Bölüm 59: Bu şehri yakacağım.

322 41 139
                                    

Bu evdeki herkesin benim hakkımda ortak bir düşüncesi olduğuna emindim. Merak. Evet meraklıydım. Fazla meraklıydım bu yüzden şuan gizli gizli evden çıkan Seunghyun'un peşine takılıp takılmamam gerektiğini düşünüyordum. Ve yine düşünmeyi o kadar da sevmediğim için bunu siktir ettim ve sessizce evden çıktım.

Seunghyun'un evdeki en gizemli insanlardan biri olduğu kesindi ama benim aklıma direk gelen tek soru işareti vardı. Jisoo'yla tanıştıktan gün neden Desiti'ye girdiği. Bu yüzden oradaki gizli işine gidiyor ihtimali bile beni heyecanlandırıyordu. Bu yüzden karanlık sokaklardan geçerken sessiz ve dikkatliydim.

Takip etmede iyiydim. Hızlıydım ve reflekslerim kuvvetliydi. 5 yaşımdan itibaren bununla ilgili dersler almıştım. Binlerce kez hareketli kameralarla dolu bir odada hedefe ulaşmaya çalıştım. İlk başta kameraya yakalandığımda sadece alarm öterken ilerleyen yıllarda bunu silahlar, bıçaklar takip etmişti. Ben bu işte iyiydim. Seunghyun tahmin ettiğim gibi Desiti'ye uzanan köprüden geçti. Saat 4 olduğu için etrafta kimse yoktu. Köprüyü geçer geçmez yanından, köprünün aşağısına indi ve eline telefonu aldı. Bamdo tarafında, onu görebileceğim bir yere saklandım.

"Köprüdeyim. Gelmezsen oraya geliyorum" diye bağırdığını duydum. Kimle konuşuyordu bilmiyorum ama hemen sonra sesini kısıp tartışmaya başladı. Sinirle telefonu kapattı ve sırtını duvara yasladı. 5 dakika geçti, sonra 10 dakika. Kimse gelmedi. Her geçen dakikada yüzündeki ifadeden onunda umutsuz olduğu belliydi. Derken kafasını sağa çevirdi. Yüz ifadesi donarken kimin geldiğini görmeye çalıştım ama duran kişiyi olduğum yerden görmek imkansızdı. Seunghyun konuşmaya başladı. Sinirli gözüküyordu bu yüzden tedirgindim. İyi ki gelmiştim. Başına bir daha iş açarsa onu koruyabilirdim.

Fakat Seunghyun'u itmek için bir iki adım atan ve görüş alanıma giren kişiyle donakaldım. Bom şuan üzerinde uzun bir elbise, sinirle Seunghyun'u itiyor ve göğsüne vuruyordu. Neler dönüyordu ? Bom YG'den biriyle, sabahın 4ünde neden buluşuyordu ? Özellikle Min Woo'yla beraberken. Min Woods YG'den nefret eder.

Bir an. Küçük bir anlığına bunu görmemiş gibi yapıp eve dönmeyi, yatağıma girip uyumayı istedim. Bom beni ilgilendirmiyor diye düşündüm ama kulağa çok absürt bir yalan gibi geldi. Bu yüzden sinirle köprünün altına indim. İkisinin de beni görmesiyle yüzlerindeki ifade dondu.

"Siz ne halt yiyorsunuz ?" Dedim sinirle onlara yürürken.

"Senin burada ne işin var ?" Dedi Bom.

"Onu takip ettim" dediğinde Bom sinirle Seunghyun'a döndü.

"Cidden mi ? YG'desin güya ama bir kız tarafından takip mi edildin ? Hiç değişmemişsin!" Dedi sinirle. Tamam beynim her kelimeyi alıyordu ama anlamıyordum.

"Bu saatte neden ayaktasın ?"

"Ah sütümü içmeyi unutmuşum! Kafayı mı yedirteceksin sen bana oppa ? Senin burada ne işin var ?"

"Bir dakika sen beni gördüğün için gelmedin mi ?" Dedi Bom şaşkınlıkla. Kafamı iki yana salladım.

"Seni gördüğüm için geldim çünkü YG'den biri seninle görüşemez"

"İkiniz de bir susar mısınız artık?" Dedi Seunghyun ve Bom'a döndü. "Bunun için seni bin kez aradım! Jennie YG'de"

"Evet bu-bir dakika sen benim Bom'la tanıştığımız nereden biliyorsun ki oppa ?" Dedim. Seunghyun sırtını tekrar duvara yasladı.

"Seunghyun seni sikeyim! Aptal gibi her şeyi öttün" dedi Bom sinirle. Derin bir nefes aldım. Tamam ben gerizekalıydım çünkü anlamıyordum.

"Bırak inceldiği yerden kopsun artık. Daha ne kadar Bom ? Ne kadar ? Şu haline bak piçin tekinin kolundasın"

"Ve bu seni ilgilendirmez!" Dedi bağırarak ve bana döndü.

OTHER SIDEWhere stories live. Discover now