28. Bölüm: SIVI

2.1K 106 26
                                    

Kafamı olumlu anlamda sallayınca salondan çıktı. Bakışlarımı bana merakla bakan Yamyam'a çevirdim. Yanağımı ısırınca şaşkınlıkla ona baktım. Gözleri kocaman açıldı ve burnumu da ısırdı. Küçük bir kahkaha atıp ben de onun yanağını ısırdım. Sert ısırmış olacağım miyavlamıştı.

"Afrodit, Emir'in mafya adamı olduğunu biliyorum."

Şaşkınlıkla önüme çay bardağını bırakan adama baktım. Rahat tavrıyla yanıma oturdu. Şaşkınlıkla bir kahkaha attım. "Emir mi mafya?!" Dedim, kahkahamın arasından. "Emir?!"

"Evet, Emir." Dedi, ciddiyetle.

Ciddiyeti karşısında kahkahamı kesip yutkundum ve sıcak olmasını umursamadan çayımdan büyük bir yudum aldım. "Yalan." Dedim.

"Kararlarını saygı duyarım," dedi, tüm ciddiyetiyle. "Ama bu yaptığın saçmalık."

"Adonis, ne saçmalıyorsun?" Dedim, çatılan kaşlarımla.

Acı bir tebessüm edip önündeki şömineye dikti bakışlarını. "O hayattan kurtulmak için verdiğin mücadeleleri bugün gibi hatırlıyorum... anlıyorum aşık oldun. Ama bu aşk sana zarar verir."

"Aşk her şekilde zarar verir Adonis," kucağımdaki Yamyam'ı yanıma bıraktım. "Ben bunu daha yeni yeni fark ediyorum."

"O karanlık Afrodit," dedi, bakışlarını bana çevirerek. "Baban gibi."

Sesli bir nefes verdim. "Karanlık... karanlık... karanlık... biliyorum karanlık."

"Biliyorsan nedir bu halin? Ben seni tanıyamıyorum. Artık öfkeni eskisi gibi kontrol edemiyorsun, hemen her şeye parlıyorsun. Ellerin titriyor, gözlerin büyüyor..." Dedi.

"Alışmakta zorlanıyorum hepsi bu. Bütün bunlar karanlığa alışmakta zorlandığımdan oluyor." Dedim, net sesimle.

"Alışma," elimi avucuna aldı. "Alışma Afrodit. Sen karanlığa ait değilsin, oraya alışmamalısın."

Öfkeyle ayaklandım. "Allah kahretsin ki alışıyorum!" Diye bağırdım. "Karanlık beni kendine çekiyor ne yapayım ya?!"

Adonis de ayaklanıp karşımda durdu. "İzin verme. Kontrolü ona kaptırma."

"Anlamıyorsun..." dedim, acı tebessümle. "Beni anlamıyorsun. Kontrol yok! İzin yok! Yok, hiçbir şey yok! Karanlık bu Adonis, karanlık izin istemez ki..."

"O adam sana zarar veriyor."

"Veriyor!" Diye bağırdım. "Veriyor ne yapayım?! Canımı yakıyor, kalbimi söküp çıkarıyor yerinden. Ama Allah kahretsin ben kopamıyorum... yaksın istiyorum canımı. Alsın söksün kalbimi istiyorum."

"Yapma Afrodit," ellerini yanaklarıma yerleştirdi. "Yapma biz de acı çekiyoruz."

"Siz değil ben acı çekiyorum, ben!" Hızla uzaklaştım ondan. "Şu halime bak ya!" Kendimi baştan aşağıya gösterdim. "Ben savcı Sena Saygıner'dim! Bi' bak bana. Ne kaldı benden geriye Adonis... koca bir hayal kırıklığı. Savcı Sena Saygıner'den kalan son şey bu."

Sesli bir nefes verdi. "Senden geriye kalan beyazlığın..."

Alayla kahkaha attım. "Siyah beneklerle kaplı olan beyazlığım!"

GEÇMİŞİN İZİ Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora