"Adamı adam yapan sözüdür."

211K 8.4K 662
                                    

"Tolga, mesaj gelmiş sana!" Diye sesleniyordum. Banyonun kapısına geldiğimde bir an parlak ekrana takıldı gözüm.

Gönderen; Ahmet
"Karalar, babanızla buluşmuş bu sabah."

Ne demekti bu şimdi? Benden sakladığı şey bu muydu? Babam ne yapmıştı? Kıpırdayamıyor, hatta konuşamıyordum, olduğum yere çakılmıştım resmen.

Önümdeki kapı açılınca Tolga altında gri bir eşofmanla çıktı.
"Neymiş?" Dedi, cevap vermedim, veremedim.
Sert bir suratla bakıp elimden telefonu aldı, okuduğu gibi telefonu yatağa fırlattı, bir küfür savurdu.
Omuzlarımdan tutup odanın sağ tarafındaki karşılıklı berjerlerden birine oturttu beni, önüme diz çöktü.
"Helin." Sesi ne kadar suçluluk duygusu içerse de, aynı zamanda gayet sert ve netti.
Burada sert olması gereken ben değil miydim? Ailemle ilgili bir şeyi saklamıştı benden..
"Bu muydu sakladığın?" Dedim. Kırılmıştım, hayal kırıklığına uğramıştım. Sevdiğim adamın benden bir şey gizlemesine kızmamıştım, o adamın benden "ailemle" ilgili bir şey gizlemesine kızmıştım.
Gözlerinin içine bakmıyordum, bakmak istemiyordum. Bakarsam yumuşardım, ama istemiyordum.
"Helin.." Bu sefer sesi nazikti, nazik ve pişman.
Kucağıma koyduğum ellerimle uğraşıyor, parmaklarımla oynuyordum.
Ellerimi tuttu, tam konuşacağı sırada çektim ellerimi.
"Helin." Bu sefer o kırılmıştı, biliyorum. İşte şimdi ağlayasım vardı. O'nun kırıldığı, üzüldüğü düşüncesi hepsinden kötüydü.
Ayağa kalktım, benimle aynı anda kalktı. Göz göze gelmemeye dikkat ederek diğer odaya geçerken bileğimi tuttu.
"Nereye?"
"Yalnız kalmak istiyorum."
Bileğimi bıraktı, hızlı adımlarla yürüyüp balkona çıktım. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Derin bir nefes aldım.
Ah be Helin, bir dinleseydin..
Ama korktum, ailemle ilgili kötü bir şey duymaktan korktum, ne yapabilirdim ki?

Aradan 2 dakika geçti veya geçmedi, sertçe kapanan oda kapısının sesini duydum..

Uyandığımda otel odasının o devasa yatağındaydım. Buraya ne zaman yattığımı hatırlamıyordum. Ne zaman uyuduğumu da.. Sadece balkonda durduğumu hatırlıyordum.

Uykuyu üstümden atmaya çalışarak gerindim, yataktan kalktım. İçerideki odaya, balkona, banyoya, her tarafa baktım. Tolga yoktu. Tekrar yatağa yöneldim bu sefer. Saten çarşafların, kuş tüyü yastıkların arasına girdiğim sırada komodinin üstündeki kartı gördüm. Elime alıp içini açtım;

"İşim var, 7 olmadan gelirim. T.H."

Öküz. İlk yazdığı kartı hatırladım da, seni seviyorumalar falan..
En azından korkabileceğimi düşünüp kart yazmıştı. Belki o kadar da kızgın, kırgın değildir bana. Korktum sadece, farkında değil mi?
Kapının açıldığını belli eden sesi duyunca kartı yerine koyup kapıya sırtım dönük olacak şekilde uzandım yatağa.

Kapının kapanma sesi, adım sesleri, yatağın sağ tarafının biraz çöküşü, Tolga'nın kokusu..
Bir eli yine belimdeki yerini almıştı. Bir de o mükemmel ses var tabi..
"Öğrenirsen üzülürdün Helin. Üzülmeni istemedim, sen de farkındasın."
Uyumadığımı anlamış mıydı?
"Farkındayım.." Dedim.
"Hala öğrenmek istiyor musun?"
Bu sefer ona doğru dönüp iyice sokuldum ona.
"İstemiyorum. Tek istediğim yepyeni bir hayat. Bembeyaz bir sayfa.."
"Olacak, söz veriyorum. Sakin, güzel bir hayat kuracağım bize. Biraz sabret, şu başımızdakilerden kurtulalım." Dedi, aynı anda saçlarımla uğraşıyordu yine..
"Peşimize düşecekleri kadar tehlikeli miyiz onlar için?"
"Helin, yaptıkları kanunsuz işlerin çoğunu öğrendim, ortaklarını öğrendim.."
Bir an duraksadı, sonra tekrar devam etti,
"Oturmayan birkaç taş var sadece, ayrıca onlarla baş edebilecek kadar kararlı ve zeki olduğumun farkındalar.. Sana gelince, bildiğim her şeyi sana anlatmış olabilirim, bu onlar için bir tehlike. Ama asıl olay, Ahmet Karalar'ın kızı oluşun. Ahmet Karalar'ın damadı olup onun desteğini almamdan korkuyorlardır.."
Tolga'ya gelen mesajdaki Karalar kimdi o zaman?
"Gelen mesajdaki Karalar babam değil mi?"
Derin bir nefes aldı, yüzüme düşen saçları geri itiyordu hala.
"Hayır. Amcan, Mustafa Karalar."
Ne?! Amcam mı?! Yok artık!
"Amcam mı?"
"Babamla iş birliği yapıyormuş Helin."
"Yanlışın var Tolga, amcam her şeyden soyutladı kendini. Bizim holdingden bile hissesini alıp ayrıldı."
"Çünkü kanunsuz işlerde daha çok para vardı." Diye tamamladı.
Şok olmuştum resmen.
"Babamın planı, abimi ve beni hukukçu yapmak değilmiş aslında. Görünürde hukukçu olacaktık, bağlantılarımız kuvvetli olacak, pis işlerin hepsinin içinden çıkabilecektik. Babam kendi hukuk krallığına mirasçı aramıyordu, onun ardından pis işlerinin hepsini yönetecek bir varis arıyordu."
"Nasıl kurtulacağız bu işten?"
"Var aklımda bir plan, sabret. Tatilin tadını çıkar." Deyip belimdeki elini sıklaştırdı, iyice sarıldı.
"Ne ara buraya yatıp uyudum ben.." Diye mırıldandım.
Göğsü inip kalkınca güldüğünü anlayıp başımı kaldırdım, ona baktım. Sırıtıyordu.
"Ne oldu?" Dedim.
"Ben geldiğimde içeride uyuyordun, rahat uyu diye buraya getirdim seni."
Kalbim yine tüm kanı yanaklarıma pompalıyordu sanırım. Yüzümü yastığa gömdüm hemen.
"Fırsatçı öküz.." Diye de söyleniyordum ama boğuk çıkıyordu sesim.
Bir kahkaha patlattı, sırt üstü uzandı, bir kolunu başının altına koydu.

Yarı'm #wattys2016Where stories live. Discover now