15.Bölüm "Safir Kadın"

5.5K 583 62
                                    

MM; Kadeline - High Hopes


Sanırım bir nedeni yok,her zaman koşulsuz eşlik ettiğin için teşekkürler...


***

Dans, bir kadeh şarap ya da kollarınızda size zamanı unutturacak kadar enfes bir kadın müziğe tınılardan çok daha fazla anlam katabilir, bu doğrudur. Ama müziğin yanına ateşi koymak, inanın o görsel şöleni yaratan kadınla paha biçilmez bir hâl alır her seferinde. Bay R'nin limanlarından biri olan Hawaii Hilo'da bulmuştum Rebecca'yı. Binlerce yıldızın gökyüzünü kapladığı o akşam, herkesin gözlerini yeryüzündeki o ateş çemberinden neden ayıramadığını anlayamamıştım. Merakım bedenimi fütursuzca ele geçirdiğinde kendimi kalabalığın arasında bulmam da uzun sürmemişti elbette. Etrafı hayran dudaklardan yükselen ıslıklar ve avuçları patlarcasına alkış tutan insanlarla çevrili Rebecca, yüzünde enfes bir gülümseme ve elindeki poi ile dansın ateşini ortaya koyuyordu. Simsiyah uzun saçları beline dökülmüş, etnik birkaç parça kıyafeti ateşin ve sıcağın etkisiyle kıvrak vücuduna yapışmıştı. Boynundan göğsüne doğru yollar çizen su damlaları ve yüzünde her şeye rağmen hiç solmayan haz dolu bir gülümseme benim Hawaii'deki son durağımdı kuşkusuz.

Müthiş bir ışık hüzmesinin ardından, şovuna yavaş yavaş son verirken ateşin yakıcılığı da yavaştan kaybolmuştu. Kendisini alkış yağmuruna tutan onlarca insana teşekkür edip elindeki poileri eşyalarının yanına bıraktığında Bay R için yeni soluğunu bulmuştum. Etraftaki insanlar memnuniyetle dağılırken ben bir iki adım geri çekilip onun beni fark edemeyeceği bir köşeye çekilmiştim. Rebecca, omuzlarına binen hafif bir yorgunlukla eldivenlerini çıkartıp saçlarını karmaşık desenli bir bandanayla toplamış, ardından da poilerini sırt çantasına koyup harikalar yarattığı meydandan sıradan bir turist gibi ayrılmıştı. Bu kadar da sade ve kibardı üstelik. Bense yüzümdeki muzip gülümsemeyle peşine takılıp cadde boyu onu takip etmiştim elbette. Bu kez ne gülümsemesi, ne attığı bir kahkaha, ne de kadınsı herhangi bir özelliğiydi beni ona çeken. Peşine düştüğüm şey ellerindeki ateşin altında var ettiği o kadındı. Hilo'nun palmiyelerle bezeli sahil bandında ardı ardına yürürken içindeki yaşam isteği tüm hücrelerine yayılmış ve kulaklarını dolduran melodilerin keyfini her adımda dans ederek çıkartmıştı. Ben ise yüzümde hayran bir tebessüm eşliğinde onun ardından gitmeye devam etmiştim, ta ki bir köşe başında onu takip ettiğimi anlayıp tereddütle bana dönene kadar. Yüzündeki tarifsiz şüphe ve korku, gözlerinde yer eden ateşi söndürdüğünde kendime içten bir azar çekmiştim elbette. Gölgelerimizle baş başa kaldığımız ve sadece nefeslerimizin yankılandığı tenha sokakta birbirimize öylece baka kalmıştık.

Bay R'nin hazırlıksız oluşu bedenimi pembe yalanlar için köşeye sıkıştırırken ağır adımlarla Rebecca'nın yanına ilerleyip sindiği duvar dibine yaslanmış ve öylece, tek bir kelime dahi etmeden gözlerindeki ateşin yeniden korlanmasını beklemiştim. O ise dudaklarını aralasa fırtına gibi kaçacağını ve hata yapacağını bildiğinden susmuş, benden gelecek tek bir kelimeyi beklemişti. Durumun rahatsız edici tavrı beni de tükettiği sıra Rebecca gözleri dolu dolu çantasını bana uzatmıştı. Bunu yaparken de titrek dudaklarından kurtulan ve tüm parasının içinde olduğunu söylediği aciz kelimeleri beni yerle bir etmeye yetmişti. Yanlış anlaşılmaya alışkındım elbette ama gözlerindeki yaşları görmek bana kötü hissettirmişti nitekim. Bana uzattığı çantasını buruk bir tebessümle alıp fermuarını açtım. O sırada bacaklarında bulamadığı gücü sindiği duvara tutunarak bulan Rebecca ise beni haddinden fazla üzmüştü ama eğer bir kez o kadını bulursam bir daha asla bırakmazdım dolayısıyla o sıra korkusu beni engelleyecek bir şey değildi. Bu durumun değiştireceği tek şey onunla daha fazla vakit geçireceğim gerçeğiydi.

Bay R'nin Kadınları Kde žijí příběhy. Začni objevovat