OTHER SIDE

Bölüm 48: Kimse seni görmesin.

"Sapık gelmedi mi ?"

"Hayır hala ortalıkta yok."

"Onu merak ediyorsun" dedim gülerek. Ofladı ve uzanan çocuğa dövme yapmaya devam etti.

"Tamam belki biraz! Mesaj attığın gün markete gittim. Orada yoktu"

"Oradaydı ama sonra nehre geldi. Onunla orada karşılaştım"

"Nehre mi ? Acaba Desitili mi ?" Dedi Hanbin

"Hadi ama bir Desiti'li ucube burada gezmeye cesaret edemez" dedi yatan çocuk. Helloo tam olarak buradayım.

"O haklı Desitili değil...dir" dedim. Kızı orada hiç görmemiştim. Masaya ilerledim ve sandalyeye basıp masaya çıktım.

"O zaman nehre neden gitsin ki ?"

"Ben neden gittiysen o yüzden. Hava almak için" diye açıkladım. İkisi de omuz silkti.

"Kadınlar gerçekten garip. Hava almak için nehre inmeye üşenirim" dedi çocuk. Kıkırdadım.

"Arabayla gittim. " diye açıkladığımda ikisi de güldü. O gün nehir kenarı geldi aklıma.

"Hey yine daldın. Bir şey mi oldu ?"

"Hayır. Kızın adını öğrendim"

"Zaten demiştim sana. Sapık"

"Gerçek adını öğrendim"

"Merak etmiyorum" dedi dövmeye dönerken. Omuz silktim.

"Bir de sevgili olmadığımızı söyledim. Seni gebertecekmiş" dediğimde hızla bana döndü.

"Ne ?"

"Öyle" dedim içinde dövmeler olan deftere bakarken.

"Tepkisi bu mu oldu ?"

"Aslında pek umursamadı. Sadece şöyle dedi" dedim ve öksürmek sesimi ayarladım.

"Beni kandırdı. O pisliği geberteceğim" diye taklit ettiğimde Hanbin'in omuzları çöktü.

"Başına bir şey gelmesin. İki gündür gelmedi de. Madem beni öldürecek ben buradayım" dedi sinirle.

"Ona seni istemiyorum dedin!"

"Öylesine bir sözdü. Her şeye de alınmasın"

"Onu kovdun ve sevgilim var dedin"

"Tamam haksızım haksız. Mutlu musun ?" Dedi sinirle.

"Hyung dövmeyi bilirsen artık" dediğinde Hanbin onu kafasına vurdu.

"Bir dur. Sadece tek çizgi kaldı zaten" dediğinde kahkaha attım. Bir kaç saniye sonra çocuğu kaldırdı.

"Krem sür unutma. Bir de şu şeyleri öğren"

"Neyi ?"

"Şeyi işte.. "

"Kızı diyor kızı" dediğimde ikisi de bana döndü. Kıkırdadım.

"İsmi Go Eun"

"Tamamdır hyung. Etrafa soruştururuz" dedi ve hızla dükkandan çıktı.

"Ben onu demiyorum" diye bağırsa da sonlara doğru sesi kısıldı. Bana döndü

"Sen yine neden geldin? "

"Aa Go Eun'u özledin sinirini benden çıkıyorsun ama!" Dedim gülerek.

"Tamam. Susuyorum" dedi ve masaya oturdu.

"Bir dövme mi yapsan bana ?" Dedim masadan atladım ve koltuğa oturdum.

"Ne dövmesi ?"

"Bilmem. Bir elmas. Elmasın etrafına ejderha sarılı. Ejderhanın boynunda altın bir tasma olsun. Olur mu ?"