53.Bölüm "Yakut Kadının Çikolataları"

2.3K 272 75
                                    

Multimedyada Parla'nın çikolatalarından kareler bulabilirsiniz. Ve bölüm şarkısı P.S I Love You'dan 'Bette Davis Montage'

***

Andaç beyin benim için her zaman Andaç bey olarak kalacağını düşünürdüm, taki bu akşam onu görene kadar. Kendi babam için bile bazen baba demek zor gelirdi, ama şimdi bakıyorum da saatlerdir bizi saran bu hoş sohbetin içinde ona defalarca baba diye seslendim ve bunu hiç yadırgamadım, sanki olması gereken en başından beri buymuş gibiydi. O kadehinin sonuna gelirken yavaştan gözleri öylece dalıyor bir yerlere ve ben de dikkat kesiliyorum yaşanmışlıkların kol gezdiği yüzüne. Küçük bir tebessümün ardından gelen iç çekişin içinde Roâna'dan izler bulmam da çok sürmüyor haliyle. Ne tuhaf şey aslında, akıp giden anların arasında onu anmadığı bir ânı bile yoktu hâlâ. Sevginin ve bağlılığın bu denli güçlü duruşu inancımı ilmek ilmek ören nadir şeylerden biriydi üstelik. Hem de bunu Rodas'ın bakışlarında yakaladığım an benim için paha biçilmezdi.

"Baba?" Elimi elinin üzerine kapattığımda dalan gözleri odağından kopamasa da dudaklarında ufacık bir gülümseme takılı kalıyor. "İyi misiniz?"

"Bazen, hiç olmadık bir zamanda ruhum kalakalıyor böyle. Sonra bir iki anı geçiyor gözümün önünden, peşi sıra geleni biliyor ya şu unutmak bilmez yorgun zihnim, o zaman gözlerim dalıp gidiyor işte..."

"Gözlerinizde Roâna'dan izler bulmamak mümkün değil zaten, ne kadarı inandır sizi bilmiyorum ama anlıyorum ya da hissediyorum demeliyim..."

"Hissediyorsun kızım, anlamanı hiç arzu etmem emin ol."

Başımı sallıyorum usulca ama onu gülümserken görmeyi daha çok sevdiğimden hemen toparlanıp kadehlerimizi kaldırıyoruz son yudumlarımızı damaklarıma misafir etmek için ve ardından hızla ışıkları söndürüyorum. "Hadi, sizi bırakmayacağım elbette birlikte bir akşam yemeği yiyelim." deyip gözlerine çocuksu bir beklentiyle bakıyorum. "Rodas'ı da görmemişsiniz daha, hadi kırmayın beni."

"Pekâlâ ama birlikte hazırlayağız," diyor peşinen. "belki sana uzak diyarlardan özel baharatlar getirmiş olabilirim, çikolataların ve güzel yemeklerin için."

"Beni nereden vuracağınızı çok iyi biliyorsunuz ama..."

"İşte," diyor yalancı bir böbürlenmeyle. "Andaç bey olmak için insanı ta gözünden okumak gerekiyor mujer de Yakut..."

"Bundan faydalanmak isterim doğrusu." diyorum küçük burjuvaziliğine ayak uydurup.

"Ah, pek tabii..."

Birlikte kafeyi kapatıp yukarı, eve çıktığımızda dediği gibi de oluyordu. Ben üzerimi değiştirmek için yanından ayrıldığımda o boş durmayıp tüm tezgahı malzemelerle kaplamış bile. Beyaz gömleğinin üzerine geçirdiği kırmızı mutfak önlüğümle alışılageldik Andaç bey halinden eser olmasa da bileklerinde şıkır şıkır eden değerli taşlarıyla yine de ben burdayım diyordu orası ayrı.

"Zannediyorum ki bu akşam biraz İspanyol rüzgarları esecek masada,"

"Çok doğru, burada istediğimden de fazlası varken fırsatı kaçırmamalıyız. Önce Gazpacho ardından Paella, nasıl?"

"Paella konusunda bir fikrim olmasa da nefis olacağıdan şüphem yok." derken ellerimi iki yana açıp ve başımı belli belirsiz iki yana sallıyorum. Yüzündeki hoş gülümseyle iç çekip ustaca domatesleri kesmeye başlıyor. Bense siyah, kadife bir kesenin içinde getirdiği enfes baharatlara göz atıyorum o sıra. Hakikaten uzak diyarların zengin topraklarından getirdiği bu yaldızlı saklama tüplerinin içinde göz alıcı görünüyorlardı. Bazılarının tatlarını bilmesem de kokularını dahi çikolatalarıma çok yakıştırıyorum doğrusu.

Bay R'nin Kadınları Where stories live. Discover now