45. Bölüm: İLK BENİ SEVERDİN

1.9K 86 36
                                    


                                       🤍

Güneş ışığı ilk defa gözlerimi rahatsız etmemişti. Yavaşça araladım gözlerimi. Arkamdan sarılan Emir'in eli, koltuk altımdan yatağa boyunca uzanan elime ulaşmış ve parmaklarını parmaklarıma dolamıştı. Yüzüğü yüzüğüme temas ediyordu. Bu beni gülümsetmişti. Birbirine kenetlenmiş ellerimizi dudaklarıma yaklaştırıp önce eline sonra da yüzüğüne küçük öpücükler bıraktım ve akabinde ellerimize sarıldım. Tam kalbimin üzerine koydum. Yüzükler arasındaki bağ, kalbim ile iletişime geçince kalbim bu duruma alışık olmadığından ritmini hızlandırmıştı.

Boynuma konulan öpücüklerle gülümsemem çoğaldı. "Günaydın sevgilim," diye mırıldandı.

"Günaydın sevgilim." Dedim, tatlı çıkan sesimle.

Kalbimin üzerindeki elini elime daha sıkı kenetledi. Boynuma dolanan saçlarımı omuzumun gerisine çekti ve dudaklarını nabzımın attığı yere ulaştırdı. Öpmüyordu, dudaklarını hafifçe aralamış ve nabzımın atışını dudaklarında hissediyordu. Kalbimin atışları elinin tersine, nabzımın atışları dudaklarına temas ediyordu.

"Nişanlandık," dedim, dan diye. Bakışlarım kalbimin üzerindeki kenetlenen parmaklarımızdaydı.

"Öyle mi?" Dedi, nabzımı öperken. "Gerçekten nişanlandık mı?"

Şuna bak Sena. Bir de dalga geçiyor bizimle. Bizimle derken? Seninle değil, benimle dalga geçiyor. Niye üstüne alındın sen?

"Hıhı," diye mırıldandım. "Ama yüzük yakışmadı bana..." dudağımı büzdüm. "Seninki sana çok yakıştı ama benimki bana yakışmadı.

Kalbimin üzerindeki ellerimizi kaldırdı. Göz ucuyla baktığını hissetmiştim. "Bir yüzük, bir kadının parmağına ancak bu kadar yakışabilirdi." Dedi, net çıkan sesiyle.

"Yemin et," dedim, gözlerimi kısarak.

"Kuranıma çok yakıştı."

Şive ile kurduğu cümleyle büyük bir kahkaha patlattım. On iki saniye geçmiş fakat ben kahkahamı kesememiştim. Beni kendine çevirdiğinde hâlâ gülüyordum. Çatık kaşlarıyla bana bakıyordu. Elimi ağzıma bastırdım ve kahkahamı sonlandırmaya çalıştım fakat beceremiyordum. Elimi ağzımdan çekti ve beni kendine yapıştırıp burnumun ucunu öptü. Saniyeler içinde kahkaham kesilmişti.

"Ne vardı bu kadar gülecek?" Diye sordu.

Ellerimi yanaklarına hafif sertçe yapıştırıp sıktım. Dudakları büzülmüştü. Güldüm. "Seni yerim!" Kudurdun Sena.

Güldü. "Ye." Ağzımı açıp dişlerimi gösterdim ve dişlerimin arasına yanağını sıkıştırıp sıktım. "Ben bunu kastetmemiştim." Dedi, sitemle.

Isırdığım yeri kocaman öptüm. "Biliyorum," üzerine çıkıp boynunu öptüm ve yataktan indim. Sesli bir nefes verdiğini duyduğumda gülüp odadan çıktım.

Odam denildiği yere doğru yürüdüğümde Aylin de aşağıya iniyordu. Bakışları bana çarpınca gülümsedi. "Günaydın."

"Günaydın." Dedim, gülümserken.

Aylin aşağıya indiğinde ben de odaya girip üzerimi değiştirdim. Beyaz gömleğin ilk iki düğmesini açık bırakıp kot siyah pantolonumun altına koydum ve siyah, kısa blazer ceketi de üzerime geçirip saçlarımı salaş bıraktım. Saçlarını mı boyatsan Sena? Kaşlarımı hızla çattım. Ne alaka ya?! Hep siyah nereye kadar? Değişiklik yap bence. Çok istiyorsan git kendin değişiklik yap. Ben kendimi beğeniyorum böyle.

GEÇMİŞİN İZİ Where stories live. Discover now