17. Bölüm: PLAN

2.8K 134 46
                                    

Gözlerimi açtım. Bakışlarımı Altay'ın koyu kahverengi gözlerine sabitledim. "Ne konuşacağız?"

"Her şeye baştan başlayalım. Tüm her şey senin istediğin gibi ilerleyecek" dedi.

Dudağım isteğim dışı büzülmüştü. "Sana neden güveneyim?" Dedim.

"Emir Karahan," bakışlarımı Emir Karahan'a çevirdim. "Ona da sordun mu bu soruyu?" Dedi.

"Bir yabancıya güvenmek, sana güvenmekten daha zekice geliyor" dedim. Emir Karahan'ın gözlerinde ifadesizlikten başka hiçbir şey yoktu.

"Oyun oynamayı kes! Hemen ya-"

"O sesine ayar çek!" Diye bağırınca kendime hakim olamadığımı anlamıştım. "Karşında adamların yok"

"Pişman olacaksın." Sesindeki netlik ile bakışlarımı ekrana çevirdim.

Telefonu suratına kapatıp masadaki suya uzandım. Titreyen elime hakim olamayacağımı anladığımda bardağı tekrar masaya bıraktım.

"İyi misin?" Nil'in yumuşak sesi ile bakışlarımı yüzüne çevirdim.

İyi miydim? Telefon melodim tekrar yükselince bakışlarımı ekrana çevirdim. Adonis. Hızla açtım. Umarım kendime hakim olabilirdim...
"Günaydın" dedi.

"Neden sürekli söylediklerimi ezip geçiyorsun?" Dedim, merakla.

Birkaç saniye ses gelmedi. Masadaki tabağa değen çatal sesleriyle üçü de kahvaltısına odaklanmıştı. "Anlamadım?" Dedi.

Derin bir nefes aldım. "Selçuk Saygıner ile konuşmuşsun?" Dedim, titreyen elimi umursamadan çayımdan bir yudum alarak.

"Evet, bir sakıncası mı var?" Dedi.

Elimdeki çatalı sıkıp salatalığa batırdım, tabağa sertçe vurduğum çatalın sesi kimsenin umrunda olmamıştı. "Neredesin?" Dedim.

"Hastanede, bugün erken çıkacağım."

Telefonu suratına kapattım ve kahvaltıma odaklandım. Neden kimse söylediklerimi umursamamakta kararlıydı? Neden kimse kararlarıma saygı duymuyordu? Üstten bakışlarım Altay'a kayınca bana bakıyordu. Bu kez bakışları ifadesizdi. Mesaj bildirimi ile bakışlarım tekrar telefonuma çevrildi.

"Güzel plan. Onların güvenini kazanmak için benimle bir bağının olmadığına ikna etmeye çalışıyorsun. Ama onlar buna inanmadı. Şimdi kafanı kaldır ve iki adamın suratına bak."

Bakışlarımı Altay'a çevirdiğimde şüpheyle bana bakıyordu.

Emir Karahan'a çevirdiğimde ise, ifadesizlikten başka bir şey yoktu.

Mesaj sesiyle tekrar ekrana çevirdim bakışlarımı.

"Birinin suratına şüphe yer alırken, diğerinin suratında ise ifadesizlik değil mi? Benim kim olduğumu unutma kızım. Eğer unutursan en çok senin zararına olur."

Alay edercesine sırıttım ve telefonu Altay'a uzattım. Kaşları çatılırken telefona birkaç saniye baktı ve elimden alıp mesajları okumaya başladı. Bakışlarım yandan Emir Karahan'a çarptığında üstten Altay'a bakıyordu.

GEÇMİŞİN İZİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin