14.Bölüm "Vişne Likörlü Bitter"

5.5K 587 80
                                    

'Pekâlâ, işler artık Deniz'e yazdığım senaryonun dışında tamamen kontrolümden çıkmış durumdaydı. Parla, şuan hayatımın tam ortasında, babamın merceği altında, Ozan'ın minnet ve kırgınlığı, Deniz'in çocuk kalbinin tam üstündeydi. Ama hâlâ ben ne istiyorum bilmiyorum, Parla'nın bana hissettirdiklerini bilmediğim gibi. Bu biraz da onun hayattan ne istediğini bilmemesinden kaynaklanıyor aslında. O kadar tutarsız ki ve bu ona o kadar çok yakışıyor ki... Karşısında ne olacağımı kestirmek güç, bu yüzden ânı yaşıyorum işte. Bazen onun tabiriyle ayaküstü flörtleşsek de çoğunlukla didişmekle meşgulüz uzun zamandır. Bana kızıyor, çikolatalarına gereken iltifatları dizmediğim ve muhtemelen kafasını karıştırdığım için. Bunu yaparken ise içinde kendisinin bile bilmediği enfes bir kadın çıkartıyor ortaya. Ve ben ilk kez bir kadının yerini bilmiyorum hikayemde ama onu ölümsüz kılmak değil resmetmek istiyorum bu kez, hem de her halini...

Sonra babam çıka geliyor olmadık zamanda. İlk bakışta anlıyor bunun bir başka hikayenin parçası olduğunu ve tüm bilgeliğini konuşturup tek bir cümle sarfediyor bunların üzerine, "Onun yüzünde hikayeler yok, daha sakin ve duru bir kadın,o." Ama haddinden fazla yaşanmışlıkları olan bu adam, bana içimdeki adamlardan dem vuruyor sonra. Sanırım inkârlarım da bu yüzdendi, ben içimdeki adamlardan ibaret bir kaşiftim ve eğer onları kaybedersen yolumu nasıl çizerdim bilemiyordum. Üstelik hayatımda ömrümü bahşedeceğim bir safir kadınım da yoktu. Daha sonra, bir başka adam çıkıp tırmanıyor göğüs kafesimden yukarıya doğru. Ustalıkla kalbime süzülüp üstüne oturuveriyor. Bir süre bakışıyoruz onunla fakat onu tanımadığımı keşfetmem uzun sürmüyor elbette. Kalbimin üzerinde oturan bu adamı ilk kez görüyordum ben. Henüz hiçbir hikayemin esas oğlanı olmamış, hiçbir kadına sabahın ilk ışıklarıyla not bırakmamış ve belki de hâlâ bavulunu açmamış bir adamdı bu.

Onu duymazdan geldiğim an ise zihnimin yarı aydınlık labirentinde salınan Parla'yı görüyorum. Belirsizdi, tıpkı zihnimin onu düşündüğü her an gibi. O bu kadar saf ve berrak iken ben onunla nasıl böyle kayboluyordum bilmiyorum doğrusu. Haddiden fazla kaldım burada, farkındayım. Hatta Brenda'yı tamamen çıkarttım aklımdan. İlk gün ki Devrim ile şimdi ki Devrim arasında uçurumlar var. Hatta artık Devrim de yok. Rodas ise... O daha çok karışık işte. Tüm bu karmaşanın içinde Bay R'yi özledim mi peki? Bilmiyorum! Ama onu kaybetmekten korktuğum bir gerçekti elbette...'

Terasın kapısına yaslanmış beni izleyen babamı fark edince gelmesi için toparlanıyorum. Yüzünde müstehsi bir gülümsemeyle karşıma geçip oturuyor ve elimdeki eskitme deftere göz atıyor. "Hâlâ, yazacak şeylerinin olması güzel. Bunu sana aldığımda henüz okumayı bile sökememiştin halbuki."

"Doğru, bazen sayfaları karıştırıyorum da ilk kırık notumun göz yaşları bile duruyor satırların üzerinde. Keşke hâlâ kırık notuma üzülebilecek kadar duru olsaydım hayata karşı."

"Halbuki ne yaşanmışlıklar geldi geçti oradan, ama hiçbiri bu satırlara değmedi öyle değil mi?" diye usulca söze döktüğünde aklındakileri, yakamozun aydınlattığı denizden hiddetle çekiyorum bakışlarımı. "Bakma öyle, bunları anlamam için satırlarını okumama gerek yok. Sen kalbi kayıp bir kâşif olarak çıktığın bu yolculukta ruhuna işlemeyen hiçbir kadını buraya yazmazsın, biliyorum. Parla belki ilk kadındır ya da ikinci..." demesiyle olağan şaşkınlığımı silemiyorum bakışlarımdan. Haklıydı, şimdiye kadar Bay R'nin ilk kadını Samanta'dan başka kimseyi yazmamıştım bu deftere. Parla'yı ise satırlarca dökmüştüm bu gece, belki de habersizce.

"Madem her şeyi biliyorsun, söyle o zaman bundan sonra ne olacak?"

"Ben bildiğimi iddia etmiyorum Rodas. Sadece sen benim oğlumsun ve yolun az çok benden geçecek. Ama bu aralar içinde beliren ve tanımadığın ya da henüz tanışmadığın o adam var ya, işte o bana hiç benzemiyor. Bu yüzden sana ne olacağını söyleyemem ama Parla bunu yapabilir. Diyeceğim, ona iyi bak. Sadece bir kadın olarak görme onu, duru yüzündeki hikayeleri keşfet. Bunu yapabilirsin, sen kadınların tenlerine hikayeler kazıyan bir adamsın. Parla'nın yüzünde ise yaşanması muhtemel ve henüz sahnelenmemiş nice hikaye var. Kim bilir, o esas kız ise sen de esas oğlansındır belki..."

Bay R'nin Kadınları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin