Bölüm 24: Sana ihtiyacım olduğunda.

320 44 84
                                    

"Ben..kendimi iyi hissetmiyorum. İzninizle" dedim kalkarken. Zaten otursam da yemek falan yiyemeyecektim. Midemde bulanıyordu. 

"Ah neden ?" dedi Jiyong alayla. Göz devirmemek için elimi yumruk yaptım ve gülümsemeyi denedim. 

"Sanırım hasta olacağım. İyi değilim. Size afiyet olsun" dedim ve kimsenin bir şey demesine izin vermeden mutfaktan çıkıp odaya gittim ve yerdeki yatağımın içine girdim. Çok fazla stres yapmıştım ve gerçekten iyi değildim. Ne zaman aşırı stres yapsam böyle oluyordu. Bir plan yapmam gerekiyordu ama ona bile halim yoktu. Bu yüzden gözlerimi kapattım. 

Boynumda bir el hissettim ama gözlerimi açamayacak kadar kötüydüm. Uyumak beni daha beter yapmıştı. Yan tarafıma döndüm ve yine uykuya dönmeyi diledim çünkü canım yanıyordu. Üşüyordum ve boğazlarım ağrıyordu. 

"Jennie sen cidden iyi değilsin" dedi Jiyong. Gözlerimi hafif aralayıp ona baktım. Hala sabahki gibiydi yani henüz gün bitmemişti. Titreyen elimi kaldırıp ceketinin kenarını tuttum. 

"Yardım et" diye geveledim . Onun karşısında salak gibi güçsüz durmaktan nefret ediyordum. Sanki kendine bile bakamayan bir çocuk gibi. Bu zamana kadar yardım isteyebileceğim kimse yoktu ama şuan o varmış gibi hissediyordum. Ben şuan ölüyor gibi hissediyordum.  

"Sana ilaç getireceğim" dedi ve kalkıp gitti. Onun kalkmasıyla elim boşluğa düştü. Direk yorganın içine soktum. Tekrar uykuya dalmak üzereydim ki odaya geri girdi. Bu sefer tek değil, Lisa'da vardı. 

"Onu senin yatağına yatıralım. Sen bugün Rose ile yat"

"Tamam oppa" dedi Lisa sadece. Jiyong kollarımdan  tutup kalkmama yardım etti ve beni yatağa yatırdılar. Üzerimdeki yorgan düştüğü için donuyormuşum gibi hissettim. Titreyerek yatağa uzandım. Üzerime ince bir şey örttüler. 

"Üşüyorum" dedim ama Jiyong beni takmayıp Lisa'da döndü ve bir şeyler sıraladı. Lisa odadan çıkarken Jiyong beni dürttü.

"Kalkmayı dene. İlaç iç" dediğinde kafa salladım. Ellerimi yatağa dayadım ve zorla kafamı kaldırdım. Jiyong ilacı avcuma bıraktı. Ağzıma atıp verdiği suyla içtim.

"Siktir! Cidden hasta olmaktan nefret ediyorum"

"Çok sık hasta olur musun ?"

"Sadece st-evet" diye geçiştirdim ve tekrar yattım. Lisa elinde bir havlu ve şu dolu kapla geldi. Havluyu sıkıp alnıma koyduğunda hızla alnımdan attım.

"Bunu niye yaptın ? Soğuk" diye geveledim ve onlara sırtımı döndüm.

"Çocuk gibi!" Diyr sinirle konuştu Lisa.Jiyong ofladı ve beni yüz üstü yatırdı.

"Şımarıklığını çekemem. Soğuksa dayan. Beni ilgilendirmez" dedi ve havluyu tekrar alnıma koydu. Titrediğimin için kollarımı vücudumla birleştirdim ve kendime sıkıca sarıldım. Göz yaşlarım gözlerimde bırakırken derin bir nefes aldım ve gözlerimi sıkıca yumdum. Şuan odadaki lambanın kapalı olduğu için mutlu olsam da yanımda yanan gece lambasının Yüzüme vurduğunu biliyordum.

"Gidin...lütfen" dedim güçsüz bir sesle. Zaten zayıf halimi görmüşlerdi. Bir de buna ağlamayı eklemek istemiyordum. Lisa duymadığım bir şeyler dedi ve kapının kapanma sesini duydum. Kapının kapanmasıyla göz yaşlarımı tutmayı bıraktım. Hayatım git gide bok yoluna giderken ve bu yatakta ateşler içinde yanarken ağlamak iyi gelmişti. Bu yüzden ağlamadığım kadar ağladım.

"Of cidden sikicem şimdi de burnum akıyor! Yarın da felç kalırım bu şansla" dedim gözlerimi açarken. Gözlerimin önünde beyaz bir peçete görmemle korkarak kafamı sola çevirdim.

OTHER SIDEWhere stories live. Discover now