80. Bölüm: Yitik Başlangıçlar (Final)

178 64 29
                                    

Bölüm şarkıları:
♪ Sezen Aksu ~ Adı Menekşe
♪ Sezen Aksu ~ Çocuklar Gibi

(Her iki şarkıyı da dinlemeniz gereken yere ekledim. Mutlaka dinlemenizi öneririm. Anlatılanlarla bağlantılı şarkılardır.)

Yazarın Anlatımından, 6 Yıl sonra, 21 Temmuz

*Fransa*

"Anne bulamıyorum! Kitabım nerede!?" Cemre'nin ağlamaklı sesi kulaklarını doldurunca Cansu telefonda konuşmasına ara verip Cemre'ye döndü.

"Cemre ne oldu?"

"Anne yok! Kitabım yok!" lise son sınıfa başlayacak olan Cemre okuyacağı okulun uzaklığından ötürü son yılını pansiyonda geçirecekti. Okulların açılmasına günler kala valizini toplarken onun için oldukça değerli bir eşyasını bulamıyordu. Ellerini saçlarına geçirip hüsranla bir o yana bir bu yana giderken dili tutulmuş gibi yalnızca tek bir cümlede dönüyordu.

"Hangi kitap?" diye sordu Cansu ciddi bir şekilde.

"Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu. Onu bana Dilara Teyzem hediye etmişti." Cansu bir anda donuklaşırken bilgisayarından bazı işlerini halletmekte olan Ozan ellerini klavyeden çekip birbirine kenetledi ve birkaç saniye yalnızca ekranla bakışı. Ardından hiçbir şey söylemeden birlgisayarını kucağından bıraktı ve ayaklanıp odasına doğru gitti.

"Ozan!" Cansu seslense de onu duymazdan gelmişti. Cemre onun peşinden gidip ne yapacağına bakmak istedi.

Ozan odasındaki masasının üzerine duran onlarca dosyayı karıştırıp arasında bir şey atamaya başlamıştı.  Bir süre arayıp bulamadıktan sonra hınçla gözlüğünü gözünden çıkarıp bu sefer de çantasının içini aramaya başladı. Cemre onu şaşkınca izlerken en sonunda aradığı şeyi bulmuştu.

Elinde duran kitabı kızına uzattı.

"Ah, bir anlığına cidden kaybettiğimi düşündüm. Bunun sende ne işi var baba?" Ozan gözlüğünü sıkıntılı bir soluk vererek tekrar gözüne takarken kızıyla göz göze gelmişti. Yine bir şey söylemeyerek odanın kapısına doğru ilerledi ve mırıldandı.

"Ona kitabı bana vermesini söylemiştim." onu duyan Cansu bulundukları odanın kapısına yaslanmış ve kollarını bağlamış onları izlemekteydi. Yüzünde ciddi bir ifadeyle Ozan'a baktı.

"Senin onu aynı bu şekilde kaybedeceğini biliyordu demek ki. Cemre'nin daha iyi saklayacağını düşündü, haklıydı da." Ozan yutkundu ve kızının elindeki kitaba baktı.

"Hala okumadın mı?" diye sordu. Cemre buruk bir şekilde kitabın kapağını okşadı.

"Okudum. Her yıl okuyorum. Bu zamanlarda. Bana onu hatırlatıyor ve her yıl yeni bir şey öğreniyorum kitaptan." Cansu kocaman gülümsedi kızına ve kitabı elinden alıp yanlarında olan koltuğa oturdu.

"Kitabın bizim için ne ifade ettiğini biliyor musun?" diye sordu Cansu Cemre'ye. Sayfaları birer birer dikkatlice çeviriyor ve arasına yazılmış notlara bakıp gülümsüyordu.

"Biliyorum." dedi Cemre solukça.

"Teyzem onu da anlatmıştı bana." Ozan Cansu'nun yanına otururken kızına döndü.

"Bu kitabı sana verdiğinde dokuz yaşındaydın. Nasıl anladın onca şeyi?" Cemre omuz silkti.

"O da bana dokuz yaşındaki bir çocuğun anlayacağı dilden anlatmıştı. Zor olmadı." Ozan güldü ve Cansu sayfaları geçerken arasına yazdığı notlara kaydı gözleri. Duygulandı.

MOR MENEKŞEWhere stories live. Discover now