"Dengesiz oğluna sor.."

195K 5.9K 266
                                    

Geciken bölüm için kızdığınızın farkındayım. Haklısınız da. Ama finale gerçekten az kaldı ve kurgunun hatasız olması için uğraşıyorum.
Barıştığımızı duyar gibiyim.. ;)
Hepinizi öptüm!
-gulusunusevsinler

Dolaptan siyah, kalem, etek ucu volanlı elbisemi çıkardım, ayakkabı ve çantalarımın olduğu dolaba yöneldim. Bordo nubuk Louboittin stilettolarımı ve takım portföy çantasını aldım, elbisenin yanına pufa bıraktım hepsini. Makyaj masamın önüne geçip grili tonlarda bir göz makyajı yaptım, mat, ten rengi tonlarında bir ruj sürdüm.
Öğleden sonra annemlere gitmiş, orada kuaföre saçlarımı yaptırmıştım.
Saçlarımın düz havası bozulmadan yapılan ispanyol topuzu, yandan doğal bir şekilde çıkmış gibi görünen bir tutam saç.. Bu görüntüyü seviyordum..
Tekrar giysi kısmına yönelip üstümdekilerden kurtuldum, elbisenin sırt fermuarını açıp -saçlarım bozulmasın diye- elbiseyi alttan giyerek üstüme geçirdim. Bu elbisenin yakasına bayılıyordum. Omuzlara kadar açılıyor oluşu çok zarif bir hava katıyordu..
Elbiseyi üstüme geçirince sırtımdaki fermuarı kapamaya çalıştım, beceremeyince Tolga'ya seslendim;
"Tolgaa!"
"Toooolllllgaaaaaaaa!"
Söylene söylene yukarıya çıkıp yatak odasına girdim. O da tam o sırada elindeki baş havlusuyla banyodan çıkıyordu. Onu görünce atıldım;
"Hiiii! Giyinmedin mi sen?!! Geç kalacağız!!"
"Senden önce hazırlanmış olurum." Deyip göz kırptı, giyinme odasına yöneldi. Peşinden çıplak ayaklarımla pıtır pıtır ilerledim.
"Bugün bordo gömlek giymelisin.."
Sırıttı.
"Bilemiyorum.."
Dudaklarımı pörtletip suratına yaklaştım, gözlerimi kırpıştırdım.
"Düşünmem lazım.."
Kaşlarımı çattım.
"Bordo çok yakışıyor zaten sana! Giyme! Vaz geçtim!" Diye atarlanıp kendi katıma indim. İndiğim gibi asıl amacımı hatırladım, parmak ucunda pıtır pıtır çıktım onun katına.. Pantolonu ne ara geçirmişti üstüne Allah aşkına?
"Tolga..."
Tek kaşını kaldırdı, devam ettim;
"Aşkıııım..."
Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırıyordu.
"Hayatııım.."
"Helin ne istiyorsun?"
Baş parmağımla sırtımı gösterdim,
"Kapatamadım."
Bu muydu, dercesine bir bakış attı, önüne geçip sırtımı döndüm.
Belimden başlayan fermuarı yukarı çekti,
"Tamamdır."
"Şey.. Bordo gömleği giyersin, değil mi?"
"Giyerim başımın belası. Giyerim!"
Kıkırdayıp alt kata indim, stilettolarımı ayağıma geçirip çantamı aldım, takı olarak da sadece damla şeklinde yakut taşı olan bir kolye ve kolyenin takımı yüzüğü taktım.
Tekrar onun katına çıktığımda ceketini geçiriyordu üstüne.
Hayal kırıklığıyla konuştum,
"Kollarını ilikledin mi..?"
Gülümseyerek yanıma geldi, oturdu. Ceketin kolunu hafifçe sıyırıp gömleğin açık kol manşetini ortaya çıkardı, cebinden THK yazılı ilk kez gördüğüm kol düğmelerini çıkardı. Neredeyse tüm kol düğmeleri THK yazılıydı ama bunu ilk kez görüyordum..
Sırıtarak kol düğmelerini takıp manşetleri ilikledim, ceketin kollarını aşağıya indirdim.
"Tamamdır." Dedim neşeyle.
Yerinden kalkıp elini uzattı, elini tutup ayağa kalktım. Bu sırada gözleri ayaklarımda kitlendi.
"Ne oldu?"
"Kızım neredeyse 4'üncü aya giriyorsun, topuklu giyme artık."
"Lütfen bunun tartışmasını yapmayalım.." Diye mırıldandım.
Sinirli bir bakış atıp elimi tuttu, aşağıya inip evden çıktık. Tolga'nın Panamera'sına binip nişanın yapılacağı otele doğru yola koyulduk..

