66. Bölüm: Oyun

96 66 22
                                    

"Gerçekler ise her zamanki gibiydi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gerçekler ise her zamanki gibiydi. Acı, ezici ve insanı aciz bırakan türden..."

***

İpek'in kaybolduğu günden itibaren birkaç gün Güney eve gelmemişti. Açelya ve Demir'in merakları git gide artarken ve bu gitmelerin normal olmadığını düşünmeye başlamışlarken onlara gerçekleri anlatmanın vaktinin geldiğinin farkındaydım. Fakat bunu Güney'siz yapamayacağımı biliyordum. Artık herkesin sabrı tükendiği gün ise, Demir'in sert bir mizaçla Güney'e telefonda konuştuğu gün olmuştu.

Güney bu işin daha fazla ertelenemeyeceğinin farkına vardığında ise geleceğini ve doğal olarak konuşulması gereken şeylerin var olduğunu söylemişti. O gün Demir'in evinde beklemeye koyulmuştuk. Saat akşam on bire kadar telefonlarını açmayınca endişelerimiz daha da çoğalmıştı. Tam sabrımız tükenip bir şeyler yapmak için harekete geçecekken kapının açılmasıyla biraz olsun rahatlamıştık.

Güney sıkıntılı bir şekilde içeri girer girmez bizim sorgulayan bakışlarımızla karşılaşmıştı. Ne kadar kaçmaya çalışsa da geleceği son noktanın burası olduğunu kendi de çok iyi biliyordu.

"Sonunda."dedi Demir oturduğu yerde kayıp Güney'e koltuğu gösterirken.

"Bir evin olduğunu hatırladın."

Güney aldırmadan üzerindeki ince ceketi çıkardı ve askılığa asıp Demir'in gösterdiği yere oturdu.

"Hoş buldum." diye mırıldandı gözlerini ovalarken.

"Ne o, uykun mu geldi?" diye dürttü Açelya onu. Kucağındaki yastığın köşeleriyle oynarken oldukça donuk görünüyordu.

"Hayır." diye yanıtladı Güney Açelya'yı ciddi ciddi. Kolunu koltuğun yaslanma yerinin üzerine uzatırken bacak bacak üzerine atmıştı.

Ben ise o sırada yalnızca Güney'in gözlerinin içine bakıyordum ve bana en azındna bakışlarıyla bir işaret vermesini belkliyordum. Her şeyin yolunda olup olmadığını ve İpek'in nasıl olduğunu en çok merak eden kişi bendim. Güney ise sanki benimle göz göze gelmemek için özel bir çaba sarf ediyordu. Bunun üzerine onu beklemeyip atıldım. Açelya ve Demir'in aksine sinirli değil, endişeli bir tavrım vardı.

"Güney. Neredeydin, neler oluyor? Artık anlatmalısın bence." bakışları sesimi duyunca önce ayak uçlarımda belirdi ve durakladı. Asla yukarı çıkmazken Açelya ve Demir'in olduğu tarafa dönerek konuşmaya başladı.

"Aslında..." diyip duraksadığında bir şeylerin yolunda olmadığını anlamıştım.

"Buraya gelmemin bir nedeni de sizin yardımınıza ihtiyacım olması."

"Ne konuda?" kaşlarını çatıp ciddileşen Demir öne doğru eğildi. Güney sonunda söylemesi gereken ilk şey için kendini hazırladı ve derin bir soluk vererek arkasına yaslandı.

MOR MENEKŞEWhere stories live. Discover now