52. Bölüm: Kadın

169 90 187
                                    

"Bazen insan kendi benliğinden uzaklaşmalıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Bazen insan kendi benliğinden uzaklaşmalıydı. Sadece kendisinin aşabileceği sınırları olmalıydı, yeri gelecek o sınırlar aşılamaya muhtaç hale gelecekti. Ama her zaman sınırları belirleyen kalem en özel yerde saklı bulunacaktı."

***

Telefonumun aniden çalmasıyla düşüncelerimden ayılıp çantama yöneldim. Ofisten gelen bir çağrıydı, geleceğim saati bildirmiştim ve şuan yapacaklarımın bölünmesi en son isteyeceğim şeydi. Sessize alıp meşgule atarak kütüphaneye girdim. Kimlik ve çanta kontrolünün ardından üst kata çıkmak için merdivenlere yöneldim. Oldukça büyük olan bu kütüphane yüzlerce kişiye ev sahipliği yapıyordu. İkinci katın rafları arasında sessizce ilerlerken etrafı kolaçan ediyordum. Beni neyin beklediğini veya neyi görmeyi umduğumu bilmiyordum. Sadece amaçsızca rafların arasında geziniyordum. Yıllarımı geçirdiğim kendi masamın olduğu yere yaklaşırken kalp atışlarımın hızlandığını fark ettim. Rüyanda gördüklerim gözlerimin önüne geliyor beni zor duruma sokuyordu.

Masama geldiğimde tam da karşı kısımda oturan genç bir kadın dikkatimi çekmişti. Rüyamdaki kadınla aynı yerde oturuyordu. Amaçsızlığımı belli etmemek adına her zamanki yerime oturup çantamdan bilgisayarımı çıkardım ve kapağını açtım. Karşı masamda oturan o kadını göz ucuyla izlemeyi sürdürdüğümü belli etmemeye çalışıyordum. Kadının garip bir aurası vardı. Açık renkli kıyafet tercihleri onu farklı kılarken yaptığı işe aşık olduğu her halinden belliydi. Önünde birkaç dosya ve tıp ansiklopedileri olmasına karşılık doktor olabileceği kanısına varmışım. Gözleri ve yüzüne dair ise hiç bir şey göremiyordum. Kafası önüne fazlasıyla eğik ve kapalıydı.

Gözlerimi önüme çekip tekrar bilgisayarıma odaklanacağım sırada sessizde olan telefonuma yine ofisten bir çağrı geldiğini gördüm. İkinci kez meşgule atarak. Bilgisayarımın kilidini açtım ve e-maillerimi kontrol etmek üzere giriş yaptım. Gelen onlarca mail arasından en çok dikkatimi çeken en sonuncusu olmuştu.

'Dianarc' isimli oldukça ünlü olan İtalyan mimarlık şirketine olan iş başvurum ilk aşamayı geçmiş ve mülakata girmeye hak kazanmıştım. Anlık şokla ellerimin titremeye başladığını fark ettim. Telefonumu hemen elime baktığımda gelen çağrıların çeşitlendiğini görmüştüm. Elim ayağıma dolanmıştı. Benim burada ne işim vardı? Hayatımı temelli değiştirecek bu haberi neden bu kütüphanede alıyordum ki? Hala mı zihnimin bana oynadığı oyunlara takılı kalacaktım?

Ne zaman rüyalara itimat etmeyi bırakacaktım?

Hızlıca bilgisayarımı kapatıp toparlanmaya başladım. Karşımda oturan kadınla tam o an ilk kez göz göze gelmiştim. Bana gülümseyen bakışlarla bakıyor, sebepsizce izliyordu. Heyecanımın verdiği etkiyle aldırmadan koşar adım kütüphaneden çıktım. Arabamı park ettiğim yere emin ve heyecanlı adımlarla yürürken arkamdan birinin seslendiğini işittim.

MOR MENEKŞEWhere stories live. Discover now