------------

"Abla, Tuğba çok güzel olmuş, değil mi?"
"Evet tatlım, çok güzel oldu."
Yuvarlak masada oturmuş, Pelin'le muhabbet ediyorduk. Solumda Pelin, sağımda Tolga oturuyordu. Annem ve babam karşımda kalıyordu. Özkan, Vural ve Ahmet Abi de Tolga'nın tarafında oturuyorlardı. Onlar kendi aralarında muhabbet ederken Pelin, ben ve annem de koyu muhabbetimize dalmıştık. Bebeğin cinsiyetini söylediğimden beri getirdikleri isim önerileriyle kendimi kaybediyordum.
"Buldum!" Diye heyecanla bağırdı Pelin.
"Neyi buldun tatlım?" Dedi annem merakla.
"İsim! İsim buldum! Tonguç koyalım!"
Tolga ve tayfası bile ismi duyunca ağızları beş karış açık şekilde dönmüşlerdi Pelin'e. Tolga konuştu;
"Turabi koymayı düşünüyorum abicim.."
Özkan bir kahkaha patlattı. Ahmet Abi bile sırıtıyordu.
Dehşet içinde bir surat ifadesiyle Tolga'ya dönüp konuştum;
"Eğer gerçekten öyle bir niyetin varsa oğlumu 18 yaşına kadar içimde büyütür, doğduğu gibi de ismini ona sorarım!"
Özkan ve Vural'ın gözlerinden yaşlar geliyordu gülmekten.
"18 yaşına kadar dedi ya!" Deyip kahkahalarına devam etti Vural.
Somurtup arkama yaslandım, kollarımı göğsümde kavuşturdum. Tam bu sırada babam konuştu;
"Açıkçası, babamın bir vasiyeti vardı.."
"Ay hayır.. Bu dedemin başıma bir bela açacağını biliyordum.." Diye mırıldanıp yüzümü Tolga'nın omzuna sakladım.
Herkes kıkırdarken babam devam etti;
"Mustafa'nın veya benim, ilk hangimizin oğlu olursa onun ismini vermemizi istemişti. Mustafa zaten zampara herif, evlenmedi. Benim de tek oğlum Tolga, e onun da adı var yani.."
Tolga cengaver bir şekilde konuştu;
"Babanıza sözünüz varsa tutalım baba. Olmadı yanına bir isim daha koyarız." Bana dönüp devam etti;
"Dedenin adı neydi Helin?"
Başımı omzundan kaldırıp gözlerimi gözlerine diktim, konuştum;
"Nizamettin."
Tolga'nın o anki ifadesini unutmayacağıma yemin edebilirim. Yüzünde bir kas bile oynamadı, heykel gibi o ifadeyi sabit tuttu, sonra babama döndü,
"Tamam baba. Nizamettin Kurt. Annesi çok isterse yanına bir isim daha koyar." Dedi.
Annem babamı dürtüyor, babamsa sırıtıyordu.
Sonunda annem konuştu;
"Ay çocuklar saçmalamayın yok öyle vasiyet. Babanız çok istiyorsa ismi kendi kimliğine yazdırsın.."
"Dedemin öyle vasiyeti yok muymuş?!"
Babam konuştu;
"Yok tabiki. Adam kendini insanlara Nazmi diye tanıtıyordu, öyle vasiyet mi verecek?"
Özkan ve Vural yine koptu tabi.
Ahmet Abi konuştu;
"Nizamettin Kurt da havalı olmuştu aslında Tolga.."
"Sus abi ya ödüm koptu bir an.." Diye mırıldandı.
Bu sefer masadaki herkes koptu tabi.. Kahkahalar havada uçuştu tüm gece..
Tuğba da en az benim kadar güzel bir gelin olmuştu.. Zarif, sade, asil.. Firdevs Yenge her ne kadar sevmese de bir şekilde Soner ve Tuğba'nın ilişkisi de gelişme kaydetmişti. İçten içe seviniyordum buna. Neredeyse elti sayılır sonuçta. Tanıdığım birisi olması güzel..

Yarı'm #wattys2016Where stories live. Discover now