zorlanıyordum. Emily, bu gece kendi evinde kalıyordu ve ona çok ihtiyacım vardı. Üzerimde Eliot'ın sevdiği geceliklerden biri duruyordu ve hemen üstümü değiştirdim. Eliot'ın kucağında malikâneden çıktım. Stone, cipin kapısını açtı. Endişeli görünüyordu. Eliot, beni arka koltuğa oturttu ve emniyet kemerimi bağladı. Yanıma oturur diye bekledim ama o öne geçti. Doktor ise yanıma oturdu.

Arabayı hızlı ama temkinli bir şekilde Stone, kullanıyordu. Eliot, arkasını dönmüş beni izliyordu. Robert Amca'yı aradı ve durumdan haberdar etti. Tek ama kuvvetli bir ıkınmayla bebeğin doğacağını biliyordum ve kendimi olabildiğince sıkıyordum. Emniyet kemeri beni rahatsız ediyordu. Uca doğru kendimi çektim ve başımı ön koltuğa dayadım. Odaklanabileceğim hiçbir şey yoktu. Acıdan başka. Gelen sancıyla birlikte derinden bir bağırtı koyuverdim. Malikâne şehir merkezine çok uzak olmasına rağmen Eliot, "Az kaldı hayatım" diyordu. Doktor yanımdaydı ama yapabileceği hiçbir şey yoktu.

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin