Bölüm 16: Eğlence yeni başlıyor.

295 38 61
                                    

"Emin misin ?"

"Çok güzel oldun" dedi Rose. Ben ise emin değildim. Bana kendi kıyafetlerimden vermişti. Tekrar aynaya baktım. Fazla beyaz gibiydim. Fot pantolon giymiş olsam bile. Beyaz bana yakışmazdı bile.

"Artık çıkalım mı ? Herkes geçti zaten" Dediğin de kafa salladım. Beraber evden çıktık ve sokaklar arasına daldık. Rose nereye gittiğini biliyordu. Sonunda geçen geldiğim binanın önünde durduk.

"Hazır mısın ?"

"Evet. Makyajım akmamış dimi ? Morluklarım gözüksün istemiyorum." Dediğimde kafasını iki yana salladı.

"Hâlâ aynı" dedi ve beraber binaya girdik. Bu sefer iki adam bize şifre sormadı. Hatta durdurmadı bile. Sadece biri bize asansöre kadar eşlik etti. İkimiz de asansöre bindiğimizde derin bir nefes aldım.

"Bu asansörden cidden nefret ediyorum"

"Al benden de o kadar" Dediğim de kıkırdadı. Asansör sarsılarak durdu ve kapılar açıldı. Müzik yine yüksek sesliydi. Beraber asansörden indik ama bu sefer bara doğru değil direk en arkadaki masalara ilerledik. Jiyong bir kaç erkekle bir masada oturuyordu. Biz o masanın önünden geçtik ve Chaerin unnienin masasına ilerledik.

"Biz geldik" dedi Rose

"Sonunda. Ne yapıyordunuz ? Bu parti senin bu kadar geç kalmamalısın" dedi Dara bana bakıp. İkimiz de masaya oturduk.

"Haklısın. Makyaj uzun sürdü. Mor bir hâlde gelmek istemedim" Dediğim de kafa salladı.

"Ben içki almaya gidiyorum" dedi Lisa kalkarken.

"Bende yardım edeyim" dedim hızla. Lisa cevap vermeyince peşine takıldım. Bara yaklaşırken Namjoon'u gördüm. Göz göze geldiğimizde güldü

"Oppa bana bir bira verir misin ?"

"Bende. Bende bira alacağım. İki tane" dediğimde Namjoon kafa salladı.

"Lisa bir sorun mu var ?" Dedim sonunda. Lisa büyük gözlerini bana çevirdi.

"Seninle ne sorunum olabilir ki ?" Dedi. Tamam aynı Jiyong. Harika ne güzel anlaşırız ama!

"Sadece bana düzgün davranmıyorsun. Bir sorun varsa çözebiliriz. Sonuçta bende artık YG'denim" dedim Namjoon üç şişeyi tezgaha koydu. Lisa kendininkini aldı ve bana yaklaştı. Kulağıma doğru eğildi.

"Dövme yaptırmaktan korkardım.Jiyong oppa bana ilk girdiğimde, dövmem yapılacağı zaman bana ne dedi biliyor musun ?" Dedi bir kaç santim uzaklaşıp gözlerime baktı. Kafamı iki yana salladım.

"Eğer dövmen yoksa YG'den değilsin. Yaptırmayacaksan şimdi çık git dedi. Yani o dövme olana kadar benim için YG'den değilsin" dedi ve tamamen geri çekildi. Birasından büyük bir yudum aldı.

"Bence yakında öleceksin" dedi ve göz kırpıp uzaklaştı. Kaşlarımı kaldırıp arkasından baktım ve tezgaha döndüm.

"Bence ölsen şimdiye kadar ölürdün" dedi Namjoon. Kafamı iki yana salladım.

"Sanmıyorum. Büyük ihtimalle Lisa haklı"

"Ne yani sende mi öyle düşünüyorsun ?" Dedi şaşırarak.

