"Sen de gelsen?" Part II

149K 6.1K 246
                                    

"Burayı nereden buldun Helin? Çok güzelmiş.." Diye mırıldandı Firdevs Yenge.
Mahcup bir şekilde gülümsedim,
"Tolga'yla gelmiştik.."
"Bodrum'a da mı geldiniz? Düğünden sonra mı?"
"Hayır, yeni çıkmaya başladığımız zamanlarda bir okul gezisiyle gelmiştik.."
-Ve dönüşünde okuldakileri takmayıp yazlıkta baş başa bir tatil yapmıştık, Saklı Bahçe'ye de gelip bir güzel tıkınmıştık. Herneyse, tabiki bu kısmı söylemedim.
Pelin ve Tuğba olayları bildikleri için pis pis sırıtıyorlardı, kaş göz yaptım. Vural konuştu;
"Tolga'nın en sevdiğim yanı bu! En güzel yemek mekanlarını biliyor herif!"
Gülümsedim,
"Katılıyorum." Deyip göz kırptım.
Özkan konuştu;
"Yenge, tuzu uzatır mısın?" Tuzu uzattım, o sırada Ayten Hanım konuştu;
"Helin Hanım yumurtanın sarısını da yemelisiniz."
"Yumurtanın sarısını hiç sevmem."
"Ama bebek için çok yararlı.."
Elime sinirle çatalı alıp yumurtanın sarısını yerken mırıldanıyorum.
"Tolga'ya da, oğluna da, doktoruna da başlayacağım şimdi.."
Herkes kahkahalar atarken ters ters bakışlar atıyordum.
Telefonum çalınca yerimden sıçrayıp Özkan ve Vural'ın arasından çıkıp Saklı Cennet'in bahçesinde yürümeye başladım, telefonu açtım..
"Küçük hanım,küçük bey.. Nasılsınız bakalım?"
"Neredeyse 3 hafta oldu ve sıkıntıdan patlamak üzereyiz babası. Başımıza diktiğin doktor da cabası. Sinirlerimi bozuyor. Onun yüzünden yumurtanın sarısını yedim ve şuan midem ağzımda."
"Sakin ol bakalım. Sevmediğin bir şeyi yemek gibi bir zorunluluğun yok. Ayrıca ben de sizi özledim." Dedi imalı bir sesle..
"Sinirden ne dediğimi biliyor muyum ben.. Çok özledim seni..
Evde bir şeyler bulabildiniz mi?"
"Bunları telefonda konuşamayız güzelim. Birkaç güne İstanbul'a aldıracağım sizi.."
"Gerçekten mi?!"
"Yok, şaka."
"..."
"İyice kendine benzettin beni. Ciddiyim. Hem o kadar mı sıkıldın orada? Eğlenmen için elimden gelen her şeyi yaptım neredeyse."
"3 haftadır seni görmüyorum Tolga. Kusura bakma ama evin çatısına lunapark kursan bile beni en fazla 2-3 gün oyalarsın. 3 haftadır sensiz uyuyorum. Ayrıca yatağın çok rahatsız. Cidden yıllarca bu yatakta mı yattın?"
"Yazlığa ailece pek gitmezdik. Ben kafamı dinlemek için giderdim. Ayrıca sert yatak insanı zinde tutar. Tabi senin durumun faklı. İstersen talimat vereyim yumuşak bir yatak göndersinler hemen?"
"Saçmalama Tolga. Ne gerek var? Alıştık biz. Bir sensizliğe alışamadık."
"Ben de sizin yokluğunuza alışmış sayılmam küçük hanım. Odanda geçen gün bebeklik fotoğraflarını gördüm. J.Kurt sana benzerse ciddi manada şirin bir velet olur."
Kıkırdadım.
"O fotoğrafları nasıl bulabildin?"
"Dadınla aram iyi.." Dedi, sırıttığını hissedebiliyordum.

Uzun bir konuşmanın ardından tekrar masaya döndüğümde herkes kahvelerini yudumluyordu.
"Özkan, bana da kahve söylesene.." Dedim en şirin sesimle.
Özkan tam kalktığı sırada Ayten Hanım konuştu;
"Özkan Bey, oturun. Helin Hanım, kahve içemezsiniz."
"Geçen haftaya kadar içebiliyordum?!"
"Kan ve vitamin değerleriniz sürekli olarak değişiyor. Rutin kontrol vaktiniz geldi. Gerekli tetkikleri yapmadan risk alamam."
"Özkan.. Portakal suyu."
Özkan yerinden kalkarken Ayten Hanım gülümsüyordu. Şeytan diyor alnının ortasına şak diye yapıştır o önündeki fincanı. Böyle 'Şıllapssss' diye ses çıksın. Salak kadın! Öldüresim var!

--------------

"Sadece tansiyonu düşmüş efendim. Sıcakta da bunalınca üst üste geldi tabii...Tolga Bey haklısınız evet, görevim eşinizin yanında olmak ama takdir edersiniz ki kendisi de kolay birisi değil. Rica minnet dinletiyorum sözümü. Sabah kahvaltıda Saklı Bahçe'de bir yalvarmadığım kaldı şapka takması için. Başınıza güneş geçecek, diyorum dinlemiyor. Bahsettiğimiz insan çocuk değil ki.. Haklısınız, ben size bir şey demiyorum zaten, ama Helin Hanım... Yok hayır tabi ki eşinize de bir şey demiyorum.. Tolga Bey onu Bodrum'da tutmanızın çok iyi bir fikir olduğunu da düşünmüyorum açıkçası. Burası hala sıcak. Ayrıca her ne kadar istediğim her şeyi tedarik etseniz de hastanedeki geniş kapsamlı tetkik ve tedavileri uygulayamayız. Hamilelik oldukça hassas bir süreç, her an bir problem baş gösterebilir.. Aa? Öyle mi? Ona söylemeli miyim? ... Pekala, görüşmek üzere.."

Yarı'm #wattys2016Where stories live. Discover now