39

305 141 2
                                    

İngiltere, Addison Malikânesi

Beyaz Oda

24 Eylül 2020

Eliot, daha o akşam malikâneden gönderildi. Bavul hazırlamaya bile vakti olmamıştı ve onu almaya gelen istihbarat şefi, bir bavula ihtiyacı olmayacağını söylemişti. Ne demek istediğini anlayamamıştım. Telefonuna el konulmuştu ve tüm iletişim kanallarımız tıkanmıştı.

Bir süre Eliot'ın arkasından ağladım. O olmadan uyuyamıyordum. Yataktaki dikenli sarmaşıklar beni boğuyordu. Yokluğunu doldurabileceğim tek varlık, Benjamin'di. Kalktım ve bebek odasına gittim. Uyumakta olan Benjamin'i kucaklayıp yatağıma getirdim. Tam yanına yatmaya hazırlanıyordum ki önce oturma odasının sonra yatak odasının kapısı çaldı. Bu gece, bu saatte böyle bir ziyareti tahmin etmem gerekiyordu. Acaba kimi göndermişlerdi?

Kapıyı açtım ve Robert Amca'yla göz göze geldim. Ona yalvarmam kolay olacaktı. Daha konuşmadan ağlamaya başlamıştım.

"Lütfen Robert Amca."

"Eva, zorlaştırma."

"Onu benden alma."

Benjamin'in benimle uyuması aslında yasak değildi ama meclis bana çok kızgındı ve beni cezalandıracaklarını tahmin etmiştim. Ellerinde olsa karnımdaki yavrumu da benden alırlardı. Robert Amca, gözlerini benden kaçırdı ve Benjamin'i kucağına aldığı gibi odadan çıkıp gitti.

Karnımdaki yavruma sarılıp, tüm gece ağladım. Sabah olduğunda bir ölüden farkım yoktu. Bayan Parker'la yüzleşmem gerekiyordu. Benjamin'i yanıma aldığımı ondan başkası haber vermiş olamazdı. Bayan Parker'ın beni mahcup karşılaması da her şeyin kanıtıydı zaten.

"Bayan Parker, kime sadık olmanız konusunda size bir hatırlatma yapmam gerekiyor mu?"

"Efendim, ben size sadığım ama beni çok sıkıştırıyorlar ve ne yapacağımı artık şaşırmış durumdayım. Sizin güveninizi sarstım. Lütfen, istifamı kabul edin" dedi.

Benim gibi anormal bir ailenin içinde yaşama sıkıntısını o da yaşıyor olmalıydı. Kadın sadece korkmuştu ve Benjamin'in bu dönemde yeni bir bakıcıya alışma sürecine girmesini istemiyordum.

"İstifanızı kabul etmiyorum. Ama böyle bir durumun tekrar yaşanmasını da istemiyorum. Sadece beni olanlardan haberdar edin."

"Elbette efendim. Teşekkür ederim."

Sonraki günler daha sıkıntılıydı. Benjamin sürekli babasının nerede olduğunu soruyordu. Eliot'ı unutmasından korkuyordum ve onun resimlerine bakıp videolarını izletmekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Eliot'ın gittiği ilk günlerde bana bir şekilde ulaşacağını düşünüyordum. Ama saatler, günler ve haftalar geçtikçe umudum tükenmişti. Robert Amca'dan öğrenebildiğim tek şey, Eliot'ın Brezilya'ya gönderilmiş olduğuydu. Umarım günleri güzel geçiyordur. Belki de tatil yapıyordur.

Eğitimime devam ediyordum. Mathias ise tekrar hamile kalmama büyük bir tepki vermişti. Evli olduğumu ve bir aile hayatımı yaşadığımı bilmiyor gibi davranıyordu. Neden bu kadar sinirlendiğini sorduğumda ise "Ayahuasca çayını içmemin yine erteleneceği için" cevabını almıştım.

Büyükbabam bana kızgındı ve artık akşam yemeğinde bir araya gelmiyorduk. Yanımda olan kişiler ise Robert Amca, Emily, Stone ve Jack Thurston'dı. Küçük Eva, Benjamin'le oynamak istediği için artık malikâneye gelemiyordu. Ama Emily, arada onu bırakıp malikânede kalıyordu.

Babasını görememek Benjamin'i daha hırçın yapmıştı. Onu sakinleştirip babasının yakında geleceğini söylüyordum ama bu yaşta daha zaman kavramı oturmadığı için 'yakında' ifadesini çok anlayamıyordu. Kendine zarar verme eğilimi ortaya çıkmıştı. Karyolası derin ve korunaklı olmasına rağmen tırmanıp kendini yere bırakıyordu. Ve bir gün Bayan Parker ve ben, Benjamin'e yetişmekte zorlanmıştık. Tam olarak yere düşmemişti ama dizini karyolanın kenarına vurmuş ve kanatmıştı.

SUSKUN-Bir Göbekli Tepe Efsanesi 3Where stories live. Discover now