"Yani...ortada bir şeyler dönüyor. Benim sonum olabilir" Dediğin de kollarını tezgaha dayadı.

"Yani öylece ölüme kucak açmak senlik mi ? Bu zamana kadar nasıl yaşadın? "

"İnan bilsen oturup ağlarsın" dediğimde güldü. Omuz silktim ve biraları aldım.

"Pek ağlak bir tıp değilim ama bu kadar zorsa yaşamın bu zamana kadar hayatta kalman şans değil demektir. Neden bundan sonra şans olsun ki ?"

"Şuan YG'ye karşı geliyormuşsun gibi ?" Dediğim de kahkaha attı ve kafasını iki yana salladı. Bu esmer çocuk gerçekten sempatikti.

"Hayır. Sadece yaşayıp yaşamamak senin elinde"

"Aslında haklısın" dedim biramı içerken. Kafamı düşünceli bir şekilde salladım ve işaret parmağımı ona doğru savundum.

"Bak görürsün Namjoonie. Herkese benimle uğraşmamaları gerektiğini öğreteceğim"

"Harika" dediğinde sırıttım ve masaya geri döndüm. Elimdeki birayı Rose'a verdim. Teşekkür etti.

"Neden dans etmiyoruz ?" Dedi Dara. Hepimiz ona döndük.

"Hayır. Sadece otur"

"Edelim" dedim. Chaerin ile aynı anda konuşunca göz göze geldik. Dara ellerini çırparak ayağa kalktı ve kolumu tuttu.

"Harikasın" dedi ve beraber dans pistine çıktık. Çılgınlar gibi dans ettik. Gözümden kaçmayan tek şey buradaki bazı kişilerin YG'den olmamasıydı.

"Ben aşırı susadım. Gidip bir şeyler içelim" dedi beraber bara ilerledik.

"Namjoon 5'er tane tekila"

"Ne ?" Dedim ona dönerken ama Namjoon hazırlamaya başlamıştı bile.

"İçeceksek böyle olmalı. Eğlenmeyi öğreteceğim sana" dedi ve önümüze dizilen 10 bardağa baktık. Rose koşarak yanımıza geldi.

"Yapma. Unnie içme" dedi Dara'ya. Sonra bana döndü ve kafasını iki yana salladı. Dara'ya döndüm.

"Unnie içmeyelim" dedim çünkü belli ki bunun sonu iyi değildi.

"Ne o korktun mu ? Tamaam sana daha yumuşak davranırım" dedi. Tamam Benim hakkımda bilinmesi gerekenler listesinde ilk numara. Bana asla bir şeyi yapamayacağımı söyleme. Yaparım. Bu yüzden alayla güldüm.

"Unnie senin için dedim bunu. O zaman başlayalım" dedim. İkimiz de tezgaha dönerken Rose arkamıza bakıp el salladı. Namjoon güldü ve tezgaha limon koydu.

"Başlayın." Dediğinde ilk bardağı aldım ve kafama diktim. Bok gibi tadı vardı. Yüzümü buruşturdum ama durmayıp ikinciyi ve üçüncüyü diktim. Biten bardakları nereye attım onu bile bilmiyordum. Tek derdim kazanmaktı. Beş bardağın sonunda limonu aldım ve ısırdım. Namjoon alkışlamaya başladı.

"Neredeyse aynı Jennie ama tebrikler" dediğinde Dara'ya döndüm ve gülümsedim.

"Sorun yok unnie. Bir daha yaparız ama sonra...çok sonra" dediğimde kahkaha attı ve el sıkmıştık. İkimiz de taburelere çöktük.

"Bu şey çok boktan. İnsanı kolay sarhoş ediyor"

"Sarhoş musun ? Ben değilim" dedim gülerek ama koca bir yalandı. Bunu bildiği için güldü ve elimi tuttu.

"Bu senin partin"

"Evet...sanırım"

"Eğlence yeni başlıyor"

OTHER SIDEWhere stories live. Discover now