27.Bölüm "Yaşayarak Öğrenmek"

4.5K 433 39
                                    

Aşk, ne zaman yakalandığınızı bilmediğiniz ve sizi hızla ele geçiren en güzel hastalık belki de. Öyle ki, bedenimi ve ruhumu huzuruna bile isteye teslim ediyordum. Kalbim mesela, her atışında hissettirdikleri yaşamaktan çok daha fazlası. Gözlerimi dünyaya açtığımdan beri aldığım nefesler artık daha anlamlı benim için. Ellerim çikolatalarım için varken bu zaman kadar, şimdi bir de onun ellerinde hapsolmak için yanıp tutuşuyorlar. Dedim ya, ne zaman yakalandığımı bile bilmiyordum ben. Ama dudaklarımda özlemli sızılar yer etmiyor değil, öyle ki içimin ürperdiği her an parmaklarım dudaklarıma kapanıveriyordu. Tüm bunların arasında kâle almadığım ruhum kalkmış bana hesap sorarken, kalbim geçiyor önüne her seferinde. Ruhumla kalbimin savaşını nefeslerim bölüyor, düşüncelerim hızla toz duman oluyor ve yüzüme aşk romanlarından kalma tanıdık bir gülümseme yerleşiyordu. Farklı tınıların eşlik ettiği heyecanlarım vardı artık. Ah, bir de kendimi tutamayıp kurmaya yeltendiğim hayallerim... Sonrasında gelen bir huzur dalgası, gözlerimin önünde beliren uzak diyarların yakışıklısı ve kalbimin çırpınışları...

Pekâla, başa alalım öyleyse. Hayatımın Rodas'dan önceki köksüz yıllarında sadece kendisi için var olmuş bir kadındım ben. Aile sırlarımı henüz bilmiyor, onları umarsızca suçluyor ve kendi ayaklarımın üzerinde hayat mücadelesi veriyordum. Hatrı sayılır birkaç dostumdan başka insanı hiddetle redderken hayatıma giren küçük adam Deniz ve annesi İnci ile birlikte sınırlarımı bir nebze ihlal etmiş olsam da mutluydum. Ve günün birinde, ayda bir kez sipariş ettiğim mallarımı teslim almak için beklediğim araç caddedeki koca jipin yüzünden geçemeyince içimdeki nezaketten nasibini almayan kadın çıkıvermişti ortaya. Elim belimde, güneşin alnında aracın sahibini ararken bulmuştu gözlerim onu. Hem de, gökte ararken yerde değil, yerde ararken gökte çıkmıştı karşıma. Şimdi harikulade bir gülümsemeyle hatırlasam da 'İyi ki.' demekten alı koyamıyorum kendimi. Sonrasında anlayamadığım bir hızla hayatıma dahil olan bu adama ne zaman âşık olmuştum kestiremiyorum. Bir bakmışım ki başımı çevirdiğim her yerdeydi. Uzansam her zaman elimi tutacak, kollarını açacak ve metanetle saçlarıma öpücükler bırakacaktı. Konuşmasam sormayacak ama beni en derinlerinden anlayacak ve öyle bir güven verecek ki yüreğim kapılıp gidecek rüzgarına... Yüzünde yer eden o ukala gülümsemesinin ardında yatan adamı görmesem de yine tüm bunları düşünürmüydüm bilmiyorum. Ona her çatışımda gülüp geçemese, benden bıkıp gelmese, bana kollarını açmasa, sessizce tenime fısıldamasa ve beni kendine aşık etmek için öylece bakmasa... Aklımdan geçen ve ucu bucağı olmayan tüm düşüncelerimin sonunda ruhum sıkılıyor işin aslı. Ben nasıl bu hale geldim bilmiyorum ama onsuzluğu düşünemiyorum. Artık içimden çekip çıkarttığım aşktan kadın ile el ele verip Rodas için birkaç gün daha çalıyorum hayattan. Yapılması gereken konuşmaları erteliyor, aşkın bahşettiği tüm duygulardan yoksun ihtiras ve hırs dolu sahneleri şuan için görmek istemiyorum. Vişne likörlü çikolatalardan başka hiçbir şey yapmak istemiyorum mesela. Uyumak ziyan geliyor ama günü de onunla yaşamak istiyorum. Sonra bir bakıyorum ki, her zaman aklım karışırdı uçurumun kenarında beni bekleyen rüzgara karşı, bu kez aklım sığ sular gibi ama kalbim... Kalbimde toz duman her şey, önümü gördüğümü söyleyemem sadece hissederek yürüyorum bu yolda. Aşağıya ne zaman düşüp uyanırım bilmesem de beni okyanusunun dalgalarında misafir edeceğini bildiğim adamın ellerinde soluklanıyorum sadece. Ve hiç bu kadar sessiz olmamıştım sanırım, saçlarımın arasından her daim kulağıma bir şeyler fısıldayan kadınlar nerede bilmiyorum şimdi. Bense zihnimde salınan Rodas'ı her düşündüğümde kalbimin sesinden sağır oluyorum, tüm bedenim uğulduyordu. İçimde onu bekleyen aşk kadınına kulak verdiğimde bedenimi saran özlemli sızılara söz geçirmek ne de zor oluyor halbuki. Tek bir söz, tek bir nefes beni nasıl bu hale getirir aklım almıyor. Ama ben onun o pervasız hallerine tutunup serseri ruhunda çıkarttığı fırtınalara kapılmayı bile isteye arzulamıştım dün gece. Çok uzun zamandır benimleydi, tıpkı benim de onunla olduğum gibi. Dudaklardan dökülmesi neden bu kadar zordu bilemiyorum ama bakışlarında gördüğüm o adamı asla unutmayacaktım. Dudaklarıma uzak diyarlardan bıraktığı hiçbir tadı, işittiğim kalbinin sesini, tenime değen nefesini unutmayacağım gibi...

Bay R'nin Kadınları Where stories live. Discover now