Bölüm 24: Artık dövmem var

301 40 91
                                    

"Artık daha iyi misin ?"

"Ah beni duygulandırıyorsun Lisa. Sen beni merak eder miydin? " dedim söylenirken yataktan kalktım.

"Merak ettiğimden değil. Yatağımı özledim ve senin yüzünden Rose ile tek kişilik bir yatakta yatmak zorunda kaldık. Bence oda bundan memnun değil. Anlamışsındır umarım" dedi. Sesinde belli bir kinaye vardı. Kenardaki çantadan kendime bir eşofman ve tişört çıkardım. 

"Daha iyiyim. Sorduğun için sağol." dedim onunla kavgaya girmeyecektim. İsteseydim yapardım ama ne gerek vardı ? Neden huzursuzluk çıksın ki ?

"Güzel. Çarşafları değiştirmeyi unutma" dedi ve odadan çıktı. Göz devirdikten sonra bende odadan çıktım ve banyoya ilerledim. İçerisi doluydu. 

"Yeni girdim. Bekleme"

"Ah hadi ama Mino. Tuvaletim var" diye mızmızlandım ama duşun suyunu açtı. 

"Duş alacağım önce kalksaydın" dediğinde kapıya tekme attım ve aşağı kata ilerledim. Lanet tek duş sorunu her yerde aynıydı. Zaten akşam olmak üzereydi. İyi uyumuşum gerçekten. 

"Unnie" dedim Chaerin'i görür görmez. Odasından çıkıyordu. "Bir yere mi gidiyorsun ?"

"İşim var. Bir şey mi oldu?"

"Şey..Banyo dolu da ve duş almam lazım. Rose senin banyonu kullanabileceğimi söylemişti. Onun için izin alman istedim."

"Tabi kullanabilirsin. Temiz havlular dolapta var. İstediğin gibi kullan. Görüşürüz" dedi ve merdivenlere ilerledi. Arkasından bakarken derin bir nefes aldım. Gerçekten de ruhsuz gözüküyordu. Sanki bir şey tüm ruhunu emmiş gibi. Kafamı sallayıp odaya girdim ve banyoya geçtim. Oyalanarak bir duş aldıktan sonra odasına geri döndüm. Makyaj masasında tüm YG'nin olduğu bir fotoğraf vardı. Çerçeveyi elime aldım. Ortada Jiyong vardı, Chaerin onun bir koluna girmiş, diğer yanında da Seunghyun vardı. Çocuklar hemen arkalarında duruyordu. Chaerin'in yanında Minzy, Daesung vardı. Hyorin bile fotoğraftaydı. Gülümseyerek çerçeveyi yerine koydum ve odadan çıktım. 

"Bakıyorum da daha iyisin" dedi Seunghyun odasından çıkarken. Saçlarımı kurularken ona doğru gittim. 

"Evet daha iyiyim. Sadece boğazım biraz acıyor. Oda çok normal" dediğimde kafa salladı. 

"İlaç almayı unutma" dedi ve aşağı kata indi. Tekrardan yukarı çıktım ve Rose'un odasına girdim. İçeri de Jin Woo ile oturuyorlardı. 

"Selam" dedim. İkisi de gülümsedi. 

"Rose üzgünüm seni de dün gece rahatsız ettim. İki kişi yatmak zorunda kaldınız"

"Sorun yok. Sen iyisin dimi ?"

"Daha iyiyim" dediğinde telefonunu çıkardı. "Ben Jiyong oppaya haber vereyim. Sabah evden çıkarken sormuştu."

"Ben" dediğimde ikisi de bana döndü. Gülümsemeye çalıştım. "Ben ararım onu. Şey hatta şimdi arayım. "

"Tamam ara" dedi Rose. Ayağa kalkıp hızla Lisa'nın odasına geçtim. Telefonum yataktaydı. Hızla aldım ve numarasına tıkladım. Uzun çalıştan sonra açtı. 

"Evet ?"

"Alo..şey Jiyong"

"Hı söyle çabuk"

"Ben iyiyim" dedim heyecanla. Sonra sinirle tırnağımı dişledim. 

"Güzel. Kapatıyorum" dedi ve cevap vermeme fırsat vermeden telefonu kapattı. Sinirle telefona bakakaldım. Aptal! Yataktaki çarşafları değiştirmek için ayağa kalktım ve hızla değiştirip eskileri banyoya götürdüm. Mino yeni çıkıyordu. 

OTHER SIDETempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang