11.Bölüm "Andaç Kızılkan"

5.8K 553 53
                                    

Hayatımdan onca kadın ve onca hikaye geçmesine rağmen Parla gibisini hiç görmemiştim kuşkusuz. Onu tek bir kelimeyle tarif etmem mümkün değildi çünkü hep eksik bir şeyler kalacakmış gibi geliyordu. Bu yüzden onun yanına koca bir soru işareti koyuyorum bu aralar. Zamanla ve onu tanıdıkça bendeki yerini anlamış olacaktım elbette. Dün, tüm gece birlikteydik ve uzun zamandır bu kadar keyifli bir gece geçirmemiştim. İnadı, dikte edici sevimli konuşmaları ve çikolatalarına olan tutkusu resmedilesiydi gerçekten. Onunla didişirken de Brenda'yı unutuvermiştim haliyle. Ama her ne olursa olsun onun için koca bir hayatı simgeleyen çikolatalarının yanında bir yer açmıştı ona. Bu bile sorularıma bir cevap oluşturuyordu nitekim.

Sonunda midemde keskin ağrılar baş gösterirken şu denettirme işinden vazgeçmişti. Tabi benden duymayı beklediği şeyleri duyamadıkça kendisi de bir yandan yiyordu ama yine de değer mi diye düşündüğümde buna hayır diyemiyordum. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sahile inince onu derin düşüncelere dalmış yakalamıştım bir an, fakat ustalıkla kendini bu işten sıyırıp bildiği iyi bir simitçiden söz etmiş ve günün kalabalığına karışıp başka hikayeleri solumuştuk birlikte. Caddeye döndüğümüz sıradaysa hâlâ alışamadığım meraklı bakışların kıskacı altıda yokuşu inip Pralin'e geri adımlıyoruz ama o sıra apartmanın önündeki araçtan inen babam bende epey bir şaşkınlık yaratıyor. Mektubunda çok yakında görüşeceğimizi söylemişti ama bunun günler sonra olacağını tahmin etmemiştim elbette. Yüzümde karmakarışık duygular belirirken "Andaç Kızılkan..."diye mırıldanıyorum sessizce ama Parla'nın bakışlarının ağırlığı yüzüme düşmesi çok sürmüyor, ona dönüp "Babam..." diye açıklıyorum durumu. Ağzının içinde gevelediklerini duymasam da yüzüne yerleştirdiği sahte bir tebessüm beni epey eğlendirmeye yetiyor ve hızlıca işinin olduğunu söyleyip yanımdan ayrılıyordu.

"Hiç senin kalemin değil..." diyor babam Parla'nın arkasından bakarken. "İşler karışık galiba."

"Kadını rahat bırak baba." diyorum bana bakması için. Gözlüğünü saçlarına takıp hâlâ koca bir hayatın izlerini taşıyan kara okyanusunu bana sunuyor ve kollarını açıp her zaman olduğu gibi sarılmamı bekliyordu. Yalan yok, özlemiştim bu adamı. Kollarımı çınar misali olan bedenine sarıp annemin diyarından bana getirdiği kokusunu çekiyorum içime. Sessiz sedasız süren bakışmamızdan sonra gülümseyip eve giriyoruz. Elindeki deri çantasını yere bırakıp salonda göz gezdiriyor hemen. Bakışları kadınlarımın portlerinde takılı kalırken yüzünü arşınlayan ukala gülümsemesi beni de gülümsetiyor. Ve annem... Roâna'yı eline alınca okyanusunda çıkan fırtınayı buradan bile hissediyordum. Yanına gidip elimi omzuna koyuyorum destek olmak istercesine. Babamsa başını sallıyor iyiyim demek yerine ve ardından terasa çıkıyor nefeslenmek için.

"Uzun zaman olmuş şehre buradan bakmayalı evlat." diyordu sil baştan bir nefes soluyup. Bakışları caddeye takıldığında ise yine aynı keyifli ifade bürüyordu gözlerini. Bu arada Parla, Ebru ile terasında hararetle sohbet ederken, ben yeri olmasa da onun yüzündeki gülümsemeye takılıyorum durduk yere. "Rodas?"

"Düşündüğün gibi bir şey değil bu baba."

"Biliyorum. Onun yüzünde senin kadrajına misafir olacak kadar derin hikayeler yok. Daha duru, daha sade bir kadın." Klasik bir Andaç Kızılkan işte, insanların yüzlerindeki her bir çizgiden, gözlerinde yakaladığı her bir duygu kırıntısından tüm hikayesini kağıda dökebilecek kadar uzun zamandır yaşıyordu. Onu alt etmem mümkün değildi dolayısıyla, tüm bunları nereden bildiğini sormama gerek bile yoktu. Peşimde bir sır misali nefesini bırakan ve gözü her daim üzerimde olan yegâne adamdı o... Sanki içimde fısıldayan adamı duymuş gibi ellerini demirlere yaslayıp başını iki yana sallıyor ağır ağır. "Bakma öyle..." diyor. "Her oğul, babasından bir parça taşır ve sen benim tek oğlumsun. Sen benim bir yansımamsın evlat. Ben nasıl sana baktığımda kendimi görüyorsam sen de günün birinde benden ibaret olduğunu anlayacaksın. Yalnız, ruhun ve içinde taşıdığın nice adamlar bunun dışında elbette."

Bay R'nin Kadınları Where stories live. Discover now