20.Bölüm: Özür

432 250 350
                                    

Bölüm şarkıları:♪ Rei6 - Şehir Lambaları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkıları:
♪ Rei6 - Şehir Lambaları

***

*Deniz'in anlatımından*

Demir'in evinde misafirler için ayrılmış bir odada pencereden koskocaman şehri izliyorum. Yollardan eksik olmayan arabalar, kenarlara serpiştirilmiş sokak lambaları ve kabarmış deniz... Koskocaman bir şehir, ayaklarımızın altındayken ne kadar da basit geliyor her şey. İyisiyle kötüsüyle zemindeyiz, insanız ve soluk alıyoruz. Her bir saniye defalarca atıyor kalbimiz. Koskocaman binaların, dev şehirlerin üzerinde birer toz tanesiyiz. Mana bulmaya bazen de mana olmaya uğraşan varlıklarız. Bu kadar büyük bir evrende, bu kadar anlamsız bir varlıkken bunca acı ne diye peki? Sanki ufacık bir toz tanesiyken bu şehirde binalar üzerime yıkılmış gibi. Bir acı, hiç bu kadar uyuşturmamış olmalı.

Canım acıyor. Bir yaradan daha fazlası acım. Bu bina kadar, yollar kadar, sokak lambaları, deniz kadar... Koskocaman bir şehir kadar...

Bir anlığına şehir olduğumu düşünüyorum. Üzerimde her ne kadar hüzün taşısam da bu durumdan kimse beni suçlu tutmazdı. Şehirim ben çünkü, gece olunca karanlığa saklanmam, ışıklarım vardır. Güneş açınca tüm kasvetimle sarmalarım etrafı. Hüzün, keder, nefret... Ne fark eder? Şehirim sonuçta hepsine kucak açmışım, reddetmek beni aşar. Üzerimdekiler yaşadığı sürece canlıyım ben, damarlarımda akan kan yok belki ama uçsuz bucaksız bir denizim var... Üzerinde yüzen tekneler, her teknede farklı bir renk var. Tek yaptığım bu renkleri izlemek benim, içlerinde kaybolduğumu hissetmek...

Aslında şehirden bir farkım yok benim, içimde taşıdığım hüznün cezasını çekmedim veya gece çöktüğünde saklanmadım, olabildiğince savaştım. Kucak açtığım herkesi hissetmeye çalıştım, onların renklerini tatmaya çalıştım. Belki beceremedim bu işi, kim bilir işin ehli de değilimdir. Her rengin ahengine kapılmadım da zaten. Sadece bazı tonlar vardır, bilir misiniz? İnsan tutunur ve bırakmak istemez. Evinin tüm duvarlarını o renge boyar. Kendini yansıttığını düşündüğü tüm düşüncelerin beyazdan ayıklanıp birleşmesidir o renk.

Ben sanırım o rengi buldum. Etrafımı sarmalayan bulutları bile o renk görüyorum artık. İçimin her bir köşesini o renge boyadım. Sadece tek bir yer kaldı, elim varmıyor orayı boyamaya. İçimden bir ses diyor ki bırak orası olduğu gibi kalmalı. Diğer bir ses ise orasının zaten en başından beri o renkte olduğunu ama benim göremediğimi söylüyor. Hangisi doğru bilemiyorum. Hangi sesi dinlesem bilemiyorum. Ona sorduğumda ise kalbimin sesini dinlememi söylüyor. Sahi kalbim, sen hangi renk olmak istersin?

Sargıyla sardığım elim sızlasa da aldırmıyordum sızısına. Çok daha derinlerini hissetmiştim, hissetmeye bir bıçak yarasından daha keskin bir şekilde de devam ediyordum.

MOR MENEKŞEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin