51. Bölüm "Dudaklarına Kar Değen Kadın."

2.3K 250 50
                                    


MM ; Jason Mraz - Hey Love ve Parla'nın çikolatalarını görebilirsiniz.

***

Şehre kar düştü bu sabah. Gökyüzünün en kuytu köşelerinden metrelerce aşağıya, birbirlerine değmeden yol alıp avuçlarıma dökülüyorlar üstelik. Sonra tek tek eriyip yok olmalarını izliyorum. Bahçedeki kuruyan ağaçların dallarına misafir oluyor bazıları ise, hayata biraz daha direnmek istercesine. Çünkü Parla'nın aşkıyla gün be gün kavrulan tenimde ömürleri sadece saliselerden ibaret, biliyorlar. Ve yine beceremiyorum işte, içinde adının geçmediği tek bir cümle kuramıyorum. Şimdi gözlerimin önünde salınırken bile kollarıma almamak için zor tutuyorum kendimi. Üzerindeki küçük çiçeklerle bezeli elbisesi, ahşap parkelerde eşsiz tınılar sıralayan topuk sesleri ve saçlarını zapt etmek için taktığı kırmızı bandanasıyla her bir anını yeniden sadece kendime ölümsüz kılıyordum. Kaçamak bakışlarının ardından büründüğü bu ciddiyet ve çikolatalarının kıvamını kontrol ederken dudağının kenarından firar eden bir damla çikolatayı parmaklarıyla çekip alması ise derinlerimdeki tutkuyu bir kez daha doruğa çıkartıyordu. Ve tüm sözlerini kulak ardı ediyorum, etrafında pervane olup her bir anını karelere sığdırıyorum bu yakut kadının. Fakat sadece elleriydi resmettiğim, yoksa hâlâ kimselere göstermeyecek kadar yangınım ona.

Kakao çekirdeklerinden çıkarttığı aşkın tutkusu kadar haz veren bir acılıkta olan kakao tanelerini ahşap havanında narince eziyor bu arada. Onları un ufak etmek değil lâkin amacı, sadece özlerinde yatan o nadide tadı arıyordu parmakları. Ardından erittiği koca kâsedeki çikolatanın içine bir kepçe daldırıp derinden yavaş hareketlerle karıştırıyor. Oluşan tatlı girdabı ellerinin gölgesi üzerine düşmüşken resmedip kollarımı bedenine sarıyorum bense. Buram buram sinmiş elbette tenine. Nefeslerimin arasından kontrolsüzce kopup gelen öpücüklerim onun tatlı isyanlarıyla bölünse de bu kez ellerinde şekillenen topları kestiriyorum gözüme. Dedim ya, yüzünün her bir çizgisini kendime saklamak istiyorum bu kadının diye. Bu yüzden de saçlarından firar eden bir tutam düşmüşken çehresine, hiç dokunmadan bir kareye sığdırıyorum hepsini. Ve saatler sonra elimde onlarca fotoğraf kalıyor. Parla'nın izlerini taşıyan ama asla onun güzel yüzünün yer almadığı buram buram çikolata kokan karelerdi hepsi. Gerisi ise sadece sıralamak zihnimde, sonra karların şehri mesken tuttuğu bir gün gelen konukların ellerine birer fincan sıcak çikolata tutuşturup gözlerine en güzel manzarayı sermek belki de. Yakut kadının çikolataları diye...

Şimdi ise tıpkı haftalar öncesinde ruhuma mırıldandığım sözleri yaşıyordum. İlkbaharın son demlerinde hayatıma düşüp, yazın sıcağında bedenimi aşkla kavuran ve sonbaharın hüznüne inat bana tutkuyla evet diyen kadının kışındaydı sıra. Sukünet dolu adımlarına sakince eşlik ediyordum bu kez. Saçlarına misafir olan kar taneleriyle o kadar güzel görünüyor ki, ellerimi bir an olsun ayırmıyorum ellerinden. Bazen gülümsüyor, bazen küçük anılar sıralıyor yolumuza fakat gözlerini mesken tutan adının yansıması hiç dinmiyordu. Hafif hafif vuran rüzgara karışan birkaç kar tanesi buluyor yüzünü ve tıpkı benim avuçlarımda oldukları gibi saliseler sonra eriyip gidiyorlar teninde. Fakat biri var ki, dudaklarında takılı kalıyor. Kıskanıyorum durduk yere, dudaklarım hızla buluyor ait oldukları yeri. Dudaklarımızın arasında yok olup giden kar tanesine gülümsüyordu bu kez. Ne bir söz, ne bir tını ardından. Sadece nefesini duyumsuyorum, kollarını bedenime sarışını hissettiğim gibi kalbinden kopup gelen sözlerini de böylece işitiyorum işte. Ve anlıyorum ki, kışı bir başka bu kadının. Öylesine aşktan bir cürreti var ki, kıskanılası kar tanelerini asilce misafir ediyor çikolata kahvesi saçlarında. Tenine değene lafı yok, yok olmasını sabırla bekliyor. Kısmıyor gözlerini, her birini takip ediyor dakikalarca. Bu keskin soğuğu iliklerine kadar çekiyor, dudaklarından kurtulan nefesini aşkla sarıp sarmalayıp dudaklarıma bırakıyor herkese inat. Sevdi mi çok seviyor işte. İnandı mı, gözü hiçbir şey görmüyor ve gönlünden ne gelirse yapmaktan birkez bile çekinmiyor. Fısıltılardan ibaret her kadına inat kahkahalarla eşlik ediyor bana. Karların altında kaçışan tüm hayatlara rağmen dudaklarıma aşkla misafir oluyor ve bundan bir an bile tereddüt etmiyor. Yaşıyor ve yaşatıyor hepsi bu...

Bay R'nin Kadınları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin