87. Bölüm: HAYAL KIRIKLIĞI

865 74 149
                                    


"En azından seni kullanmıyorum." Dediğimde bunu beklemiyormuş gibi gözleri gözlerimde kaldı. "Ya da kullanmış gibi yapmıyorum." Acıyla tebessüm ettim. "Anlamıyorsun değil mi? Senden bir an önce kurtulmak istediğimi anlamıyorsun. Senden boşanmak için can attığımı görmüyorsun. Seninle seviştim diye bitti mi her şey? Çözüldü mü aramızdakiler? Aramızdakiler çözülmez Emir, sen vazgeçmesen de çözülmez. Görüyorum, çabanı da görüyorum her şeyi de görüyorum ama istemiyorum. İçimde istemeye dair tek bir kırıntı bile yok. İstediğim tek şey biran önce senden kurtulmak."

Bakışlarını kaçırdı ve sessizce yutkundu. "İster boşan ister boşanma," tekrar bana baktı. "Umrumda değil. Sen benim umrumda bile değilsin. Ama kendini kandırma olur mu? Yazık olur sana. Ne bir daha ben eski kadın olurum, ne de aramızdaki o ilişki bir daha eskisi gibi olur. Hepsini sen öldürdün." Ona doğru bir adım attım. "Boşanma Emir, ben seni içimde zaten boşadım. O sikik kâğıdın hiçbir anlamı yok benim için."

Parmağımdaki yüzükleri çıkarıp masaya bıraktım ve koltuğa geçip kemerimi bağladım.

Dakikalar içinde uçak piste inmişti. Kendimi dışarıya atıp derin bir nefes aldım ve bileğimdeki saate baktım. Saat 10:00'dı. Bir saat sonra dava vardı. Zaten oraya gitmek bir saatti. Bizim adamlara yaklaşıp arabaya bindiğimde beklemeden çalıştırmışlardı.

"Otele mi Bayan Davis?"

"Adliyeye." Dediğimde kafasıyla onayladı.

Telefonum çaldı. Anna arıyordu. "Efendim güzelim?"

"İndiniz mi?" Dedi, cıvıl cıvıl sesiyle.

"Evet."

"Seni özledim. Eve mi geçiyorsun yoksa otele mi?"

"İşim var, sonra geleceğim yanına." Dedim.

"Ne işin var?" Dedi, merakla.

Büyük bir nefes çektim. "Boşamam gereken bir adam var."

Birkaç saniye ses gelmedi. "Nasıl yani? Bugün mü boşanma davası?! Nora! Bana niye söylemiyorsun ya!"

Suya uzanıp şişeyi kafama diktim. "Önemli bir şey değil çünkü."

"Nasıl önemli bir şey değil?! Emir abiyi seviyorsun, niye boşanıyorsun Nora? Gerçekleri de öğrendin zat-"

"Anna, geleceğim." Dedim, sözünü keserek ve telefonu kapattım.

Bu kez Ava arıyordu. "Nora, burası karıştı!" Kaşlarım çatıldı. "Herifler kadını götürüyor. Lenard bir şey yapmamamı söyledi ama kadını zorla götürüyorlar."

Sert bir nefes verdim. "Patlat kafalarını!" Dedim ve telefonu kapattım. Adamlara döndüm. "Hector'ın evine sür! Beş dakikan var."

Sikeyim! Dava var!

İçimdeki ateş hiddetle her bir yana dağılırken sakin kalmaya çalıştım. Beş dakika içinde Hector'ın evinin biraz uzağında durdu araba. Hızla arabadan inip silahımı elime aldım. Kadını zorla arabaya bindirmeye çalışıyorlardı. Ava, dokuz kişiyi indirmişti. Geri kalan adamlar da Ava'nın nereden ateş ettiklerini bulmaya çalışıp arabanın arkasında duruyorlardı. İlk bakışımda Ava'yı çatıda görmüştüm. Bana baktığında kafamı bir kez salladım ve arabanın arkasındaki adamlardan ikisinin alnına bir delik açtım.

Kurşunlar üzerime yağarken duvarın dibine çöktüm. Arabadaki iki adam karşımdaki duvara sinip ateş ediyorlardı. Koşar adımlarla sokakta koşup binanın etrafından dolandım ve diğer tarafa geçtim. Arkamda hissettiğim nefesle silahımı yüzüne gelecek şekilde ayarlayıp tekme atarak arkamı döndüm ama tekmemi ve elimi iki eliyle kavradı.

GEÇMİŞİN İZİ Where stories live. Discover now