1.Bölüm "Güneşin Kızı Eliane"

14.7K 697 202
                                    


Sağ gözümü kısıp kadrajımı ayarlıyor, ardından da gözlerimin önüne düşen büyüleyici güzelliği ondan habersizce ölümsüzleştiriyorum. Dağılmış siyah çarşafların arasında bir kolunu yastığının altına saklamış ve sarı saçlarının bir kısmı çıplak sırtına dağılmıştı. Yüzünde derin uykudan kalma izleri ve sabahın ilk ışıklarıyla yanaklarına düşen kirpiklerinin gölgesi sayesinde yine tarifsiz bir güzellikle ziyafet çekiyordu gözlerim. Ah, hayır. Benimki arsız bir duygu değildi, aksine ona hayrandım. Hayatıma ve kadrajıma giren her kadına hayran olduğum gibi.

Güneşin kızını ölümsüz kıldığım tek kareye bakarken dudaklarımı bir gülümseme süslüyor ve sonra gözlerimin önünde her şey yeniden sahneleniyordu. Eliane, adının anlamını tüm hücrelerinde taşıyan güneşin kızı Eliane. Onunla Fransa'nın kuzey kasabası Colmar'da tanıştım. Muazzam bir kasaba olduğu gerçeğini asla unutamayacağım elbette. Sıcak, samimi ve renkli. Tıpkı Eliane gibi. Üstelik iyi bir damak zevkiniz varsa kesinlikle Colmar'dan birkaç şişe yıllanmış şarap almalısınız. Ve gün batımını ölümsüz kılın, aşkı tadın sonra derin bir nefes alıp gülümseyin...

Ve gelelim Bay R'nin satırlarına... Paris'de umduğumu bulamayınca kendimi hiç düşünmeden Colmar'a attım. Gecenin büyüsüyle adeta küçük Venedik olan bu kasabada kendime kalabileceğim küçük bir butik otel ararken gördü gözlerim Eliane'nı. Giydiği kırmızı küçük elbisesiyle yarışan yanakları, elinde şarabı ve sarı saçlarıyla öylece takıldım onda. Aksanlı konuşmasının ardından müzikal tadındaki kahkahası ise beni yerime adeta çivilemişti. Vakit kaybetmeden karşısındaki masaya oturup gözlerimi bir an olsun ayırmadan tüm gece onu izledim. İri mavi gözleri bazen gülümsüyor bazen şaşkınlıkla büyüyordu. Değişmeyen tek şey ise cocuksu mavilerinde yer eden parıltılardı. Uzun parmakları sarı saçlarının bukleleriyle uğraşırken buna yanaklarının al al oluşu ekleniyor ve adeta bir doğa harikasına bürünüyordu. Birkaç kadeh şaraptan sonra geceyi noktalamaya karar verip son yudumu aldığında zarafetle masadan kalkıp arkadaşlarına veda etti. Bende peşinden elbette.

Kalabalık sokaklarda onu gözümden kaçırmadan ilerlemeyi başarmıştım. Eliane, havanın tadını çıkarta çıkarta ağır aksak adımlarla arnavut taşlı kaldırımda ilerlerken ne kadar büyüleyici olduğundan bir haberdi üstelik. Nihayetinde meydana bakan müstakil bir evin kapısında durup küçük çantasını karıştırmaya başladı. Sarı, uzun saçlarını sağ omzunda toparlayıp kapının tepesine iliştirilmiş cılız ışığın altında anahtarını buldu çok geçmeden ve geceyi benim için de noktalamış oldu. Evine girdiğinde aptal bir gülümseme eşliğinde etrafıma bakınmaya başladım. Üstelik şansım her zaman ki gibi yaver gitmişti, evin tam karşısındaki butik hotele girip kendime ilk kattan bir oda tuttum. Ve Eliane macerası Bay R için böylece başlamış oldu.

Önce şüphe çekmeden onunla tesadüfi küçük karşılaşmalar yarattım ve haftalar sonra onu ilk gördüğüm kafede bir randevu ayarlamayı başardım. Her kadın için büründüğüm bir kimliğim vardı ve Eliana için de Hector olmuştum. Gezgin bir modern edebiyat yazarı olduğum varsayımı üzerinden başlayan flörtümüz onu tanımamla hızla ilerliyordu. Anne ve babası kasabanın hatrı sayılır sakinlerinden olan Eliane, Colmar'ın küçük kız çocuğundan ateşli bakiresine dönüştüğünde tüm tutkusu ellerimde son bulmuş, Bay R'nin artık gelenekselleşen çekici aurasına bu kez gerek kalmadan Eliane teninin tüm davetkarlığıyla benim olmuştu...

Eliane'nın sakin nefesleri odayı doldururken doğrulup sabahın ilk ışıklarını karşılıyorum bende. Kasabaya veda vakti gelmiş ve yapılacak tek bir şey kalmıştı. Perdeyi aralayıp günün arsız ışıklarını odaya davet ettim önce. Ardından Eliane'nın tenini kamaştıran siyah çarşafı biraz dağıtıp doğal bir hava verdim ve ona hiç dokunmadan gözlerimin önündeki şaheseri ölümsüzleştirdim. Geleneği bozmadım elbette, sadece tek bir kare fotoğraf aldım ona dair. Ardından küçük bir not;

Bay R'nin Kadınları Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin