"Belki de, güzel gelin.."

232K 7K 288
                                    


Hayatınız mükemmel gidiyorsa, korkmanız gerekir. Büyük ihtimalle, önemli bir sorunla karşı karşıya kalırsınız.
Benim durumum da böyleydi. Tolga'yla beraber hayatımın en mutlu anlarını yaşarken, aynı anda en berbat günlerimi yaşıyordum.
İşleri yüzünden iki günde bir ya bizim eve geliyordu, ya da dışarıya çıkıyorduk. Onun dışında gün boyu yaptıklarımı ona mesaj olarak atıyordum, gece yarısı arıyor, ayrıntıları dinliyordu.
Sesini duymak bile rahatlatıyordu beni, evet. Ama telefon kapanınca yine o korku sarıyordu bedenimi. Tatilde bu kadar kötü değildim ben. Tolga her saniye yanımdaydı, bu yüzden ne kendi canım için, ne de onun için endişelenmiyordum.
Ama şuan öyle değildi işte. Acaba ben uyurken gece yarısı şu pencelerin birinden, içeri o devasa botlarla o korkunç adam gelir mi? Diye düşünmeden edemiyordum. Gelmeyince de, acaba Tolga'ya mı bulaşacak ? diyordum. Psikolojik olarak tamamen çökmüştüm açıkçası. Ta-ma-men.
O mesajdan sonra başka mesaj vb. Bir şey almamıştım. Tolga şirkettekilere araştırtıyordu ama, pek bir şey çıkmayacak gibiydi. Bu durumun Tolga'nın da canını sıktığı açıkça ortadaydı.

Haftalardır ikimiz de berbattık. Bazen keşke dönmeseydik, diyorum. Ama ne kadar kaçabilir ki insan?

Bunun dışında güzel haberler de var tabii. Tolga'nın şirketi yavaş yavaş küçük davalardan büyük davalara geçmeye başladı. Hatrı sayılır insanların davaları alınmaya başlandı ve %99'u da kazanıldı.
Şirket mükemmel çalışıyordu, kısa sürede düzeni mükemmel bir şekilde oturmuştu.
Bir iki kez ofise de gittim, Tolga'yı görmeye. Ama bir daha gelmemi yasakladı. Şirket personelinin çoğu erkek olduğu için çok dikkat çekiyormuşum..
Ve bir bomba haber daha;
Babam, cemiyetteki dedikoduların durması için bir nişan töreni tertiplememizi istedi. Ailemizin izniyle nişanlandığımız bilinsinmiş. Bugün mekan bakmaya gideceğiz Tolga'yla..

3-4 saat uyumuş olsam da gece boyu bana eşlik eden yatağımla vedalaşıp, odamın banyosuna geçip elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım.
Giyinme odasına geçip üstüme koyu renk bir kot, krem bir bluz, turuncu, diz hizasında biten bir ceket ve turuncu stilettolar geçirdim. Ten rengi LV clutch ımın içine gerekli malzemeleri tıkıştırıp saçlarımı atkuyruğu yaptım, koyu bir göz makyajıyla tamamdım. Krem kemik çerçeveli güneş gözlüğümü de elime alıp odamdan çıktım.
İndiğimde Tolga çoktan gelmişti, Pelin'le muhabbet ediyorlardı.
"Kesinlikle gidelim Tolga Abi!"
"Tamamdır, şu nişan işi hallolsun, gidelim."
Beni görünce gülümseyip ayağa kalktı, yanına gidince yanaklarımdan öptü hızlıca.
"Hoşgeldin." Dedim gülümseyerek.
"Hoşbulduk.." Dedi, sıcak gülümsemesiyle.
"Geldiğini neden haber vermedin? Yanıma çıksaydın ya."
"Pelin'le muhabbet ediyorduk." Dedi, Pelin'e göz kırparak.
Karşılığında Pelin de;
"Ay evet! Abla! Sizin nişandan sonra hep beraber adalara gidelim diyoruz."
Tolga başıyla onayladı, bana döndü;
"Sen ne dersin?"
"Allah derim!" Dedim neşeli bir sesle.

Evden çıkıp Tolga'nın arabasına bindik, önceden belirlediğimiz mekanlar için yola çıktık.
"Nereden çıktı bu adalar işi?" Dedim.
"Baldızımla plan yapamaz mıyım?"
"Yaparsın canım, ama niye adalar?"
"Bilmem, Pelin senin orayı sevdiğini söyledi. Hep beraber gideriz. Nişan sonrası dinlenme gibi olur."
Gülümsedim.
"İşler nasıl?"
"Her şey yolunda, elemanlar yetişemiyor artık."
"Başaracağını biliyordum." Dedim gurur duyan bir ifadeyle.
Sırıttı.
"İlk nereye gidiyoruz?"
"Hidiv Kasrı."

Hidiv Kasrı'na gittik, gezdik. Açıkçası fena sayılmazdı. Ama burada düğün nişan yapan arkadaşlarımla nasıl dalga geçtiğimi hatırlayıp, vaz geçtim. Belediye nikah sarayı gibi mübarek. Gelen geçen burada evleniyor.

Tolga "Nasıl?" Manasında tek kaşını kaldırınca başımı olumsuz anlamda salladım, arabaya geçip tekrar yola koyulduk.
Annem Büyük Tarabya Oteli'ne bakmamızı da söylemişti, bu yüzden Tarabya'ya geldik.
Zamanında annemlerin düğünü burada olmuş.. Şaşalı, şahane bir mekandı. Tolga'ya dönüp şirin şirin bakınca başını olumsuz anlamda salladı.
Neden? Manasında bir bakış attım,
"Daha otantik bir mekan olsun." Dedi. Haklıydı.

Yarı'm #wattys2016Where stories live. Discover now