VEDA

2.7K 213 121
                                    


Ben Rodas,

Roâna'nın rahminde can bulan, Andaç'ın ellerinde ince ince işlenen, hayatını yeni baştan yazan Parla'nın kalbinde aşkı tadan ve ruhunun bir yansıması Nefes'in babası olan Rodas. Ne bir Don Juan, ne de kalbi kayıp bir kâşifim ben. Aşkla var olan, huzurla nefes alan ve yüreğine dokunan minicik bir kalbe tapan bir hiçim aslında.

Bundan yıllar önce bu topraklardan sırtıma aldığım bez bir çanta ile ayrılıp, aylarca meczup halde gezmiş ve kendime Bay R'yi kalkan yapmıştım. Kadrajımdan onlarca kadın ve onlarca hikaye geçip gitmişti ama bir gün gelmiş, kendi ayaklarımla asıl sonuma bile isteye gitmiş ve Parla'yı bulmuştum. Biliyordum bu oyunu daha en başta kaybedeceğimi ama ondan gidememiştim. Bu oyunda, kimi bilgeliğinin hikayelerini, kimi kırık kalbini, kimi ise en çocuk gülümsemelerini bırakmıştı ellerime ve hayat beni Parla'nın kalbine mahkum etmişti. Bir erkeğin tadabileceği en büyük aşk ve hayranlıktı yaşadığım. En toy yanım, en güçlü duygularım, en masum hayallerim onunla can buldu. Beni baştan yazdı, bizden asla vazgeçmedi ve tüm ezberimin küllerini savurdu. Bu kez aşk, güçlü bir erkeğin kollarında değil, narin bir kadının göğsünde korunup kollanıyordu ve Parla tam da ona dediğim gibi, safi bir yakuttu...

Yıllar geçse de ona olan aşkım hiç bitmemişti. Yanında hâlâ heyecanlanıyor, gece güne teninden alacaklı olduğum vakit doğarken kalbim dile geliyordu. Saçlarını seviyordum usul usul, çikolata kokan güzel saçlarını... Gözlerindeki parıltılar asla solmamıştı, aldığı her yaşı cömertçe taşıyordu ve onda Roâna'dan izler görüyordum artık. Eşsiz bir döngü, muazzam bir armağan ve hayat bulma sebebimdi tüm bunlar. Aşkım, ailem ve umudum. Sevdiğim kadın. Oğlumun annesi, bizi var eden tutkulu bir yakut... Ruhumun önünde diz çöktüğü tek kadın, Parla. O bu hikayenin en değerlisi, o çikolata kokulu elleriyle kocaman bir aşk yazan kadın. Ve onu bana bahşedene şükran duymadığım, bizim için hayattan zaman dilenmediğim tek bir günüm dahi yok... Biliyorum, bir gün gelecek ve bir başka kadın hayattan tıpkı Parla gibi sevilmeyi dileyecek, tıpkı Parla gibi...

Ve Nefes Safir Kızılkan... Oğlum, nefesim. Her noktasına varana dek bana benzese bile ruhunu annesinden miras alan yegane varlığım. Onu hâlâ ince ince işliyorum, ellerimde küçük bir beyefendiye dönüşüyor yıllar geçtikçe. Kalbinde taşıdığı eşsiz sevgisi, huzuru ve mutluluğu ile o kadar biz ki, herkes gıpta ile bakıyor ona. Ve biliyorum, her oğul babasının nefesidir ve bir gün gelecek oğlumun hikayesi de benden geçecek. Dilerim ki onun da bir yakut kadını olur, dilerim ki aşkla var olan kalbi aşkla son bulur...

Nefes'in minik adımlarının sesini duyuyorum, yüzümde harikulâde bir gülümsemeyle eğilip saçlarını seviyorum. Sevilla'da gün batarken, güneşin en küskün ışıkları en son oğlumun teninde geziyordu hiç şüphe yok ki. "İlk fotoğrafım baba, seninkiler gibi olmuş mu?" diye soruyor elime tutuşturduğu fotoğraf karesiyle. Arkasında bugünün tarihi ve annesini çok sevdiğini yazdığı küçük bir not da var üstelik. Resmi çevirdiğimde ise boğazıma koca bir yumru oturuyor. Daha kaç kez tekrarlanacaktı bu bilmiyorum, ben Roâna ile daha kaç kez tamamlanacaktım kim bilir... "Baba?"

"Çok başarılı bir tanem, çok güzel."

"Annem de çok güzel değil mi?"

"Evet." diyorum Parla'ya bakarken. Safir kadının verandasında, üzerinde uçuş uçuş beyaz elbisesi ve rüzgara kapılıp giden saçlarıyla harikulâde gülümsemesini sunmuştu oğluna ve benim oğlum, tıpkı babası gibi büyük bir hayranlıkla ilk kez annesini ölümsüz kılmıştı kendine. "Annen gözlerimin gördüğü en güzel kadın."

"Benim için de öyle."

Parla manidar bakışlarla yanımıza geldiğinde onun da gözlerinin dolu dolu olduğunu anlıyorum. Nefes'i kucağıma alıp, sevdiğim kadına sarılıyorum. "Çektiği fotoğrafı gördün mü?" diye soruyor, başını göğsüme yaslayıp. Elleri Nefes'in saçlarında gezerken kırık bir tebessüm buluyor dudaklarını.

"Hikayeyi devrediyoruz değil mi Yakut?"

"Evet sevgilim, biz hikayemizi oğlumuza devrediyoruz."

Güçlü bir inci tanesi firar ediyor göz pınarlarımdan, hayattaki en güzel iki varlığıma sarılıp "Benden gitme..." diye soluyorum.

"Bizim için ve oğlumuz için hayattan zaman dilenmediğim bir günüm dahi yok. Ömrüm yettiği sürece de kalbinde nefes alacağım bir tanem."

"Seni seviyorum."

"Ben Yakut... Yeri yurdu sevdiği adamın kalbi olan bir aşk kadını ve bir gün bambaşka topraklarda aşkı tadan bir kadın hayattan benim kadar sevilmeyi dileyecek... Bana bunu yaşattığın için sana minnettarım sevgilim. Seni seviyorum, her an daha fazla..."

SON...

Bay R'nin Kadınları Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang