55. Bölüm - Gerçek Bir Başlangıç

2.2K 207 48
                                    

'Bebeğim,

Yeni yılın ilk günü ve bugün, varlığın bedenime düşeli tam üç ay oldu. O ihtişamlı Noel kutlamalarından sonra dün gece nispeten daha sakindi. Bizim içinse oldukça özeldi. Çünkü birlikte geçirdiğimiz ilk yılbaşıydı, bambaşka bir kadın olarak karşıladığım ilk yıl oldu bu. Hayatıma kavurucu bir yaz sabahı düşen baban, saat tam on ikiyi vurduğunda dudaklarıma usulca bir yeni yıl dilediği savurdu, içinde sen olan... Sabahın ilk ışıklarına kadar İspanyol meydanında soluklandık. Danslar ve müzikler harikuladeydi, biz ise meydanın bir köşesinde sarmaş dolaş izledik tüm olan biteni. Ardından yenik düştüm bizi saran uykunun güzelliğine, e babanın kollarında elbette...

Uzun zamandır Ebru teyzen olmadan geçirdiğim ilk yılbaşıydı bir de, bu sabah gördüğüm hayıflanmaları sayfalar dolusu bir yeni yıl mesajının altını süslediğinde yüzündeki hınzır gülümsemesini görmesem de biliyordum. İnci teyzenin, Ozan amcanın ve Deniz'in kartpostallı tebrik notları da sana güzel bir anı kalacak bu sayede. Andaç deden her zaman olduğu gibi tüm inceliğini konuşturdu, şimdi boynumda taşıdığım bu kar tanesi yine onun bin bir güzel dilekleriyle dolu. Anneannen ve Ömer deden ise birbirlerinin gözlerinin içine bakarak, korkmadan ve sakınmadan girdiler yepyeni bir yıla, öyle olmalılar. Sanırım bu yıl, hayatıma giren herkesin en güzel yılı olacaktı. Ve herkesi özlemiştim doğru, ama babanın dediği gibi; varlığının bu mucizevi hissiyatını sadece onunla başbaşa yaşamak istiyordum hâlâ. Varlığın üçümüz arasında bir sır bu yüzden. Henüz seni ellerimizin altında hissedemiyoruz ama orada olduğunu bilmek huzura bulanmış nefesler bahşediyor bize.

Sen ve ben bebeğim,

Bizim için değişen pek bir şey yok aslında, bunun böyle olacağını düşünmemiştim nitekim. Sevilla'ya geldiğimiz günden beri, bazı sabahlar babanın kollarından şiddetli bir bulantıyla ayrılıyordum ve şuan katlanarak devam ettiğini söylebilirim. İlk iki ay yazdıklarıma şöyle bir göz atıyorum da, her satırı süsleyen iştahım beni fazlasıyla gülümsetiyor şimdi. Yemek kokuları son birkaç haftadır kabusum oldu, biliyorsun. Yedirip içirmiyor, üstüne uyutmuyorsun bebeğim ama gece bedenime çöktüğünde kollarımı sana sarıp varlığınla avunmak her şeye değiyor. Ve seni ellerimin altında hissetmek için yanıp tutuşuyorum.

Sevilla'da hiç bu kadar uzun kalmamıştım üstelik. Fark ettim ki kendimi babanın ait olduğu topraklarda garipsemiyorum artık. Onunla başbaşa geçirdiğimiz koskoca bir üç ayın ardından hatrı sayılır derece kendimi geliştirdim, daha doğrusu mecbur kaldım diyelim. Onun naif aksanıyla elbette yarışamam ama uykunun uğramadığı gecelerin sabahında kendimi sokaklara atıp gönlümce gezebiliyordum en azından. Safir kadının evinin huzurunda yaşamak ise bambaşkaydı benim için. Her odasında bir anı, her köşesinde bir iz karşılıyordu beni. Hiç bozmadım elbette, geldiğim gibi kapattım tüm kapıları. Sevilla hayatımın ilklerini yaşadığım en güzel şehir olarak kalacak benim için. Her daim ruhuma dokunan bir köşesi var, seni bu topraklarda büyütmek ister miydim henüz bilemiyorum ama ruhunun bu toprakların rüzgarından çok şey alacağını adım gibi biliyorum. Bu yüzden yavaş yavaş adımlıyorum Sevilla'dan ayrılırken, ilk kez bir parça hüzün seziyorum içimde geride kalan anılara dair.

Evet, gidiyoruz. Bu kez rotamız Rodas'ın Bay R'yi keşfettiği topraklar. Bunu ben arzuladım hem de, senden güç aldığımı ise şimdi şimdi fark ediyorum. Bir gün batımında babana evet dedikten sonra haftalarca soluklandığı her toprağı karış karış gezmiştik. En çarpıcı anılarının suretlerini ve bazı ilklerini es geçmişti ama o zaman. Ben de hiç üstelememiş, Bay R'nin yeniden nefeslenmesine tahammül edememiştim doğrusu. Ama şimdi, biz babanla bu kadar tam iken ve o ruhunun kıyılarında köşelerinde kalan en masum yanlarını senin hayalinle dolduruyorken ben hiç olmadığım kadar güçlü bir kadındım. Bu yüzden bunu ben arzulamıştım işte. Ve her ne kadar onu ve kadınlarını tenimde yok etsem de merakımı dizginleyemiyordum, bu bir gerçek. Üstelik babanın resmettiği o küçücük kasaba, yüzümde sıcacık bir gülümse bırakmıştı ilk gördüğümde. Samanta'nın hikayesiyle zihnime çizdiğim Hallstat'da, gölün kıyısındaki küçük evleri ve masalsı dokusuyla babanla el ele yürümek istemiştim sadece. Bu yüzden ruhun her toprağın rüzgarında kavrulmalı ve ellerimizde şekillenmeli bebeğim. Mutluyuz ve seni seviyoruz...

Bay R'nin Kadınları Där berättelser lever. Upptäck nu