29.Bölüm: Yarının Umudu

395 231 243
                                    

***

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

*Dilara'nın anlatımıyla*

Biz o gece karanlığa mahkum olduk.

Biz o gece tek bir kibrit ile tutuştuk.

Onun rüzgarları, tutuşan alevimizi körükledi.

Ve şimdi de, güneş bize ihanet ediyor, inadına çıkıyor gökyüzüne. İnatla dönüyor dünya, durdurduğumuzun aksine bir hızla ilerliyor. Bunlar yaşanacak, bu acılar çekilecek, bu gözyaşları dökülecek dermiş gibi. Karanlıktan sıkılmış, kendi krallığını ele geçirmek istermiş gibi.

Bizim kabullenmemiz lazımmış gibi...

Haklı da aslında, kabulleneceğiz tüm yaşanmışlıkları ve devam edeceğiz; adımlarımız sağlam, bakışlarımız birbirine ait olduğu sürece güneş her ne kadar bize ihanet etse de biz karanlığımıza sadık kalacağız çünkü bizim karanlığımız aydınlanmak için değil, siyahın en zengin tonlarına sahip olabilmek için var.

Saatin bir önemi yok şuan benim için. Tek meselem, onun yanında olmam. Varsın doğsun güneş, varsın aydınlansın gökyüzü. Ne fark eder? Ne değişir? Teni tenime yakın olduğu sürece hiçbir şey yıkamaz bizi.

Bir süre başucuma kıvrılmış bedenini seyrettim. Birbirini tamamlamış kirpikleri gözlerini perdelerken nefes aldıkça yükselip alçalan göğsü çok şey anlatıyordu.

Yavaşça uzandığım kanepeden doğrulduğumda saatin okula gitmek için kalktığım vakite yakın olduğunu anlamıştım. İnce ince ağrıyan başım, gözlerime baskı yapıyordu. Çatık kaşlarımla üzerimdeki battaniyeyi kenara ittim. Ayaklarım narince zeminle buluşurken sessiz olmaya çalışıyordum.

Adımlarım pencereye yaklaşıp gözlerim güne yeni başlayan şehir ile buluştuğunda hafifçe üşüdüğümü hissettim. Dağılmış saçlarımı bileğimdeki toka ile topladıktan sonra üzerimdeki Deniz'in hırkasıyla kendimi sarmaladım. Kollarımı önümde bağlayıp hissiz bir surat ile düşüncelere daldım.

Dün gece olanların beni oldukça sarsması gün içindeki ruh halimi etkileyeceği belliydi. Ozan'ın söylediklerini hala sindirememişken Deniz'le böyle bir şey yaşamam belki de bir kaçış yoluydu.

Olanlardan kaçıyordum, yaşananlardan, insanlardan kaçıyordum. Kendimi hissedebildiğim tek yere kaçıyordum. Kış soğuğundan, sadece ikimizi ısıtan o ateşe kaçıyordum.

Bir süre sonra gözlerim şehir manzarasından pencerenin yansımasına kaydı. Arkamda olanları görebiliyordum. Uyanmıştı, öylece izledi beni bir süre. Ben de penceredeki yansımadan izledim onu. Belli etmedim onu gördüğümü, istediğini yapmasına izin verdim. Onu fark etmememi istiyordu, belki de saklanmak istiyordu.

MOR MENEKŞEWhere stories live. Discover now