42

283 141 0
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Harold Addison'ın Ofisi

30 Eylül 2020

Düne göre belim daha iyiydi. Eliot, hangi pozisyonlarda acının azaldığını bildiği için beni yönlendiriyordu. Jack Thurston'la fizik tedavi yapıyor, sonrasında da Eliot'la birlikte yüzüyorduk. Benjamin hâlâ Eliot'a alışamamıştı ve uzak duruyordu. Ben de onun odasındayken bir ses duydum.

"Lanet olasıca adam."

Hemen koridora çıktım. Eliot, ofisinden çıkmış sinirli bir şekilde yürüyordu. Arkasında Stone vardı. Hemen peşlerine takıldım. Köşe bucak saklandığım, görmekten sakındığım Harold amcamın ofisine yöneldiklerinde her şeyi anladım. Stone, tüm raporunu sunmuştu.

Aslında Eliot'a benim anlatmam daha iyi olurdu ama anlaşılan o ki treni kaçırmıştım. Şimdi tek yapmam gereken Eliot'ı sakinleştirmekti.

Harold amcam, ofisinden çıkmak üzereydi ve Eliot'ın kapısını çalmadan açmasıyla birlikte irkildi.

"Ne hakla oğluma elini sürersin. Biz senin itip kalkacağın işçilerin değiliz."

"Bak sen! Adam olmuşta hesap soruyor."

"Sorarım tabii ki. Aileme dokunmayacaksın. Benjamin'in etrafında gezinmeyeceksin."

"Eliot, lütfen" dedim.

Benim geldiğimi fark etmemişti. Hayretle dönüp arkasına baktı. Kavga çıksın istemiyordum. Aile bağlarının tamamen kopmasını istemiyordum.

"Karını dinle Eliot."

Harold amcamın söylediği alaycı cümleye karşı Eliot, yumruğunu sıktı ve vurmak için hamle yaptı. Adam yerinden hiç kımıldamamıştı ve gözlerini kırpmamıştı. Eliot'ın önüne geçtim ve onu engelledim. Âni hareketim, belimin ağrımasına sebep olmuştu.

"Sonunda adam olmuşsun ha. Buna katkım varsa ne mutlu bana."

Kahkaha atarak ofisinden çıkan Harold amcam, bizi şaşkınlık içinde bırakmıştı. Belim çok ağrıyordu. Eliot anlamıştı ve odamıza geri döndük.

"Neden bana anlatmadın Eva?"

Eliot, belime masaj yapıyordu.

"İnan ki fırsat olmadı."

"O adamdan nefret ediyorum. Onun oğlu olmaktan nefret ediyorum."

Belimi öyle sert ovalıyordu ki daha çok ağrımaya başladı.

"Biraz yavaş Eliot."

"Affedersin. Bir insanın babasıyla hiç mi ortak noktası olmaz?"

"İkiniz de erkeksiniz" dedim ve güldüm.

"Ha bir de soyadlarımız aynı" dedi ve o da güldü. 

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang