Bay R

19.7K 791 107
                                    

Ben Bay R,

Kimine göre bir Don Juan vakası, kimine göre elleri sihirli bir fotoğrafçı ya da kalbinin peşine düşmüş bir garip kâşif...

Ve benim hikâyem yıllar evvel tam da şu nokta da yarım kalmıştı; 'Yazdan kalma bir güne henüz gözlerimi açmamıştım ama zihnim çoktan günün kıpırtılarına dikkat kesilmişti bile. Yüzümü yastığıma biraz daha gömerken burnuma dolan lavanta kokusuyla adeta mest olmuştum, her zaman olduğu gibi. Huzurlu bir gülümsemeyle gözlerimi araladığımda ipek sabahlığıyla salına salına yanıma gelen güzel kadın bana sıcacık, bahar gibi bir gülümseme vermiş, ardından şakağıma küçük bir öpücük bırakmıştı. Omuzlarından dökülen iri kumral dalgaları, gülümsemesiyle yüzünde belirginleşen elmacık kemikleri ve boynundan yayılan lavanta kokusuyla öylece bana bakıyordu. "Artık güne uyanmalısın." dedi saçlarıma fısıldayarak. Ardından, safirlerle bezeli elleriyle yüzümü avuçlayıp yanağıma küçük bir öpücük bıraktı. Büyüleyici güzelliğiyle harikulâdeydi ve gülümsemem büyürken yatağımdan hızla kalkıp onu takip ettim. Sabahlığının uçuşan eteklerini savura savura basamakları iniyor, dudaklarına enfes latin tınıları yerleştiriyordu. Ve böylece benliğime kazıdığım ilk kelimem hayranlık olmuştu ona dair. Mükemmel bir kadındı, bunu biliyordum ama ilk kez o sabah içimde var olan hissiyatın uyandığını fark etmiştim. Bu yüzden heyecanla merdivenleri tekrar çıkıp doğruca babamın çalışma odasında aldım soluğu. Aradığımı bulmam zor olmamıştı, sorun ona yetişmekteydi. Elbette bunun için de çözümüm vardı. Çekiştirerek masanın yanındaki koltuğu büfeye getirdikten sonra üzerine çıkıp parmak uçlarımda yükseldim ve o çok değerli antika fotoğraf makinasını elime geçirdim.

Neden bu kadar heyecanlandığımı anlayamıyordum fakat yüzümdeki gülümseme geçmek bilmiyor, dudaklarım kuruyor ve kalbim hızla çarpıyordu. Tekrar aşağıya indiğimde bahçe kapısındaki uzun beyaz tüllerin bahar rüzgarında savrulup enfes bir manzara oluşturduğunu gördüm. Safir kadın ise o tüllerin arasında hâlâ ipek sabahlığıyla tenine bahar rüzgarını bahşediyordu. Saniyeler dakikalar ile yarışırken saçlarını savurup bana doğru döndü. Gülümsemesi güneşi kıskandıracak kadar güzeldi ve bu anı kaçıramayacağımın farkındaydım. Durmadım hiç, sağ gözümü kısarken aynı anda deklanşöre bastım. Annem, lavanta kokulu safir kadın o sabah benim için ölümsüz olmuştu ve bu benim ilk fotoğrafımdı. Büyük bir hayranlıkla gözlerimin gördüğü en güzel kadını ölümsüz kıldığım ilk an... Aradan geçen yıllarda hayatımı şekillendiren şeyin bu an olduğunu önüme konan tek bir kağıt ve üzerinde yazan tek bir cümle ile anladım. Ben hayatımı sözcüklerle anlatamazdım ama fotoğrafyabilir, anı ölümsüz kılabilirdim. Ve öyle de yaptım.

Ben Bay R. Benim kadrajımda renk yoktur, sadece kadınların tenlerinde taşıdıkları hikayeleri resmederim. Kimi dalga dalga saçlarıyla yapar bunu, kimi gözlerinde taşıdığı parıltılarla, kimi eşsiz gülümsemesiyle, kimi ise teninin davetkârlığıyla... Ve ben ölümsüz kıldığım tüm kadınları çok severim. Parmaklarım tenlerinde gezerken bakışlarımı her seferinde gıpta edilesi bir hayranlık bürür. Kimi o lavanta kokulu kadının gözlerinde can bulur, kimi gülümseyen yüzünde. Ama hiçbir kadın o kokuya hayat veremez, tıpkı ruhundaki safirin sahipsiz kaldığı gibi. Ya da en azından şimdiye kadar ona rastlamamıştım.

Gezgin bir fotoğrafçı olan bendeniz; gittiğim her şehirde, her kasabada ve her limanda seveceğim bir kadın buldum. Önce çok sevdim onları, tenlerinde soluklandım ve gün aşırı terk-i diyar etmeden evvel tek bir kare aldım yanıma. Gözlerini açtıklarında ise önce koca bir boşlukla karşılaştılar sonra onlara bıraktığım son bir notla...

"Zamanın birinde yeniden görüşmek üzere. Sevgiler...

Bay R!"

Bay R'nin Kadınları Where stories live. Discover now