17

309 152 1
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Beyaz Oda

30 Haziran 2018

Yeni günün en büyük anlamı, çayı içecek ve eğitimime başlayacak olmamdı. Duştan çıkınca bir süre bornozlu bir şekilde yatağımda oturup düşündüm. Eliot'a karşı gelip hayatımı tehlikeye mi atıyordum? Yaşanan onca şeyden sonra tam ödülüme kavuşacakken ölüp gidemezdim. İkinci defa içtiğimde neredeyse ölüyordum ama üçüncü içişim de böyle bir şey olmamıştı. Hem Rahip Mathias yanımda olacaktı. Mutlaka müdahale eder. Tereddütlü de olsam içme kararıyla ayağa kalktım. Üstümü giyindim ve tam saçlarımı tararken Eliot odaya girdi. Bana cilveli bir bakış attı. Belimden tutup alnını alnıma dayadı.

"Lütfen Eva, çayı içme" dedi.

Ben romantik bir şeyler söyleyeceğini düşünürken onun kurduğu cümle buydu. Bu konunun artık kapandığını sanıyordum. Diyecek bir şeyim yoktu. Tekrar tartışmak istemiyordum.

"Ne diyebilirim ki Eliot?"

Eliot, gardıroba yumruk atıp odadan çıktı. Yumruğun sesiyle irkilmiştim. Ağlamaya başladım. Burnumu çeke çeke saçımı toparladım. Oturma alanına geçmek, Eliot'la yüzleşmek istemiyordum. Keşke yatak odasından direk koridora açılan bir kapı olsaydı. Gözyaşlarımı sildim ama gözlerimde ve burnumun ucunda bulunan kızarıklığın geçmesi için beklemem gerekiyordu. Buna gerek kalmadan Eliot, yatak odasına girdi. Yüzüme baktı. Ağladığımı anlamıştı.

"Özür dilerim Eva. Seni çok seviyorum ve kaybetmek istemiyorum."

"Kaybetmeyeceksin. Ben hep seninleyim."

Sarıldık ve barıştık. Diyetime uygun kahvaltımı yaptıktan sonra Eliot, beni Rahip Mathias'ın odasının önüne getirdi. Rahip Mathias'la tanıştığımdan beri onu görmemiştim. Kendisi böyle istemişti ve bugün, tüm günü birlikte geçirecektik. Üstelik eğitim boyunca odaya birinin girmesi yasaktı.

Eliot, kapının tam karşısına bir sandalye koydurmuştu ve ben çıkana kadar burada bekleyeceğini söylüyordu. Benim için de endişe ediyordu ama daha çok Rahip Mathias'a güvenmiyordu.

"Bir şey olursa seslenmen yeterli. Hemen seni almaya gelirim."

"Bir şey olmayacak Eliot. Akşama görüşürüz."

Eliot'ı yanağından öptüm ve Rahip Mathias'ın odasına girdim. Oda, benim odamla aynı plandaydı. İlk girişteki oturma alanındaki tüm mobilyalar gitmişti. Çıplak zeminde sadece karşılıklı iki minder duruyordu. Yatak odasına giden kapı kapalıydı. Kaldığı odayı tamamen eğitime uygun hâle getirmişlerdi.

Aslında korkuyordum ama belli etmemeye çalıştım. Rahip Mathias, beni sevecen karşıladı. Üzerinde uzun beyaz bir gömlek vardı. Altında ise bebek kakası renginde bol bir pantolon. Ayakları çıplaktı. Bu sefer elimi kısa bir süre sıkıp, karşısındaki mindere oturmamı istedi ve eğitimime başladık.  

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Where stories live. Discover now