54.Bölüm (Part 2 )

2.3K 257 36
                                    


 12.10.2018 itibariyle siz okurlarıma açıklamamdır;

Bay R'nin Kadınları adlı hikayeme dair beklediğim haber olumlu sonuçlanmadı, ben de uzun zaman önce bitirdiğim hikayemi burada da tamamlamaya karar verdim. Burada final olarak gözüken 54. bölümden itibaren kaldığım yerden her gün ya da birkaç gün de bir yayınlamaya devam edeceğim. Özel bölümler de ait olduğu bölümlerin içinde yerini alacak.


MM; Concha Buika - Nostalgias  

***


Anlatmak istediklerim var Roâna'ya. Duymasını istediklerim, eğer bir oluru olsaydı hissetmesini dilekdiklerim var hâlâ. Sevilla'ya her geri dönüşümde zamanı askıya alıyorum sanki, benim için durduğu yer oldukça manidar halbuki. Acı bir yarım kalmışlığı sahneleyen her kareyi gözlerim nemlenerek anımsasam bile, yana yakıla o anlara geri dönmeyi istiyorum bazen. Tıpkı bugün gibi. Elimdeki cam şişenin mantar tıpasını iyice sıkıştırıp içine su geçirmeyeceğinden emin oluyorum, içli nefeslerimi yok sayıp. Ardından okyanusa ulaşacağını bildiğim kanalın bir köşesinden bırakıyorum içinde satırlarımın yazdığı şişeyi. Usul usul benden uzaklaşırken, ellerim cebimde boğazımda hafif bir yumru ve dudaklarımda mırıldandıklarımla gidişini izliyorum bir süre. Sanırım bu ona yazdığım ve okyanusun kucağına emanet ettiğim son satırlardı.

'Roâna,

Savruluyordum... Elden ele gezen yorgun bir aşk mektubu gibiydim. Sonra o geldi, Parla. Yakut kadın. Ucu yakılmış bu mektubun yaralarını sarıp göğsünde sakladı. Ve o vakit durdum, duruldum, soluklandım hayata karşı. Benimle, benim var ettiğim onlarca adamla ten tene çarpışıp içimden âşık olduğu o İspanyol delikanlısını çıkarttı.

Sen, aşkını ve nefesini ilelebet terk ettiğin vakit babamın kalbini, benimse ruhumu yanında götürmüştün. Rodas'ı tamamiyle kaybettiğimi sandığım yılların ardından, hiç ummadığım bir yaz günü dudaklarımdan döküldü ismim habersizce. 'Rodas,' dedim. 'Adım Rodas...' Ve Rodas'a büründüm yıllar sonra, çocuk ruhum yeniden filizlenmiş, kalbim toy delikanlılara dönmüştü karşısında. Küçük bir oyunla başlayan bu iş, zamanla derin bir aşka dönüşmüştü benim için. Hikayeme kimi en çocuk gülümsemelerini, kimi hayal kırıklıklarını, kimi ise muazzam taşlarını ve hayat hikayelerini katmıştı. Bu en başından beri hayatın beni Parla'ya itmesinden de çok öte bir şeydi. Karşı koyamadığım, hayır diyemediğim ve onsuz nefessiz kalacağımı bile bile ateşe yürüdüğüm gibi. Fakat her ne olursa olsun, hayatım boyunca yakınacağım tek şey, 'Keşke,' olacak. 'Keşke onu çok önce tanısaydım.'

Onu sana nasıl anlatabilirim, kelimelerim yeter mi inan bilmiyorum. Bir adam her zerresine dek tutkunu olduğu bir kadını nasıl kelimelere döker ki, ben kıskanıyorum mesela... Venüs'ün bir yansımasını taşır bazen teninde, ışıl ışıldır ve göz kamaştırır. Ellerimi üzerinden asla çekmediğim çikolata kahvesi saçlarını savurur bilmeden, kokusu bile muazzamken parmaklarım benden habersiz dolanır dalgalarına. Oyunbaz bakışlarını süsleyen aşkı çok severim, ardından tutku çıkagelir çünkü. Gülüşleri enfestir sonra, dudaklarının kenarında bir parça oyun taşıyorsa eğer resmedilesi bir andır benim için. Elleri ise bambaşkadır, kalbimin üzerinde onu sahiplenircesine gezerken parmak uçlarıyla türlü hikayeler yazar. Yakuttur Parla, çok güçlü ve çok kararlıdır. Arzu ettiklerine inanıyorsa eğer, yapmayacağı hiçbir şey yoktur Roâna. Ve sana çok benzetirim onu bu yüzden.

Seninle en son tam da burada kalmıştık değil mi? Bay R'nin aslında âşık olduğu adamın ta kendisi olduğunu itiraf etmiştim ona ve yerle bir olmuştu her şey. Ellerimden kayıp gidişini inci tanelerimi akıtıp bozduğum mürekkeplerle dolu sayfalarla, defalarca yazmıştım sana. Sonrası derin bir keder ve yalnızlıktı benim için. Güneşimse onun bana geldiği bir gece doğmuştu. Aklımdan hiç çıkmayan nadir zamanlardan biridir bu üstelik. Bahçeye düşen gölgesinin ardından ürkek adımlarına tezat, büyük bir kararlılıkla parlatmıştı gözlerini ve zaman su misali akıp giderken dudakların susup tenin bağıra çağıra konuştuğu anları yaşamıştım. Özlem, pişmanlık, aşk, tutku, güven... Hepsini nasıl aynı anda hissedebilirdim ki? Hissetmiştim. Teninde özlem, kokusunda aşk, ellerinde güven, dudaklarında pişmanlık, bedenindeyse tutku kol geziyordu. 'Ben onlarla savaşırım,' deyişi hiç silinmez kulaklarımdan. 'seni o kadar çok seviyorum ki, onlar benim aşkımın karşısında duramazlar. Ama sen bizden vazgeçme.'

Bay R'nin Kadınları Where stories live. Discover now